0.2

2.1K 119 32
                                    

Nasıl ölmek istersin Manolya? Nasıl kavuşmak istersin ölen sevgiline?

Bana sorarsan eğer yanarak ölmek isterim. Onun öldüğü şekilde. Yanında yoktum belki ölürken, en azından onun yaşadıklarını iliklerime kadar hissetmek isterim. Sen ister misin Manolya?

Az önce evinizin kapısına baktım. Tişörtü koymuşsun kapı koluna. Çok teşekkür ederim Manolya, sana ne kadar minnetimi anlatsam, kelimeleri bir araya getirsem boşa. İçimdeki mutluluğu anlatacak kelimeler henüz sözlüklerde yerini almadı.

Onun temas ettiği tişört şuan üzerimde ve ben sadece ağlıyorum. Kokusunu ilk defa bu kadar yakından hissediyorum Manolya, parfümüyle şampuanı karışmış ve üzerine sinmiş. Ona temas ediyor gibiyim. Merak etme, gözyaşlarım asla tişörte değmiyor. Onun temasına asla leke sürmem, süremem. Başta giymekte tereddüt ettim. Benim tenim layık mı onun kıyafetini giymeye? Yeryüzündeki sayılı kokusu sinmiş bir eşya bu, kutsal.

Bana bu tişörtü verdiğine göre mektubu okudun demektir. Okuduğuna çok sevindim. Cevap gelmeyeceğini biliyorum fakat okuman kafi. Sen benim tek arkadaşımsın, biliyorsun ki.

Onu gördükten sonra gözlerimi ondan alamadım. Aslında biri beni bir gün boyunca izlese, onu sevdiğimi anlardı. Sen hep benim yanımdaydın Manolya. Ama sen bile anlamadın beni. Baktın ama görmedin sevgimi. Oysa bilseydin saklardın sen de sevgini, değil mi?

En sevdiği renk neydi Manolya? Ona aldığın hediyeler hep mavi veya mor olurdu. Fakat ben bugün öğrendim ki en sevdiği renk beyazmış. Mezarlığına uğradığım zaman annesi ile karşılaştık. Daha önce bir kere konuşmuştuk. Çok kötüydü Manolya. Yanan evde o olsaydı ancak bu kadar kötü gözükebilirdi. Fakat yoktu.

Beyaz giyinmişti. Mezarın yanına oturacağı sırada kirlenebileceğini söyledim. Bana verdiği cevap şuydu Manolya,

''Oğlumun en sevdiği rengi yine oğlum kirletecek. ''

Kalbimin ağırlığını hissettim o anda. Neden ona beyaz almadın? Bilmiyor muydun? Annesiyle konuştuktan sonra onu biraz düşündüğümde beyazı sevdiğini nasıl anlamadığımı düşündüm. O her zaman şu kelimeleri  söylüyordu.

''Witte magnolia ''

Sana hep veda ederken bunu söylüyordu Manolya ve sen bunu hiç merak etmedin mi? Felemenk olduğunu biliyorsun. '' Beyaz Manolya '' demekmiş Manolya.

Sigara içmeye başladım. Her çakmağı elime alışımda parmağıma doğru tutuyorum alevi. En fazla beş saniye dayanabildim Manolya, o iki saat kaldı o evin içinde. Nasıl dayandı bedeni? Yangın çığlıklarını hapsetti içinde, atmadı onu kendinden. Kendini yaktı, onu da.

Yangının neden çıktığını bulduklarını biliyor musun? Elbette biliyorsundur. Sana hazırladığı sürpriz yüzünden. Bazen seni suçlayacak oluyorum fakat o buna üzülecek diye vazgeçiyorum. İçin rahat olsun diye söylüyorum Manolya. Senin bir tebessümün için yanmayı bile göze aldı sevgilin, o seni çok sevdi. Eğer beni öyle sevseydi, en azından zerresini hissetseydim mutluluktan ölebilirdim.

