21.BÖLÜM

4.3K 387 29
                                    

Birce huzursuzca bıkmadan usanmadan bir kez daha saatine baktı. Kaşları çatılarak içli bir "Of!" çekti. Gülce'den ne bir ses ne de bir haber vardı. Buluşacakları saatin üzerinden neredeyse yarım saat geçmişti.

"Şansını kaybettin Gülce Hanım." Diyerek kendi kendine konuştu. Konser salonunun kapısından içeriye girmeden geri dönmeye hazırlanırken telefonuna gelen mesaj sesiyle duraksadı. Çantasının içindeki telefonu çıkarttı ve eline aldı. Kardeşinden gelen mesajı can sıkıntısı ile açtı.

"Can ikizim trafiğe takıldım. Sen salona geç ben ikinci şarkıya yetişmeye çalışacağım. Ha bu arada sakın ha kaçmaya falan kalkma yoksa bu kaçışın bir de yakalanışı olur unutma." Diye de eklemişti bir de utanmadan.

"Of Gülce ya hem zorla beni konsere getiriyorsun hem de geç kalıyorsun. Alacağın olsun." Hızlıca mesaj yazarak kardeşine cevap verdi. Karşılığı ise çok geçmeden "Yeter ki alacağım olsun güzelim." Diyerek geldi.

"İğrençsin Gülce." Diyen bir mesaj daha attı.

"Her zaman ki halim tatlım. Hadi çok konuşmada gir içeriye ben kaçırdım ilk şarkıyı bari sen benim yerime dinle. Sana söz ikinci şarkıda orada olacağım." Diyen mesajına Birce tebessüm ederek karşılık verdi.

Gülce uzun zamandır bu konseri bekliyordu. Kardeşindeki bu Karadeniz müziği sevdasını bilmese kimse Birce'yi tutup da bu gece konsere getiremezdi. Ama günlerdir onun kendisine olan fedakârlığına bir şekilde cevap vermeliydi. O da bu şekilde ikizinin yanında olmak istemişti. Karadeniz müziklerini dinlemek kim bilir belki kendi ruhuna da iyi gelirdi. Salonun kapısından içeriye girerken biletini çıkardı ve görevlilere uzattı. Kapıdaki afişe baktığında "Niyazi Koyuncu Konseri" yazısı dikkatini çekti. İçinden bir ses bu gecenin ona iyi geleceğini söylüyordu. Nedenini bilmese de derin bir rahatlama yaşayarak salondan içeriye ilk adımını attı. Biletindeki koltuk numarasına baktı ve yerini aramaya koyuldu. Yerini bulduğunda kimseyi rahatsız etmemeye özen göstererek koltuğuna oturdu. Konser başlamak üzereydi. Mekândan ışıklar yavaşça çekilmeye başladığında elinde tuttuğu telefonun sesini kısmaya çalışan Birce yanında bir hareketlilik hissetti. Gülce'nin geldiğini düşünerek yüzünde bir tebessüm oluştu.

"Hani ikinci şarkıya yetişecektin sen..." diyerek bakışlarını telefondan ayırarak kaldırdı.

Gözleri günlerdir görmediği bakışlar tarafından özlem ile istila altına alındığında yüzündeki tebessüm an be an silindi.

"Se-sen..." dedi konuşmayı hatırladığı o anlarda kekeleyerek güçlükle çıkardığı sesiyle tek kelime olsun etmeyi sonunda başarmıştı.

"Ben." Dedi adam, kendinden emin bir ses tonuyla.

"Senin ne işin var burada Emre?" Diyerek kendisini toparlayan kız aniden kaşlarını çatarak hesap sormaya başlamıştı.

"Senin için buradayım. Konuşamadıklarımızın temelini bu gece burada atmaya geldim." Dedi gözlerinde itiraz kabul etmeyen bir tavırla.

"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok." Diyerek çıkıştı.

"Ama benim var." Diyerek diretti adam.

"İyi o zaman sen kendi kendine konuş dur." Diyerek gitmek için ayağa bir hışımla kalktı. O anda kolu nazik bir dokunuşun esareti altına girdi. O öyle tatlı bir esaretti ki genç kız hiç bırakmasın istedi. Gözleri buluştuğunda adamın bakışlarında yalvaran tınıyı hissetti. Gitme diyordu o gözler, sessiz çığlıkları yalvarışını bahşediyordu her pırıltısında.

"Sadece ilk şarkı için buradayım Birce, sana söz o şarkı bittiği an nasıl olduğunu bile anlayamadan yanından çekilip gideceğim. Tek bir şarkılık kadar da ömründe yer edemedim mi ben senin? Bir şarkının süresi kadar da tahammül edemeyecek misin bana?" diyerek kırgınca konuştu.

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα