2.1

3.4K 258 62
                                    

•Yoongi

Elime çarpan nefesler bir süre sonra düzenli hale gelince Taehyung'un uyuduğunu anladım. Biraz daha böyle uyumaya devam ederse uyanınca belinde büyük bir ağrı hissedicekti. Bu yüzden yavaş bir şekilde ellerimi ellerinden ayırıp onu dik hale getirdim. Hemen yanına yerleşip başını omzuma koyunca kafasını biraz kıpırdatıp boyun girintime iyice yerleşti. Bu durum gülümsememi sağlarken  mırıldanarak ellerimi tekrar ellerine hapsetti. Bu... Güzel hissettiriyodu.

Tae'nin kokusuyla mayışmış bir şekilde uyumak üzereyken karşıdan bize doğru gelen Jungkook'u gördüm. Birkaç saat öncesi aklıma gelince ister istemez kaşlarım çatıldı.

Jungkook çekinerek karşıma oturunca "Hyung. Ben özür dilerim." dedi. Sert bir sesle "Ne için?" diye sordum. "Ya hyung yapma böyle. Ellerinin benim yüzümden olduğunu biliyorum. Ama emin ol ki Tae'yle aramızda hiçbir şey geçmedi. Geçemez zaten. Bugün bana Jimin hakkında ne hissettiğimi sordu. Ve ben ona Jimin'den hoşlandığımı itiraf ettim. Bu kadar. Hyung lütfen bana kızgın olma." dedi. Jungkook? Jimin? Hoşlanmak? İtiraf?

Hafifçe sırıtıp "Demek Jimin'den hoşlanıyosun. Seni velet." dedim. Yüzü şekilden şekile girerken "Onca dediğim şeyden buna mı takıldın yani?" diye sordu. Kıkırdayıp "Boşver sen onu. Eee düğün ne zaman?" dedim heyecanlı bir şekilde. Elleriyle kızaran yanaklarını kapatıp bir şeyler mırıldandı.

Bize doğru gelen Jimin'i görünce sırıtıp "Ah kocan geliyo bak." dedim. Ellerini gözlerinden çekip Jimin'i görünce daha da kızardı ve "Bak hyung nolur Jimin'e bir şey söyleme nolur." dedi. Ona cevap verecekken Jimin "Hey napıyorsunuz burda? Kook on saattir seni bekledim neden gelmedin?" dedi sahte bir kızgınlıkla. Jungkook bana son bir bakış atıp "Öyle Yoongi hyungu görünce konuşurken dalmışım pardon." dedi. Bizim velet baya baya aşık olmuş.

Onlar konuşmaya başlayınca araya girip "Gidin az ötede konuşun. Tae'yi uyandırırsanız sizi sikerim." dedim. Bunun üzerine ikisi de oflayarak kalktı ve sahil boyunca ilerlemeye başladılar.

İlerleyen zamanlarda hava gittikçe soğuyunca Tae boynumun içine küçülürcesine biraz daha sokuldu. Bu çocuk hangi akılla üstüne bir şey giymeden kısa kolluyla çıkmış ki dışarı?

Onu uyandırmamak adına yavaş bir şekilde hırkamı üstümden sıyırıp ona giydirdim. Zaten bedenimden büyük bir hırka olduğu için ona tam olmuştu. Çok yakıştı beh. Ne giyse yakışıyo buna da.

Hırkamın içine kısa kollu giydiğim için çıplak tenime çarpan rüzgar beni ürpertirken umursamamaya çalıştım. Tae üşümüyosa ben de üşümüyorum.

Gecenin ilerleyen saatlerinde hepsi tek tek yanımıza gelip kumlara yığılmıştı. Ben dışında herkes uyuyordu.

Saatin geceyarısı 4 olduğunu göz önünde bulundurursak bu gayet normal bir şey tabii.

Tae kıpırdanıp yavaşça gözlerini araladı. Etrafa birkaç saniye saf saf bakışlar attı. En sonunda gözleri beni bulunca tebessüm edip "Beni neden uyandırmadın?" dedi. Ona o kadar güzel uyuyorsun ki kıyamadığımdan uyandıramadım diyemiyeceğim için konuyu değiştirmek amacıyla "Hepsi uyudu baksana. Onları arabaya taşımamız gerekicek." dedim.

O sırada bir kendi üstüne bir de benim üstüme bakıp "Yah hyung. Hırkanı geri almalısın üşüyeceksin." dedi. Hırkayı çıkartmaya yeltenince onu durdurup "Hayır çıkartma. Gerçekten üşümüyorum ben soğuğa dayanıklıyım. Senin ihtiyacın var. Hadi şunları taşıyalım." deyince durup beni kafasıyla onayladı.

Jin hyungun cebinden anahtarı alıp arabanın kilidini açtım. Daha sonra Tae'yle hepsini arabaya taşımaya başladık. Ben cılız ve küçük vücudumdan da beklendiği gibi Jin hyungu binbir zorlukla anca arabaya taşıyabilmişken Tae ise hepsini tek tek sırtlayarak çoktan arabaya yerleştirmişti. Bir an önünü kesin 'Ateşli erkeğim.' diyesim gelse de ona sapık bir izlenim vermek istemediğimden kendime hakim oldum. Sen çocuğa uyurken dayayıp boşaldın diyen iç sesimi duymazdan gelip şoför koltuğuna oturdum. Tae'de yanıma yerleşince arabayı çalıştırıp gaza bastım.

Arkadan Jimin'in uykulu sesi yükseldi. "Tae. Jungkookları bize götürelim yine bizde kalsınlar." Yandan Tae'ye bakıp "Jungkooklara sormalıyız aslında." dedim. Tae "Hadi ama hyung. Jungkook, Hoseok ve Namjoon'un hemen buna atlayacağını biliyorsun." diye yanıtladı beni. Gülerek kafamı sallarken hemen Namjoon'un sesi geldi. "Tabikide olur tabikide. Gidelim." dedi. Namjoon'un sesiyle herkes mırıltılarla uyanırken ben daha çok gaza yüklendim.

Eve varınca hepimiz teker teker arabadan indik. Tam Tae anahtarla kapıyı açmaya çalışırken arkadan bir kadın sesi geldi. "Çocuklar? Beni arkadaşlarınızla tanıştırmıyacak mısınız?" Jin hyung tedirginlikle konuştu.

"Annem! Basıldık!"

"TaeGi'yle kalın..."

instagram // taegi✔Where stories live. Discover now