Sigara dumanında silueti belirdiğinde anladım, onu unutamayacağımı. Her gün bir paketten aşağıya inmiyorum Manolya, sırf yüzünü görebilmek için.

Sen böyle sevdin mi hiç? Sen onu nasıl seviyorsun Manolya?

Okula gitmiyorsun Manolya. Neden? Gitmelisin. Sınıfta kalmak istemezsin. Sen çok başarılısın çünkü. Her zaman benden daha iyi notlar alırdın. Okula git ve meslek sahibi ol. Benim gibi ölmeyi bekleme. Çok mutlu ol Manolya, ben, bizim yerimize yas tutarım.

Annem beni doktora götürmeyi teklif etti fakat doktorluk bir durum yok. Matemim uzun sürecek, bir ömür kadar. Hepsi bu. Büyük bir aşk için kısa bir süre, değil mi?

Birlikte kantine gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun? Üçümüz gitmiştik hani. Ben gelmek istememiştim de sen zorlamıştın. Neden gelmek istemedim Manolya, hiç düşündün mü? Sizi birlikte gördüğüm için değil. Bu bencillik olurdu. Onun sevgisine saygım vardı. Ona daha çok bağlanmaktan korktuğum içindi.

Ben en yakın arkadaşıma bunu yapmak istememiştim. Hem de hiç istemedim. Her gün kendimden tiksindim, onu sevmenin aklımın ucundan geçmemesi gerekiyordu. Öyle olması lazımdı fakat ben her gece yatmadan önce onunla hayaller kurdum. Gerçek olmayacağını bildiğim hayaller... Hepsi o kadar güzeldi ki, hiçbirini unutmaya veya bırakmaya kıyamadım. İçinde o varsa nasıl yapabilirdim, nasıl unutabilirdim ki?

Şimdi tek hayalim ölmek Manolya. Ölüp de ona kavuşmak ve sonsuza kadar onunla olmak. Ama biliyorum ki, ölsem bile kavuşamayacağım ona. O cennete gidecek, yanarak ölenler cennete gidermiş. Şehit sayılırmış.

Benim günahlarım çok ki Manolya, ben cehennemde yanacağım, onu göremeyeceğim. En üzücü tarafı da o. Ona asla kavuşamayacağım.

Bana bir kere mektup yazar mısın? İyi olmadığını biliyorum ama nasıl hissettiğini yaz bana. Sana yalvarırım Manolya. Sen en yakın arkadaşımsın, senin yanında olmak istiyorum sana iyi gelecek şeyler bulup, seni iyi yapmak istiyorum. Sen, onun emanetisin. Sen onun en sevdiği kişisin, annesinden sonra. Senin iyi olman gerek.

Bir defter aldım kendime. Beyaz ve morun geçişini kapağında bulunduran bir defter. Büyük değil, küçük. Her gün oraya yazıyorum Manolya, içimden ne geliyorsa veya ne hissediyorsam. Bazen şiir yazıyorum hiçbir zaman okutamayacağım sevdiğime, bazense bir konuyu tartışıyorum kendi kendime. Sen de öyle yapabilirsin Manolya. İçini satırlara dökebilirsin. Emin ol, seni en iyi anlayacak olan kalemin ve kağıdın olacak.

Seni, onu sevdiğimden daha çok seviyorum Manolya. Bu sevgimi saklama nedenim. Eğer onun sevgisi, sana olan sevgimin üzerine geçseydi hiç tereddüt etmezdim Manolya, onu kazanmak için her şeyi yapardım. Ve seni hiçe sayardım.

Ama ben dostluğumuzu önde tuttum. Ben arkadaşlığı seçtim Manolya. Sence aşk mı, dostluk mu? Sen hangisini seçerdin?

🌺🌺🌺

-Bölüm sonu! Sizce nasıl gidiyor kitap? Beğendiniz mi?

~Sizce aşk mı, dostluk mu?

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum manolyalarım 🌺💙

Manolya / Tamamlandı Where stories live. Discover now