13.BÖLÜM

5K 348 9
                                    

"Benden gizlediğin başka bir şey yok yani öyle mi?"

"Evet." Dedi kızın bedenine sardığı kollarını daha da sıkılaştırarak.

Birce gözlerini can sıkıntısıyla kapattı ve olan tüm gücünü kullanarak ellerini adamın göğsüne doğru sertçe bastırarak onu geriye doğru ittirdi.

"Yalancı." Diye acı dolu bir sesle haykırdı. Adam böylesine bir tepkiyi hiç beklemediği için bir an afallasa da çabucak kendisini toparlamayı başardı.

"Birce neler oluyor? Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye korku dolu gözler ile ona hesap sordu.

Birce bir iki adım gerileyerek ondan uzaklaştı. Adam ona yaklaşmaya çalışsa da pek bir faydası olmayacağını anladı. Çünkü ona nefret dolu bakan gözler ile ilk defa karşılaşıyordu. Yıllar öncesinde Birce onu reddederken bile bir kere olsun ona böylesine bir tiksinti ile bakmamıştı. Bu bakış altında yatan bin bir suçlama adamın canını yakmıştı. Ama bu saatten sonra geri dönüşü olamazdı. Bildiği en iyi işi yapacak ve inkâr etmeye devam edecekti.

"Ne yalanından bahsediyorsun sen Birce? Sana karşı başka bir yalanım yok dedim, bu kadar mı zor inanmak. Sözüm bu kadar mı tesirsiz yüreğine."

"Ne yalanı öyle mi?" diye acele ile valizin yanına gitti. Akşamüzeri kendisine gelen zarfı çıkardı. İçindeki resimleri alıp onun suratına sertçe fırlattı.

"Al sana yalanların, al sana hataların, al sana ihanetlerin." Diyerek içindeki zehri son damlasına kadar kustu. Adam yüzüne çarpıp yere düşen resimlere bakmaya korkuyordu. Çünkü o resimlerde neler olabileceğini tahmin ediyordu. Ve bir kez daha lanet etti tüm yaptıklarına.

"Bunlar senin eline nasıl ulaştı." Dedi göz ucuyla yarım yamalak baktığı resimlerde yıllarca yediği haltların yalnızca bir kısmını görmüştü.

"Ha yani şimdi konumuz bunların bana nasıl ulaştığı öyle mi?" diyerek alaycı bir şekilde konuştu.

"Birce ben açıklayabilirim." Dedi yüzsüzce ona doğru bir adım atarak.

"Yaklaşma bana." Diyerek elini durması için havaya kaldırdı. Diğer eliyle akıp giden acı dolu yaşları siliyordu. "Sen nasıl bir adam çıktın Barkın, peki ya ben nasıl bu kadar kör olabildim. Anlamıyorum neyim eksikti Barkın, söylesene neyim eksik geldi sana."

"Sen her zaman mükemmeldin ama ben..."

"Ama sen uçkuruna sahip çıkamadın öyle değil mi? Ben sevgilinim diye ortalarda aptal gibi dolaşırken sen her gece o kızın koynuna mı girdin? Ben seni her aradığımda yanı başında uzak dur dediğim kız mı vardı? Evine, odana, koynuna alacak kadar nasıl şerefsiz oldun? Söylesene bana ben o mezuniyete gelmesem, sizi görmesem bunları öğrenebilecek miydim? Yıllarca yaptığınız bu iğrençliğin farkına varabilecek miydim? Boşuna değilmiş Beril'in bana sürekli onu senin elinden alacağım sözleri, zaten hiç benim olmayan adam her gece onun koynunda soluk alıp veriyormuş da benim haberim yokmuş. Nasıl bir aptalım ki sen üzülme diye çıkageldim oraya, senin keyfe düşmüş hallerine gözlerim şahit oldu. Senin başka kollarda zevke düştüğünü şu iğrenç fotoğraflarında gördüğüm an senden bir kez daha iğrendim. Ve sen Barkın sen benim gözümün içine baka, baka yalan söyledin. Bir kere bile değil, defalarca, yıllarca..." diyen sesi fısıltı haline dönüşmüştü. Acı akıyordu gözlerinde, keder süzülüyordu yanaklarından. "Elimi tutan ellerinle başka bir kadına nasıl dokunabildin? Böyle mi sevdin sen beni? Söyle yıllarca peşimde dolandıktan sonra sevgilim olana kadar mıydı senin aşkın? Ben senin için bu kadar değersiz miydim?"

"Hayır, hayır Birce sen çok değerlisin, benim için çok önemlisin. Ne olur böyle düşünme. Ben seni deli gibi seviyorum Birce."

