4.6

5.3K 386 709
                                    

" Tamam diyorum Taehyung. Kapat telefonu."

Ellerimi yanaklarıma yerleştirdim ve telefonda konuşmakta olan Yoongi'ye diktim gözlerimi. Kaşlarım yavaşça çatılmaya başlarken kendime gelerek gözlerimi kısa bir süre kapatıp tekrar açtım.

" Ne diyor?" dedim mırıldanarak. Koltuktan yavaşça kalktım ve üstümdeki şeyleri düzelterek yanına doğru adımladım. Gergin bir şekilde saçlarını dağıtıyordu ve ben ne olduğunu hala anlamamıştım.

" Kore'ye gidiyormuşuz."

Kaşlarım havaya doğru kalktı. Hızlı bir şekilde yanına vardım ve tam karşısında dikildim. Gözlerimi yüzüne diktiğimde o da bana bakmıştı ve göz göze gelmiştik.

" Hemen şimdi mi?"

" Evet. Uçağın kalkmasına bir saatten az zamanımız varmış."

Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Oysa ki bugün benim istediğim şeyleri yapmak konusunda anlaşmıştık ve ben bu konu hakkında fazlasıyla heyecanlıydım. Lunaparka gideriz diye düşünmüştüm. Belki bu kadar kalabalığın içinde saçmaydı ama Yoongi öyle dediğinde kendimi çabucak kaptırmıştım.

" Moralini bozma. Beraber daha çok fazla zamanımız olacak. Kore'de tekrar konuşuruz bunu olur mu?"

Gözlerimi kısa bir süre salonda dolaştırıp tekrar gözlerine odakladım. Yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim ve onu onayladığımı belirtircesine kafamı hafifçe salladım.

Elini yanağıma koydu ve beklemediğim bir anda dudaklarıma doğru eğildi. Küçük bir öpücük bıraktı ve ben daha ne olduğunu anlayamadan geri çekildi. Gözlerimi ardı ardına defalarca kere kırparak yutkundum.

Gözlerimi hızla başka bir yöne kaçırdım. Kalp atışlarım ağzımdan  çıkacak gibi atıyordu ve nefes alış verişlerim istemsiz bir şekilde hızlanmıştı. Umarım yanaklarıma kızarmamıştır diye geçirdim içimden.

" Hadi çıkalım evden."

Elini hafifçe bana doğru uzattığında derince bir nefes alıp verdim ve elini yakaladım. Hafifçe güldüğünü işittiğimde kısa bir süre durmuştum. Hızla bakışlarımı yüzüne çıkardım ve sinirli bir şekilde baktım.

" Gülmeyi kes de evden çıkalım Yoongi."

Eliyle ağzını kapattı ve arkasını dönüp kapıya doğru ilerlerken beni de peşinden sürükledi. Hafifçe ben de güldüm onun arkasından ve ilerlemeye devam ettim.

Hızlı adımlarla evden çıktık ve arabaya bindik. O sürücü koltuğuna ben de hemen yan tarafa oturduğumda kemerimi takmak yaptığım ilk şey olmuştu. Arkama yaslandım ve Yoongi'nin arabayı çalıştırmasını bekledim. Fakat haraket etmiyordu.

Hızlı bir şekilde bakışlarımı ona çevirdim ve bana bakan gözlerine baktım. Ani bir şekilde göz göze gelmemiz kalp atışlarımı tekrar zorlarken kendime sakin olmam gerektiğini hatırlatmakta geç kalmamıştım.

" Neden hareket etmiyoruz?"

" Taehyung'un gelmesini bekliyoruz."

Taehyung dediği anda kaşlarım aşırı derece çatılmıştı. Ne yani aynı arabada ve aynı uçakta mı yolculuk yapacaktık? Gerçekten bu benim için hiç sağlıklı bir ortam olmazdı.

" Onunla aynı ortamda bulunmak istemiyorum Yoongi." Yoongi'nin kaşları çatılmıştı bu sefer. Ne olduğuna anlam veremedim tekrar. Yoongi geçen sefer olduğu gibi Taehyung'u koruyacaktı sanırım.

" Taehyung'dan nefret etme. Amacı sana zarar vermek değildi."

" Ama sana vermek istiyordu?"

Derince bir nefes alıp verdi ve ellerini yüzüne çıkararak ovuşturdu. Araba direksiyonunu elleri arasına alıp sıktığında içimdeki gerginlik artmıştı. Taehyung yüzünden yeniden kavga etmek istemiyordum.

MASK | min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin