6| mirror

18.3K 2.4K 1.7K
                                    

Selam canlarım! Nasılsınız?

Ruh Jungkook'u ve yari Taehyung'u özlediniz mi bakalım? Çünkü onlar sizi çok özledi!

Bu bölümde Tae ve Kook'un yakınlaşmasını ve Tae'nin bir şeylerden şüphelenmesini ele aldım. Artık asıl olaylara geçmeye başlıyoruz hazır mısınız?

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar.
___

Güneş ışığı, kuş sesleri ve vücudumu hafifçe titreten serinlik..

Yavaşça göz kapaklarım aralandığında görüş acıma giren ilk şey bembeyaz tavan olmuştu. Gözlerimi birkaç kez kırptığımda görüşüm netleşmişti. Ağır hareketlerle yatakta doğrulduğumda etrafı yabancılık edasıyla süzmüş ve algılarımı açmaya çalışmıştım. Kısa süre sonrasında buraya taşındığımı hatırlamış ve sersemliğime gülmüştüm.

Sabahları uyandığım ilk anlarda hafızamın sıfırlandığı doğrudur.

Sonrasında yavaşça üzerimden yorganı atmış ve açılmış olan cama bakmıştım. Yan bir şekilde dönüp yataktan ayaklarımı sarkıtmış ve sallamıştım. Ardından ayağa kalkmış ve kalktığım anda gerçekleşen ufak sendeleme faslından sonra dengemi sağlayarak camın önüne gelmiş ve dışarıyı izlemiştim bir süre. Ardından camı kapayarak paytak adımlarla odadan çıkıp merdivenlere yönelerek aşağı inmiştim.

Gözlerimi ovuşturup banyoyu ararken aniden aklıma banyonun üst katta olduğu gelmiş ve elimi alnıma vurmuştum.

Artık kendime gelmem gerek.

Paytak adımlarla merdivenlerden yukarı çıkmış ve koridorun sonundaki banyoya yönelmiştim. Banyoda işlerimi hallettikten sonra çıkmış ve arkamdan kapıyı kapatmıştım. Tam adımlarımı merdivenlere yönelttiğim sırada tavandan bir ses gelmişti.

Bir şeyin yere düşme sesi.

Kaşlarımı çatıp bakışlarımı yukarı çıkardığımda gözlerim hafifçe büyümüştü.

Tavanda çatı katına çıkan ufak bir kapı vardı. Hoseok burayı gezdirirken çatı katı olduğundan söz etmemişti. Aklıma gelen fikirle hızla odama girmiş ve avizeyi yerleştirmek için kullandığım merdiveni kucaklayarak tekrar aynı yere gelmiştim. Merdiveni yerleştirip yavaşça tırmanmış ve tavandaki küçük kapıyı açmaya çalışmıştım. Bir süre uğraşmış en sonunda da başarmış ve kapıyı açmıştım. Korkarak bir basamak daha yukarı çıkmış ve kafamı içeri sokarak etrafı incelemeye başladım.

Burası biraz depo gibiydi. Hoseok'ın kullanmadığı ve almayı unuttuğu birkaç eşya, iki tane üstü örtülmüş kanepe vardı.

Ve eski bir ayna..

Yavaşça tüm bedenimi bu dar ve oldukça tozlu alana sokmuş ve üstümü silkeleyerek, üstü örtülü kanepe olduğunu varsaydığım cismin yanına varmıştım. Elimi örtüye atıp hızla çekmiş ve ortaya çıkan tozlar yüzünden gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım. Elimi önümde sallayıp tozları yok ederek gözlerimi açtığımda doğru tahmin etmiştim. Bir kanepeydi.

Fakat bir şey daha vardı kanepenin üstünde.

Bir gitar..

Işıldayan gözlerimle gitarı incelemeye başlamış ve kanepeye oturup gitarı kucağıma alırken gitarın tellerine rast gele dokunmuştum. Ortaya çıkan seslerin uyumu hoşuma giderken aklıma lise yıllarımda öğrendiğim birkaç müzik gelmişti. Gözlerimi kapatıp bildiğim bir müziği çalmaya başlamıştım. Küçük odada ortaya çıkan melodi kulaklarıma vardığında kıkırdamış ve gözlerimi açarak gitarı kanepeye bırakmış, ardından ayağa kalkmıştım.

Sanırım buraya sık sık geleceğim.

Gözlerim odanın etrafını turlarken ufak bir adım sesi duymuş ve kaşlarımı çatarak arkama dönmüştüm. Bir anda adım sesleri kesilirken arkamda kimse olmadığını görmüş ve hafiften ürkmeye başlamıştım. Adımlarım kapıya döndüğü sırada gözlerim eski aynaya takılmış ve durmak zorunda kalmıştım.

Beni kendine çekiyor gibiydi.

Eski aynanın tam olarak önünde durduğumda tozlanmış ve hafiften lekelenmiş yüzeyinde göz gezdirmiştim. Uzun zamandır burada duruyordu herhalde.

Elim benden bağımsız bir şekilde aynanın kirli yüzeyine gitti ve parmak uçlarım tozlandı fakat bunu umursamadım. Elimi tamamen aynaya dayadığım sırada bir şey oldu.

Korkunç bir şey..

Elimi tamamen aynaya dayadığım an aynada kendi bedenim değil başka birisinin bedeni oluştu. Soluk yüzü ve gölgeye benzer haliyle gerçek dışı gibiydi. Bir eli bedeninin yanında sarkıyorken diğer eli benim elimi yasladığım yerde yaslı duruyordu ve gözleri ise koyu mor rengindeydi.

Camdaki adam..

Korkuyla elimi çektiğimde adam hızla aynadan kaybolmuştu. Nefes alışverişlerim hızlanmış ve gözlerim kocaman açılmıştı. Bu çok imkansızdı. Resmen aynada benim yansımam yerine anormal göz renklerine sahip birisi duruyordu. Bu çok olağanüstü ve korkunçtu.

Hızla kapıya ilerlemiş ve hala yerinde duran merdivenden inerek ve arkamdan küçük kapıyı kapatarak aşağı inmiştim. Bu korkunç anı aklımdan silmek çok zor olacaktı ve biraz kendime gelmem gerekiyordu. Savsak adımlarla odama girmiş ve yatağıma yatarak üzerime yorganımı çekmiş ve gözlerimi kapatarak o anı aklımdan silmeye çalışmıştım.

—pio

CURSED HOUSE | tkWhere stories live. Discover now