CURSED HOUSE | tk

FİNAL | part two

Selam canlarım, nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünlü ben çok iyiyim!

Geçen bölümde verdiğiniz olumlu tepkiler gerçekten beni çok mutlu etti bunun için size minnettarım. Umarım geçen bölümdeki güzel yorumlarınız bu bölümde de baş gösterir💘

Neyse neyse daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar💕❤
__

''Aman Tanrım. Ortalık savaş alanı gibi. Burada ne oldu böyle?'' Yugyeom kapıyı açtığı gibi karşılaştığı görüntüyle şaşkına dönmüştü. Eh, her yerde dağınık bir şekilde duran eşyalar doğal olarak böyle düşünmesine sebep olmuştu.

''Çok sorgulama, sadece ufak bir dövüş içerisine girdiler desek daha doğru olur.'' dediğimde Yugyeom derin bir nefes aldı. Ardından ''Fazla vaktimiz yok. Bir an önce Kopya Boyut'a geçmemiz gerek.'' dedi ve beni arkasında bırakıp merdivenlere yöneldi. Hızla arkasından giderken ''Oraya ayna hariç başka bir yoldan gidemez miyiz?'' diye sorduğumda kafasını salladı. ''İmkansız. Kopya Boyut'la olan bağlantıyı sadece o ayna sağlar. Başka bir aynada denemek hiçbir sonuç vermez.''

Çatı katına girdiğimizde aynanın önüne geldi ve elini yüzeyinde gezdirdi. Sonra bana döndü. ''Başlayalım.'' kaşlarımı kaldırdım. ''Büyüyü nasıl yapacaksın?'' diye sorduğumda cebinden çıkardığı kâğıt parçasına baktı. ''Bunu bana Hoseok vermişti. Bu büyü Gardiyan'ın kitabında yazıyormuş ve Hoseok büyüyü ileride lazım olabilir düşüncesiyle ezberleyip öğrenmiş. Gitmeden önce bunu bir kağıda yazmıştı. Demek ki başına gelecekleri hissetmiş.''

''Peki şimdi ne yapacağız?'' dediğimde kağıdı bana verdi. ''Bunu ezberleyeceksin. Eğer ikimiz de gireceksek ikimizin de bu büyüyü söylemesi gerek.'' kaşlarımı çattım. ''Bir dakika bir dakika, sen neden bana yardım ediyorsun? Hemen bana yardım etmeyi kabul ettin, bu sence de garip değil mi? Sana nasıl güvenebilirim ki?''

Güldü, sakindi. ''Hoseok sürekli seni kurban etmek için planlar yapıyordu. Jungkooku kurtarmak için seni harcayacaktı. Senin bir suçun olmadığını bildiğim için sürekli onu engellemeye çalıştım. Sana zarar vermek için herhangi bir sebebim yok.

Ayrıca her ne kadar işleri eline yüzüne bulaştırsa da, onu seviyorum. Nasıl oluyor da sen Jungkook'u seviyorsan ve kendini kurtarıp bu işlerden sıyrılmak yerine onu kurtarmayı seçiyorsan, ben de onu kurtarmayı seçiyorum. Sen Jungkook'u kurtarırken ben de Hoseok'ı kurtaracağım. Bu işten ikimiz de kârlı çıkacağız zaten. Seninle herhangi bir derdim yok Taehyung bana güvenebilirsin.''

Kafamı sallamıştım uzun konuşması ardından. Doğru söylüyordu. Onunla öncesinde bir tanışmışlığımız ya da kan davamız yoktu. Benimle düşman olmak için de herhangi bir sebebi yoktu.

Bu yüzden ona güvenmeyi seçtim ve kâğıtta yazan büyüyü ezberledim hızlıca. Ardından ona döndüm. ''Şimdi ne olacak?'' dediğimde ''Büyüyü aynı anda söyleyeceğiz ve Kopya Boyut'a gideceğiz.'' dedi. Elini aynaya koydu. Birkaç saniye öylece ona baktığımda bana döndü ve ''Elini aynaya koy.'' dedi. Dediğini yapıp aynaya elimi yerleştirdim ve gözlerimi kapattım. Yugyeom yavaşça büyüyü mırıldanmaya başladığında ona ayak uydurdum ve ben de fısıldamaya başladım.

Kısa bir süre sonra saçlarımın havalandığını hissettiğim sırada gözlerimi açtım ve kollarımda beliren beyaz çizgilere baktım. Korksam da belli etmedim ve büyüye devam ettim.

Büyüyü bitirdiğimiz sırada bir ışık gözümü aldı. Gözlerimi kırpıştırıp aynaya baktığımda çok garip bir şey oldu. Yansımam hareketlendi ve kolunu uzattı. Korkarak geri kaçtım ve Yugyeom'a baktım. Gözleri büyümüştü ve o da benim gibi kaçmıştı. Önüme döndüm ve yansımama baktım. Kolu sonunda aynanın içinden çıktı ve bana uzandı. Hızlı nefeslerim arasında tekrar Yugyeom'a döndüm. Yutkundu ve yansımasının elini tuttu. Bana döndü. ''Hadi Taehyung.''dedi. Yutkundum ve yansımamın bana uzattığı eline baktım. Derin bir nefes alıp elini tuttuğum sırada ikimizin de yansıması bizi aynanın içine çekti ve görüş açımız bembeyaz oldu.
__