° 11

110K 3.6K 213
                                    

Eylül'ün uyanıp yanıma gelmesiyle birlikte kahvaltı yapmıştık. Ona Atahan'la ilgili olanları anlatmadım. Daha doğrusu utandığımdan söyleyemedim. Zaten okula gideceği için erkenden gitti. Evde ilk işim uzun bir duş almak olmuştu. Annemle konuştuğumda bir kaç gün gelemeyeceklerini söyledi. Beni yanlız bırakmamak için Atahan'a haber vermiş göz kulak olsun diye. Kurda kuzu misali !

Aklıma öpüştüğümüz an gelince sabahtan beri sayısız kere yeniden güldüm ve sarıldığım polar örtüyü sıktım.

-"Bir isteğiniz var mı Liya hanım ?" Yardımcılardan birisi salona gelince ona bakıp başımı iki yana salladım.

Uzandığım koltukta kumandayı bulup kanalı değiştirdim.
-"Işığı kapatırsan sevinirim." dedim gitmeden önce.

-"Biz çıkıyoruz o halde ?"

-"Çıkın çıkın." dedim ne de olsa akşam yemeğini yemiştim. Sadece kocaman evde tek başıma biraz tırsıyordum. Atahan dediği gibi gelmedi.

Gelse iyi olurdu aslında.

Belki de Duru ile barıştı. Onun yanında olabilir mi ? Hayır olmasın ! Benim yanıma gelsin işte.

Sessiz sessiz iç çekerken tıklanma sesinin korkutmasıyla 'hih' diye bir ses çıkarıp kapıya baktım. Jilet gibi olmuş lacivert kareli takım elbisesiyle kapıya yaslanmış duran Atahan'dı. Geldi işte !!

-"Geldin." dedim ve hevesimi belli ettiğimi düşünüp utanarak başımı eğdim.

-"Bekleyeceğini düşünmedim." Yürümeye başlayınca uzandığım yerde doğrulup koltuğa yaslandım. Dışarıda kar yağıyordu ve hava oldukça soğuktu. Ama ev sıcak olduğu için şort atlet giymiş örtüyle yatıyordum.

-"Yok şey beklemiyordum zaten." dedim ve ensemdeki saç diplerini kaşıdım. Gelmeyince niye geldi diyorum gelince de ne yapacağımı düşünüyorum.

Yanıma oturup kolunu arkama doğru uzattı. O sırada telefonu çalınca ceketinin cebinden çekip aldı. Ekranda Tamay yazıyordu. Annem kontrol için arıyor olsa gerek.

-"Efendim Tamay."

..

-"Ancak bitti işim şimdi gelebildim size."

Acaba kendi istediği için değil de annem dediği için mi geldi ?

-"Sorun yok aklın kalmasın. Hadi görüşürüz."

Telefonunu kapatıp koltuğun diğer tarafına bıraktı. Çıplak ayağımı diğer bacağıma sürtüp örtüyle iyice kapandım.

-"Ne diyor ?" diye sordum ve hafif yan dönüp dirseğimi koltuğun arkasına yasladıktan sonra elimi yanağıma koydum.

Uzun parmaklarını saçlarının arasından geçirip soru yarışması yayınlanan televizyona baktı.

-"Gelip gelmediğime baktı işte."

-"İşiniz varsa gidebilirsiniz." diyip yeniden arkama yaslandım ve bacaklarımı kendime çektim.

Onu ve kokusunu yakınımda hissedince başımı sağa çevirdim. Sol bacağını altına almış bana dönmüş şekilde duruyordu. Elini yine yanağıma koydu. Okşamayı ihmal etmeden.

-"Bu akşamlık işim sensin ufaklık."

Elini itip kaşlarımı çattım.
-"Ufak değilim ben."

İttiğim elini geri koydu.
-"Hayır ufaksın. Bunu kendime hatırlatmam da bana yardımcı olmazsan iyi şeyler olmaz." Yanağıma sürtünen avuç içiyle ısınmak yerine söylediğine odaklandım. Hatırlamak istediği şey ondan küçük olmamdı.

EFSUNLU AŞKWhere stories live. Discover now