FİNAL | last part

19.1K 2.2K 3.5K
                                    

Selam canlarım! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir çüNKÜ BEN EFSANEYİM

Bu son part yani bu bölüm her şey bitiyor duygu ve düşüncelerinizi bölüm sonunda bir paragrafa bırakmanızı isteyeceğim çünkü tepkilerinizi acayip merak ediyorum

Yazarken ellerim titredi çok ciddiyim, umarım beğenirsiniz.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar💕
___

''Aman Tanrım.'' gördüğüm şeyler şoka girmem için yeterli olmuştu. Hızla kafamı çektim ve Yugyeom'a döndüm. ''Bu adam, Gardiyan mı?'' diye sorduğumda ''Sanırım o.'' demişti. ''Bir baba nasıl olur da oğluna karşı bu kadar acımasız olabilir? Aklım almıyor.'' Yugyeom kafasını salladı. ''Katılıyorum. Jungkook'un babasının kendi oğluna karşı böylesine sert olması hiç iyi değil. Onları oradan çıkarmamız gerek.'' demişti.

Başımı salladığım sırada gözlerim ellerime takıldı. Yok olmaya başlayan parmak uçlarım ile korkuyla Yugyeom'a döndüm. O da kendi ellerine bakıyordu. Bana döndü hızlıca. ''Fazla vaktimiz yok. Yansımaya dönmeden önce onları kurtarmalıyız.'' dediğinde kolunu tuttum. ''Ama nasıl? Kurban karşılığında serbest kalmayacaklar mı? İkimiz de kurban mı olacağız?'' kafasını sağa sola salladı. ''Başka bir yolu varmış, kitapla ilgili fakat Hoseok ne olduğunu söy-'' daha o sözünü bitiremeden ikimizin de nefesi kesildi. Ellerim boğazıma giderken gözlerimi kapattım.
__

''Uyanın!'' kalın bir sesin bağırışını işittim ve titreyerek gözlerimi araladım. Görüntüm yavaş yavaş netleşirken gördüğüm adam hızla kendime gelmemi ve yanımdaki Yugyeom'u dürterek uyandırmamı sağladı. Adam bizim belki de 3 katımızdı. Aynı Gardiyan gibi çok büyüktü. Upuzun bir sakalı, elinde tuttuğu büyük bir asası vardı. Aynı Jungkook gibi soluk bir görüntüsü vardı fakat gözlerinin yeşil olduğu çok net belli oluyordu. Kocaman bir yerde oturmuş bizi izliyordu.

Bir insan(?) için bu boyun ortalamanın çok üstünde olduğunu bilsem de şu an bir şeyleri garipsemek veya saçma bulmak için çok gecikmiştim.

''Taehyung, bu adam da kim? Nereye geldik biz?'' Yugyeom uyandığı gibi kulağıma fısıldamıştı fakat benim de bir fikrim yoktu.

En sonunda adam upuzun sakalını okşarken mırıldandı. ''Ben size planınızda yardım edecek olan kişiyim.'' kaşlarımı çattığımda gülümsedi. ''Ben arkadaşınızın babasıyım. Baş Büyücü'yüm.''

''Bir dakika, sen Gardiyan'ın dostusun. Neden bize yardım edesin?'' dediğimde kaşlarını çattı. ''O, benim oğlumu dünyaya sürgün ettiğinden beri dost değiliz.'' Yugyeom hızla söze atıldı. ''Amacımız ikisini de kurtarmak. Ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz.''

Baş Büyücü gülümsedi. ''Size yardım edeceğim. O bunağın zamanı artık doldu.''

Tereddüt etsem de sordum. ''Bütün bunlar, nasıl oldu?'' kaşlarını çattı. Bana kızacağını düşünsem de anlatmaya başladı. ''Onları dünyaya gönderdikten sonra değişti. Güçlerini kötüye kullanmaya, görevlere gönderdiği büyücüleri kölesi yapmaya başladı. Bu durum beni rahatsız edince onunla konuşmak istedim. O kadın öldüğünden beri tüm işleri benim üstüme yıkmıştı ve ona bunu söyledim.

O ise Kopya Boyut'un en güçlüsü olduğunu, bana güçlerimi onun verdiğini ve ona itaat etmem gerektiğini söyledi. Ben de bunu kabul etmedim. O kadının ölümünden önce her şeyin çok güzel olduğunu, sonradan onun değiştiğini anlatmaya çalıştım ama beni dinlemedi, daha çok kızdı. En sonunda iş kavgaya kadar gitti ve beni şatodan attı. O günden sonra ona düşman oldum.

CURSED HOUSE | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin