1.3

418 56 26
                                    

Şuan sana çok sinirlendim. Ama bir yandan da hak veriyorum. O anı yazmanı beklediğim için hemen yazmaya koyuldum. Merak ediyorum fakat seni zorlamak da istemiyorum. Bu ikilem çok zor fakat sabredeceğim senin için. Çünkü seni anlamaya çalışıyorum. Eğer senin yaşadıklarını ben yaşasaydım Manolya, travma etkisi olurdu bende. Normal davranamazdım. Evden dışarı çıkmak istemezdim.

Ben zayıf mıyım Manolya? Sen benden daha güçlüsün, bu aşikar. Fakat ben zayıf biri miyim de, daha basit olayları kaldıramıyorum? Kendimi küçümsediğimi biliyorum, aslında bundan nefret ediyorum bir insan kendini asla küçümsememeli, fakat elimden başka bir şey gelmiyor.

Yaşama sebebin birinin olmaması çok güzel Manolya. Aileni düşünüyorsun, bu çok naif bir duygu. İntihar etmeye karar vermeden önce bunu ben de çok düşünmüştüm. Annem ne yapar, nasıl hisseder? diye düşünmüştüm hep. Fakat bir süre sonra kendini düşünmen gerektiğini anlıyorsun Manolya.

Bu güne kadar onların dediği şekilde yaşamışssam, en azından ölürken kendimi düşünme fırsatım olmalıydı değil mi? Buna hakkım vardı, olmalıydı.

Benden bir itiraf beklemişsin. Büyük bir itiraf hem de. Aslında bu mektubu bir gün geç gönderme sebebim bu olayı yazıp yazmama konusunda tereddüt etmem oldu Manolya. Fakat yazacağım. Çünkü kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı. Ne aşkım kaldı, ne de benliğim. Bir boşluk nasıl derinse öyleyim, soğuk ve hissiz.

Onunla beş kere kavga ettiniz. Sen belki sayısını bilmiyordun, fakat ben her seferinde üzülüyordum. Buna sevinmem gerektiğini biliyordum fakat ben senin en yakın arkadaşındım Manolya, sevinmeye bile utanmıştım. Bana yakışan buydu. Ama ben de bazen bana yakışmayan şeyler yaptım Manolya.

Sana en büyüğünü anlatıyorum. İyi oku bunu. Çünkü bir kez anlatacağım, belki bir daha yüzüne bakacak cesaretim olmayacak, belki bana hesap soracaksın 'Ben aklına gelmedim mi?' diye ama sen aklımdan çıksaydın eğer ben çok şey yapabilirdim. Başlıyorum.

Annem bir ara babaannemin yanına gittiğini biliyorsun. Bir haftasonu evde yalnızdım. Ve siz kavga etmiştiniz, bu sefer uzun sürmüştü. Hep hemen barışırdınız kavganızdan sonra, bu sefer böyle olmadı. Sen ondan uzaklaşmak için kuzenlerinin yanına gitmiştin. Tesadüf mü dersin başka bir şey mi, bilemem ama ben evde yalnızken sen kuzenlerindeydin.

Ben film izleyecektim. Üzerimde pijamam vardı, saçlarım tepede saçma bir topuz. Ev modu yani. Abur cuburları da hazırlayıp filmi başlattım. Ve tam otuz üçüncü dakikasında kapı çaldı. Kimse gelmeyecekti, birini beklemiyordum. Odamdan çıkıp kapıya yürürken komşulardan birinin geldiğini düşündüm. Kulbu tuttup kapıyı açtığımda onu gördüm.

Önce inanamadım. O benim evime gelmezdi, o benimle fazla konuşmazdı, o benimle göz göze gelmezdi.

Kaşlarım şokla yukarı kalkarken dudaklarımdan,

''Senin ne işin var burada? '' sözcükleri döküldü. Bir eli kapı kenarına tutunuyor, diğer elinde bir şişe vardı. Adımlarını bazen kontrol edemiyordu, düşecek gibi olunca yalpalıyordu. Çakırkeyifti.

Senin ismini söylemek için birkaç kez denemek zorunda kaldı.

''O nerede? '' diye sordu en sonunda pes ederek. Hayal kırıklığı yaşamamam gerektiğini biliyordum fakat yaşadım. Bir dakikalığına bana geldiğini düşündüm. Benim için içtiğini, benim için bu hale geldiğini, beni merak ettiği için sokaklara çıktığını...

Ama seni öyle çok seviyordu ki bunu rüyamda görsem, rüya olduğunu anlardım. Öyle ikna olmuştum beni sevmeyeceğine.

''Burada değil. '' dedim usulca. Gözleri doluydu.

Manolya / Tamamlandı Where stories live. Discover now