° 45

86.7K 3.3K 255
                                    

Serhan oflayıp puflamalarımdan bunalınca birlikte basketbol oynamaya geçtik.

-"Çok atlayıp zıplama kocan beni gebertir."

Kıkırdayarak basket topunu yerden aldım.
-"Bir şey olmaz." dedim topu sektirirken.

Bilmesem de sıkıldığımdan oynayacaktım. Atahan bir saat önce iş gereği yemeğe gideceğini sadece mesajda belirtti. Aramadı ! Uyuz.

Serhan beni yormamak için fazla oynatmadı. Zaten bende yorulmuştum. Atahan'ın gelmediği akşam yemeğinde fazla bir şey yemediğimden de acıkmıştım.

-"Benim kulübe geçmem gerekiyor yenge. İstersen Han'a haber verelim sende gel benimle yalnız kalma evde."

-"İyi olur aslında. O zaman sen ara ben hazırlanmaya çıkayım." dedikten sonra yukarıya odamıza gittim. Makyaj masamdan aldığım mendille yüzümdeki terleri sildim. Düzleştiriciyi fişe bırakıp dolabın önüne gelince yüzüme sırıtma yayıldı. Eğer beyefendi beni sinir ediyorsa bende onu edebilirim değil mi ?

İspanyol paça pantolonun üzerine fazlasıyla açık ve delirtecek bir parça seçip giyindim. Ayaklarıma yüksek topuklu bot tarzı ayakkabıyı geçirip makyaj masama geri gittim.

Dağılmış topuz saçımı hızlı hızlı düzleştirerek kabarıklığını aldığım sırada odanın kapısı tıklandı.

-"Yenge ? "

-"Gel Serhan." derken cam sandalyeme oturdum. Fondöteni yüzüme sıkarken içeri girdi.

-"Aradım biraz kızdı ama kabul ettirdim. Gerçi seni görünce canavara dönüşecek. Eminim bilerek giyiyorsun."

Sinsi bakışlarımız buluşunca kahkahalara boğulduk. Eyeliner ve rimelle işimi bitirirken hala sırıtıyordum. Son olarak allık sürüp dudağıma parlatıcı sürdükten sonra kalktım. Serhan da küçük balkonumuzda sigara içmeye çıkmıştı.

Çantamı hazırladıktan sonra siyah bir ceketi omuzlarıma attım.

Evden çıkarken Atahan'ın vereceği tepkileri tahmin etmeye çalışıyorduk ama eminim tahminimden daha fazla kızacaktır.

Serhan'ın kulübünde beni her zaman oturduğumuz yere oturtup kendisi bir kaç işle uğraşmak için gitti. Geri dönmesi uzun sürmemişti. Geldiğinde bana meyve suyu kendisine içki almıştı.

-"Lavaboya gidiyorum."

Bardağı masaya koyup lavabonun olduğu tarafa gittim. Açtığım musluğun altında elimi ıslatıp ensemi serinlettim. Sıkılmış bir halde kavgalı kocamı özlemiştim.

Özlemimin ağırlığını tartarken geri masaya çıkıyordum ki üç basamaklı merdivenin sonunda koltuğa gevşekçe yayılmış Atahan'ı fark ettim. Ayak bileği dizinde sigara içiyordu. Dışarıdayken üstünü ilk kez bu kadar dağınık görüyorum. Kravatı çıkmış ilk üç düğmesi açıktı. Kaşlarımı çatacaktım ki benden önce davrandı. Yüzümden aşağıya kayan bakışları git gide sertleşirken çenesini sıkmasını buradan görebildim. Gözleri öyle kararmıştı ki bir an üzerime atlayıp dövmeye başlayacak diye korktum. Korkak adımlarla önünden geçip yerime yani ikisinin ortasına oturdum. Bacağını indirip bana doğru döndü. Gözlerimi kaçırmak zorunda kaldım.

Büyük kemikli elinin parmakları kolumu kavradığı an gücünü gösterircesine acıttı.
-"Bu ne hal lan ?!"

Yüksek sesli müzikte bile duyulan sesiyle irkilip kolumu çekmeye çalıştım. Bırakmak yerine daha çok sıktı.

-"Canımı yakıyorsun." dedim yüzümü acıdan buruştururken.

-"Canını daha çok yakacağım bekle sen."

EFSUNLU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin