3| intruder

20.8K 2.5K 2.2K
                                    

Ben geldim! Nasılsınız canlarım? Umarım iyisinizdir! Burayı özledim ve yb atmak istedim

Bu bölümü de, yb atmamı en çok isteyen ve sabırla bekleyen kişiye hediye ediyorum, ohsaintpizza I purple U pizza oppa!💜

Her neyse

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar💜
____

"Jimin, cidden harika bir ev görmen lazım ya! Çok beğendim gerçekten. " Jimin'in evine geldiğim gibi Hoseok'un artık benim olan evini anlatmaya başlamıştım.

Gerçi, o gün yaşadığım birkaç garip olayı anlatma konusunda kararsız kalmıştım. Hoseok'un garip davranışları ve o renkli gözlü adam..

O adamın orada ne aradığını hala anlamış değildim açıkçası. Jimin'in evine giderken, yolda çok düşünmüştüm. Normal bir insana da benzemiyordu ki. Renkli gözleri vardı. Suratını da tam görememiştim gerçi. Sadece geleceğimden daha parlak gözlerinin sürekli değişen rengini seçebilmiştim.

Korkmuyor da değildim aslında. Hoseok ne kadar bana inanmasa, daha doğrusu inanmak istemese de, ben o adamı gördüğüme emindim. Ayrıca daha bunamamıştım, kafamdan garip garip varlıklar görecek kadar şizofreni de değildim.

Orada ne idüğü belirsiz bir varlık vardı ve o varlığı her gördüğümde bana farklı göz renkleriyle bakıyor olması bir yerlerimden oluk oluk ter akıtmama sebep oluyordu.

''Taehyung, benim aklıma bir fikir geldi.'' Jimin elindeki uzaktan kumandayı koltuğun kenarına bırakmış ve bana dönmüştü heyecanla. ''Yoongi'yle beraber biz de gelelim evi görmeye. Nasıl fikir? Hem beraber küçük eşyaları falan alır eve yerleştirmeye başlarız. Ne dersin?''

Heyecanlı heyecanlı fikrini anlatmış ve bana gülümsemişti. Ben de gülümsedim. ''Hayatımda ilk defa mantıklı bir şey dediğini duydum Jimin. Ağlayacağım sanırım. '' oyuncu bir şekilde gözlerimi sildiğimde koluma sert(?) bir yumruk atmış ve sinirli bir şekilde konuşmuştu. ''Dalga geçme gerizekalı. Ciddiyim ben. ''

''Tamam, gidelim madem. Hem saat yaklaşıyor, Hobi beni bekliyordur kesin. '' bakışlarımı ona çevirdiğimde sırıttığını görmüştüm. Başımı 'ne var' anlamında salladığımda yüzündeki sırıtış daha geniş ve korkutucu bir hal almıştı. ''Ne o? Hobi falan. Takma isim takacak kadar yakınlaşmışsınız bakıyorum. '' gözlerimi büyütüp ona bakmıştım. Hızla karnını çimdikledim. Acı içinde geriye çekildiğinde ''ya saçmalamasana gerizekalı! '' diye bağırdım. ''Canımı acıttın salak! Sanki kötü bir şey dedim ya!'' karnını kovalamaya başlamıştı. Aynı anda da dudağını büzmüştü bir çocuk gibi.

''Hey, ne yapıyorsunuz?'' mutfaktan çıkan Yoongi Hyung üzerindeki kısa kollu beyaz tişört ve altındaki siyah eşofman ile oldukça rahat gözüküyordu. Onun aksine benim üzerimde siyah kotum ve bordo kareli gömleğim vardı.

Böyle hiç rahat değildim fakat birazdan Hoseok'un yanına gidecektim ve biraz daha özenli olmam gerekiyordu. Nasılsa o evi bana bıraktıktan sonra evde rahat takılacaktım. İstersem şort bile giyebilirdim. Ne de olsa orası artık benimdi, beni evde kim görecekti ki?

''Yoonie~ Taehyung birazdan gidecek. Biz de gidelim mi onunla? Hem evi görmüş oluruz, hem de eşyaları taşırız. Ne dersin?'' Jimin başını hafifçe sola yatırıp ona dudak büzerek bakmıştı.

CURSED HOUSE | tkWhere stories live. Discover now