12.BÖLÜM

5K 348 5
                                    

"Birce sakin ol ve ben gelmeden sakın bir delilik yapma."

"Nasıl sakin olayım Emre, bu kadarı da fazla, bu kadar nasıl kör olabildim ben?"

"Tamam güzelim, bak ben çıkıyorum evden ne olur beni bekle, sakın Birce sakın..."

"Yok, ben daha fazla bekleyemem, artık zamanı geldi. Bu zehri içimden söküp atacağım."

"Birce yalvarırım beni bekle dedim sana, ben gelmeden o dağ başına tek gitmeni istemiyorum."

"Duramam Emre, duramam artık..." dedi ve telefonu kapattı.

Kolunun tersi ile gözyaşlarını sildi. Eline aldığı valize aradığı her şeyi bulup yerleştirdi. Sonra da iğrenerek baktığı o zarfı da içine tıkıştırdı. Halalarının arkasından seslenmesine aldırış bile etmeden arabasının bagajını açıp içine valizi fırlattı. Geriye dönüp baktığında Huriye, Nuriye ve Düriye halalarının hayretle açılmış bakışlarına şahit oldu. Onlara gözyaşları içinde gülümsedi.

"Sakın beni merak etmeyin, hayatımın geri kalan en güzel günü için geri döneceğim." Dedi. Onun bu sözlerine anlam veremeyen halaları kendi aralarında fısır fısır durumu muhakeme ederlerken Birce arabasına bindi. Eline telefonu aldı ve belki de aramak isteyeceği en son insanı aradı.

"Alo Barkın."

"Birce, hayatım sen misin? Gerçekten sen mi aradın beni?" Adam inanamıyordu.

"Kes sesini Barkın, yıldızların altında dilek tuttuğumuz kamp alanına gel."

"Bu saatte mi?" dese de Birce daha fazla onun mide bulandırıcı sesini duymak istemediği için telefonu suratına kapattı. Adı gibi emindi ki gelecekti. Haftalar sonra gecenin bu saatinde önüne çıkan bu fırsatı sonuna kadar değerlendirecekti. Ama bilmiyordu ki koşarak geldiği yer kendi geleceğinin cehennemiydi.

***

Barkın gecenin bir yarısı Birce'den gelen telefon ile neye uğradığını şaşırsa da uçarak gideceğini çok iyi biliyordu. Kim bilir belki de öfkesi dinen sevgilisi onu affetmeye karar vermişti. Barkın büyük bir heyecan ile hazırlanıp arabasına binmişti. Onlar için özel olan o yere giderken aklından bin bir düşünce geçiyordu. Gecenin karanlığında en sonunda varmak istediği noktaya ulaşmıştı. Arabadan inip kamp alanına doğru gittiğinde Birce'yi gördü. Öylesine çok özlemişti ki onu, kokusunu içine çekip hapsetmek istiyordu. Hata yapmıştı ama yaptıklarını affedilmez olarak görmüyordu.

Birce, bir taşın üzerine oturmuş önüne yaktığı ateşin üzerine bir şeyler atıyordu. Adam ateşe atılanların ne olduğunu anlayamamıştı.

"Birce." Dedi varlığını hissettirmek istercesine. Ama bilmiyordu ki kız onun mide bulandırıcı kokusunu o arabadan indiği an almıştı. Sanki varlığını yeni fark ediyormuş gibi başını yukarıya doğru kaldırdı. Alaycı bir gülümseme ile ona karşılık verirken bir yandan da ateşi elindeki çubuk yardımıyla karıştırıyordu.

"Ooo kimler gelmiş." Dedi dalga geçercesine.

"Birce sen beni çağırınca çok heyecanlandım." Diyerek ona bir adım atmaya çalıştığı sırada Birce elindeki çubuğu ona doğru kaldırdı. "Sakın." Dedi dişlerinin arasından tıslarken yüz ifadesi de ciddileşmişti. "Sakın bir adım daha atayım deme, yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam." Adam kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdı. "Bu da ne demek oluyor? Beni buraya çağıran sensin şimdi bu yaptığın..."

"Şiyttt..." dedi işaret parmağını dudaklarını götürüp ona susmasını tehlikeli bir şekilde bildirdi. Kızın bu dengesiz hareketleri adamı tedirgin etmek bir yana korkutmaya başlamıştı.

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin