CURSED HOUSE | tk

16| purple eyes

Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü ben çok iyiyim

Ne yazık ki, sınavlar yaklaşıyor ve doğru düzgün çalışmam gerek bu yüzden ilk sınavlar bitene kadar aktifliğim azalacak umarım beni beklersiniz :'')

Öncelikle şunu söylemeliyim. Verdiğim spoilerlar hakkında çok güzel teoriler kuruyorsunuz, bunun için sizi tebrik ediyorum. Bazı şeyleri doğru biliyorsunuz fakat devamını bağlayamıyorsunuz. Bir sürü teori sunan okurum var, hepiniz doğru biliyorsunuz fakat bir yerden sonra çok kopuyorsunuz ne yazık ki :(

Bir de, basit düşünüyorsunuz. Basitten kastım, kendinize bir sınır belirliyor ve spoilerları da o sınıra göre yorumluyorsunuz. Halbuki açılsanız ve geniş düşünseniz çok kolay bulabilirsiniz. Bilmiyorum ben kurguyu markette sebze meyve alırken oluşturdum, olayı çözememeniz benim çok saçmaladığım anlamına gelir galiba düzgün oluşturamamışım kurguyu veya size düzgün aktaramıyorum :(

Size spoilerları üstü örtülü veriyorum çünkü kurguyu yazarken amacım, her zamanki kalıplaşmış liseli aşk kurgularının yerine daha gizemli veya ne bileyim fantastik, wattpadde farklılık olabilecek bir kurgu oluşturmaktı. En çok da sizi meraklandırmayı, okurken eğlenmenizi, canınızın sıkılmamasını ve gizem çözmeye yönelik bir kitap yazmayı amaçlamıştım umarım bunu başarıyorumdur..

Neyse neyse, fazla uzatmayayım. Hemen bölüme geçin çünkü size inanılmaz güzel bir sürprizim var!

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!💕💘
___
Evin kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes vermiş ve elindeki poşetleri yere bırakarak cebimdeki anahtarımı aramıştım.

Hoseok'ı kandırmayı başarmıştım. Tabi o alışveriş sepetiyle saklanmak çok zor olmuştu fakat bir şekilde gözden kaybolmuştum. Onun başka bir yere gittiğini fark ettiğim an kasaya girmiş ve aldıklarımın parasını ödeyip marketten çıkmıştım. Ardından onun çıkmasıyla beraber, takip etmeye başlamıştım.

Yugyeom'un evini öğrenmiştim. Bu işime yarayabilirdi. Gerçekten bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum. Hoseok'ın adi herifin teki olduğunu öğrendikten sonra hiçbir lafına inanmamıştım fakat sevgilisi olduğunu saklamamış olması garipti.

Yine de, Yugyeom'a üzülüyordum. Sevgilisinin nasıl birisi olduğunu bilmiyordu.

Ya da, Hoseok'ı Hoseok'dan daha iyi tanıyordu..

Şimdilik bunu düşnmeyecrktim. Bu bilgi mutlaka bir yerde işime yarayacaktı fakat şu anlık bu bilgi boştu.

Jungkook'a söylemeli miydim emin değildim. Hoseok'ı takip ettim ve sevgilisinin evini öğrendim demek ne kadar doğru olurdu bilmiyordum.

Bu yüzden ona söylememeye karar verdim. Fakat keşke söyleseymişim..

Evin anahtarlarını uzun uğraşlar sonucunda bulmuş ve kapının kilidine yerleştirmiştim. Anahtarı çevirip kapıyı açtığım anda içeri çekilmiş ve arkamdan kapatılan kapıya ışık hızında yaslanmıştım. Neler olduğunu anlamaya çalışırken gözlerimi kırpıştırmış ve karşımdaki kıpkırmızı gözlere bakmıştım.

''Jungkook, bir sorun mu var?'' diyerek kolları arasından çıkmaya çalışmıştım fakat beni yerime sabitlenmiş ve üzerime eğilmişti. ''Bu zamana kadar neredeydin sen?'' diye sorduğunda gözleri siyah olmuştu. ''Ne kadar korktum biliyor musun?'' diye fısıldamıştı. Gözlerimi devirip ''Abartma Jungkook. Sana gitmeyeceğime dair söz verdim ve şu anda sözümü tuttum gördüğün üzere. Çok açım kahvaltı etmedim. Hemen bir şeyler yemek istiyorum.'' demiş ve kolları arasından çıkıp mutfağa doğru yönelmiştim.