4.4

5.8K 452 838
                                    

Gözlerim 1 aydan fazladır görmek istediğim gözlerle buluştuğunda nefesimi tuttum ve geriye kalan her şeyi boşverdim. Beynimin yeni bir oyun oynadığını hissediyordum. Saçmalamak istemiyordum. Deliriyordum sanırım..

Kendime engel olamayarak bir adım geriye gittim. Gözlerim aynı gözlerde takılı kalmaya devam ederken, hala nefes almadığımı yeni fark etmiştim. Nefes almak şu için önemli bile değildi. Sadece anlamak istiyordum.

Gözlerim gözlerinden zorla da olsa ayrılarak arka planda durmakta olan Taehyung'a gittiğinde derince bir nefes almak istemiştim. Ne işi vardı, neden gelmişti, Yoongi neden yanındaydı gibi soruları sormak için fazla şaşkındım. Beynim işlevini yitirmişti. Kabul etmek zordu, onca günden sonra onu görmek..

Gözlerimi kapattım ve ellerimi yüzüme çıkardığımda ovuşturarak kendime gelmeye çalışmıştım. Sadece bir rüya olmalıydı? Bunca olan şey gerçek olamazdı. Hızla atan kalbime karşılık sertçe yutkundum ve gözlerimi yeniden açtım. Yerinde duruyordu ve bana bakmaya devam ediyordu. Rüya değildi.

Bana doğru büyük bir adım attığını fark ettiğimde ben de ona doğru küçük bir adım atmıştım. Gözüm üzerinden asla ayrılmazken küçük adımlar atmaya devam ediyordum. Küçük adımlar ve büyük adımlar..

Siyah pantolon, siyah kazak, siyah şapka, siyah saçlar.. Eskiye oranla daha zayıf bir beden ve ifadesiz bir yüz. Tek görebildiğim bunlardı bana doğru attığı o büyük adımların arasından. Beynimde şimşekler çakıyor gibi hissediyor ama kendimi ona yürümekten asla alıkoyamıyordum.

Az öncekilere oranla daha büyük bir adım attığımda koltuğun etrafından dolanmış ve yanıma vardığı anda üzerime doğru eğilmişti. Önce vücudu görüş alanıma girdi, ardından da o asla unutmak istemeyeceğim kokusu burnuma doldu. Gözlerim kendiliğinden kapanırken kollarını belimde hissetmiştim. Ardından da kafamı göğsünde bulmuştum.

Anlam veremeyecek kadar güzel geliyordu bu durum. Rüya olsa bile bozmak istemedim. Kafamı yavaşça göğsüne yaklaştırdım ve kokusu burnuma dolmaya devam ederken, kalp atışlarını duyacak kadar yaklaştırdım kafamı. Bedenimin bütün o yorgunluğuna rağmen kollarımı yavaşça kaldırdım ve ben de kollarımı beline sardım.

Vücudunu tekrar hissetmek, kollarının belimde olduğunu tekrar bilmek.. Hep unuttuğum duygulardı bunlar. Unutmak istediğim ya da yeniden yaşamak istediğim. Yaşayamıyorsam unutmak istediğim ve yavaşça aklımdan silinen duygular. 

Beynim, belimdeki elinin sıkılığıyla kendine gelmeye başlarken gözlerimi birbirine daha da sıkı bastırdım ve kafamı göğsüne yaslayarak kollarımı beline daha sıkı sardım. Kokusunu daha derin bir şekilde içime çektim ve anlam vermeye çalıştım. Cidden gelmiş miydi?

" Yoongi.."

Ağzımdan zar zor çıkan kelimeden sonra derince bir nefes almak zorunda kalmıştım. Kalp atışlarım bütün vücuduma işkence uygularken, gözlerimde biriken yaşları durdurmaya çalışıyordum.

" Şşş.." Belimde tek eli saçlarıma doğru çıktığında yavaşça okşamaya başlamıştı. Göğüs kafesim aldığım hızlı nefeslerle inip kalkarken sesini duymamla beraber aglama istediğim ikiye katlanmıştı.

Gözlerimi birbirine daha da sıkı bastırdım ve artık tutamadığım iki yaşın yavaşça süzülmesine izin verdim. Deliler gibi ağlamak, ona sonsuza kadar sarılmak istiyordum. Sadece bu güzel an hiç bitmesin istiyordum ama biliyordum ki biraz sonra kolları benden ayrılacaktı.

Derince bir nefes aldığımda içimin titredigini hissederek alt dudağımı dişledim. Kimse ağladığımı görsün istemiyordum. Kimse küçük bir sarılmayla yerle bir olduğumu bilsin istemiyordum, kimse onu bu kadar özlediğimi bilsin istemiyordum..

MASK | min yoongiWhere stories live. Discover now