"Severken bana bunu yapan adam gerçekten merak ediyorum sevmesen ne yapardın? Aylarca senin mezuniyetinin hayalini kurduk biz. Şimdi görüyorum ki seninle kurduğum her hayali sen başkasıyla yaşamışsın. Benim olmam gereken yerde, senin yanında, senin kollarında, sana uzak dur dediğim kız vardı. Benim sahip olmam gereken tüm anılara artık o kız sahip ve bunun tek suçlusu sensin." Valizin içinden kendilerine ait geçmişte çekildikleri tüm fotoğrafları eline aldı. Ateşe atmak için tam yeltendiği sırada Barkın bir anda yanına geldi ve elinden tuttu.

"Yalvarırım yapma." Elinden tutan adama tiksinircesine baktı ve onu silkeledi.

"Bitirdiğin beni, geçmişimi, anılarımı sana dair her şeyi bu gece yok edeceğim. Ve sen buna asla engel olamayacaksın. Sen beni o mide bulandırıcı fotoğraflarınız ile bitirdin, bende seni, bizi, anılarımızı her şeyi bitiriyorum. Seni adam sandığım geçmişimi yakıyorum. Sen beni tükettin, yok ettin ben de seni sonsuza kadar hayatımdan çıkarıyorum. İçime ilmek ilmek işlediğin bana zehir zıkkım ettiğin aşkını da seninle birlikte içimden söküp atıyorum. Akıtıyorum içimde beni öldüren tüm zehre dönüşen aşkını, hayatımdan sana dair her şeyi silip atıyorum. Bırak seni, gölgeni dahi hayatımda, yakınımda görmek istemiyorum. Hayatıma gölge etme, kendi pisliğinin içinde kaybol."

"Vazgeçmem Birce hiçbir güç beni senden vazgeçiremez. İstediğin kadar yak, istediğin kadar yok say ama sen de benden vazgeçemezsin. Sadece dilinde, yüreğine söz geçiremezsin." Diyerek diretti adam arsızca.

"Bu kadar mı utanmaz bir adamdın sen? Bunu nasıl söyleyebilirsin? Orada..." diyerek az önce adamın suratına fırlattığı ve yerlere saçılan fotoğrafları gösterdi. "Orada bana yıllardır nasıl ihanet ettiğinin kanıtları var. Orada senin yatağında benimle sevgiliyken Beril ile olan yarı çıplak fotoğrafların var. Orada adam olmadığının, haysiyetsiz herifin teki olduğunun fotoğrafları var. Sen bunca şeyden sonra hala seni sevdiğimi mi zannediyorsun. Buna gerçekten inanıyor musun? Bir daha adımızın yan yana anılmasına izin verir miyim sanıyorsun? Bak gözlerimin içine Barkın." Dedi bir adımını ona doğru attı ve dibinde bitti. Gözleri soğukkanlı bir katil gibiydi. "Bak gözlerime orada sen var mısın? Orada bana yaşattığın herhangi güzel bir şey var mı? Orada bu ihaneti kabul edecek göz var mı? Bak, bak da bana bir cevap ver."

"Şu an sinirlisin ve bu yüzden böyle konuşuyorsun. Sakinleştiğinde tekrar konuşacağız." Dedi sanki yaptıkları normalmiş gibi.

"Barkın bu saatten sonra seninle tek laf etmem. Neden biliyor musun?" dedi gözlerindeki kara kuyulara düşmüş ve orada sözleriyle bir ateş yakacak gibi baktı. "Çünkü seni artık sevmiyorum." Dedi tek tek her kelime üzerinde telaffuzunu beynine çakar gibi ses tonu yükseltti. Adamın gözleri her bir kelimede daha da irileşerek açıldı.

"Yalan söylüyorsun." Diyerek dirseğinden sertçe tuttu. "Sen beni seviyorsun. Benden vazgeçemezsin. Benim de senden vazgeçemediğim gibi." Onun bu cevabına kolunu silkerek ve sinir bozucu kahkaha atarak cevap verdi.

"Bitti Barkın, anlıyor musun bitti. İster kabul et ister etme, artık benim hayatımda sana yer yok ve bundan sonra da asla olmayacak. Bilirsin ben bir insanı silersem geri dönüşüm olmaz. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Sana dair asla geri dönüşüm olmayacak." Dediği an yakınlarda bir arabanın far ışığı belirdi. Barkın'ın gözleri arabanın ışığıyla görüş mesafesi daralsa da arabadan inenleri gördüğü an bakışlarını Birce'ye sertçe döndürdü.

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin