FİNAL(Part-1-)

4.3K 206 9
                                    

Bir Hafta Sonra

Birce elleriyle yüzünü kapamış ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu. Netin doğru neyin yanlış olduğunu artık anlayamıyordu. Odasının kapısı teklifsizce açılıp içeriye giren Gülce şaşkınlıkla "İnanmıyorum sen hala hazırlanmadın mı?" diyerek küçük çaplı bir yaygara kopardı. Birce elleri arsındaki başını kaldırıp kardeşine baktığında derin bir nefes bıraktı.

"Ben galiba yapamayacağım." Diyen titrek sesine ışıldayan gözleri eşlik ediyordu. Kardeşinin bu halini içten içe anlasa da şu an hak vererek onu yüreklendirmek istemiyordu. Gözlerini kısarak acele ile yanına oturdu. Ellerini avuçları içine alarak "Bu da ne demek oluyor kardeşim?" dedi. Ne demek istediğini anlasa da ona biraz zaman tanımak sağlıklı düşünmesine yardımcı olmak istiyordu.

"Babamın bu evden çıkıp gidişini hala unutamıyorum. Nerede? Nasıl? Ne yapıyor hiçbir şey bilmiyoruz. Şimdi o yokken, ben baba evinden babasız çıkmak istemiyorum." Dedi boğazından firar eden hıçkırığa engel olamazken yanaklarından aşağıya yaşlar çoktan kendini bırakmıştı. Gülce kardeşinin bu haline daha fazla dayanamadı ve onu kolları arasına alarak sımsıkı sarıldı.

"Biliyorum ikizim, biliyorum kardeşim ama sen de bizi anla herkes bir an önce bu düğünün olmasını istiyor. Biliyorsun herkes babamı arıyor. Hem belki inadı kırılır dayanamaz da düğüne gelir." Dedi.

"Bu kadar zor olmak zorunda mıydı Gülce? Bitmedi mi çilemiz artık. Biz sadece mutlu olmak istedik, asla daha fazlası değil. El ele olalım yüzümüz gülsün istedik ama olmadı. "diyerek içli bir şekilde ağlamaya devam etti. Gülce kardeşini kendinden biraz uzaklaştırıp gözyaşlarını öteledi ve onun gözlerinin içine bakarak yüzünü avuçları içine aldı.

"Bak bana güzel kardeşim ağlama artık, sana söz veriyorum bundan sonra her şey çok güzel olacak. Ben inanıyorum ki bu düğüne babam da gelecek. Hem sen babamızı annemden daha mı iyi tanıyorsun?" diyerek dalga geçercesine konuştu. "Bu düğünün hemen yapılmasını isteyen kişi hem annem hem bizim üçüz çılgın bakireler, onlar bu düğün derhal olacak dedilerse mutlaka bir bildikleri vardır." Dedi kıkırdayarak.

Birce'nin yüzünde ansızın bir gülümseme yayılırken odaya giren davetsiz misafirler kızların bakışlarını kapıya yönlendirmesine sebep oldu. İtiş kakış içeriye girenler üçüz halalardan başkası değildi.

Huriye "Bana bak Nuriye o elbiseyi ben giyeceğim." diyerek kardeşinin elindeki elbiseyi çekiştiriyordu.

Nuriye elbiseyi kardeşinin elinden almaya çalışırken "Heh elbiseyi giyecekmiş, sen o kilolarla anca çuval giyersin. Bu elbiseyi ben giyeceğim en güzeliniz benim, bu elbise ancak bana yakışır." Dediği an Düriye elinde bir makasla geldi bir Nuriye'ye bir Huriye'ye baktı. İki kardeşte Düriye'ye göz ucuyla endişeli bir şekilde baktı. "Şaka yapıyorsun değil mi?" dediklerinde kadının suratında sinsi bir gülüş peyda oldu ve kimsenin anlamadığı bir hızda elbiseyi ortadan ikiye kesip attı. Onun bu hızının farkına varamayan Huriye ve Nuriye elbisenin ellerinde kalan parçaları ile yere hızla düşerken Gülce ve Birce gözleri önünde gerçekleşen bu şaka gibi sahneye kaşları yukarıya kalkmış bir halde bakıyorlardı. Düriye zafer kazanmış bir halde makasının ucunu üflerken "O elbiseyi ikiniz de giyemeyeceksiniz çünkü en güzel elbiseyi ben giyeceğim." Diyerek kahkaha atarak odadan çıktığında yerde ellerindeki elbise parçalarıyla kala kalan halalar önce birbirlerine sonra kapıdan çıkıp giden kardeşlerine baktılar. Gözlerini kısıp ellerinde kumaş parçalarını fırlatan ikili koşar adım Düriye'nin arkasından giderken ikisinin de dillerin de tek bir cümle vardı. "O elbiseyi ben giyeceğim."

Gülce kardeşine bakma gereği bile duymadan gözleri kapıda "Hadi sen evlendin kurtuldun da ben bu delilerle tek başıma ne yapacağım?" dedi dehşete kapılmış bir şekilde. Birce onun bu haline katılarak gülmeye başladığında az önceki hüzünlü havadan eser kalmamıştı. 

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin