mk #14

1.6K 121 47
                                    

Multimedia; Simay Karakoçan.

Saat şimdi 01.21, yani bu bölüm, bugünün bölümü. Yarın bir bölüm daha gelecek.

***

Kuzey, yanında uyuyan kız arkadaşını rahatsız etmeden yataktan kalkmaya çalıştı. Bu çok zorlu sınavdan başarılı bir şekilde ayrılırken sırıtan yüz ifadesi ile banyoya ilerledi.

İçinden gelen şarkı söyleme isteğini de bastırarak işini halletti ve oradan ayrılıp mutfağa geçti bu kez.

Dün gece arkadaşları ile birlikte evde oturup oyunlar oynamış, sohbet etmişlerdi. Günlerdir hatta aylardır böyle şeylere muhtaçtılar. İyi gelen her şeye.

Ardından Eymen ve Mercan yurtlarına gitmiş, Ekin'de evine dönmüştü. Kuzey'in kendine ait ufak bekar evinde de, Zeliş kalmıştı. Kuzey'i yıllardır tanıyordu, bu ilk birlikte yattıkları gece değildi. Ona güveniyordu ve rahat bir uyku çekiyordu yanında.

Isıtıcıya koyduğu sıcak su ısınırken yumurta ve tava çıkarıp omlet yapmaya başlamıştı bile. O sırada mutfağın da, yatak odasının da kapısı kapalı olduğu için yüksek olmayan bir sesle şarkı söylüyordu.

Çayı hazırlamıştı, omlet de hazırdı, krep yapma isteği doğdu içine fakat birkaç saniye içerisinde sönmüştü.

"Kahvaltı hazırlayacağız dedik de, o kadar da değil."

Kendi kendine mırıldandığı anda masayı da hazırlamıştı ama o sırada salona bakan mutfak penceresinden kahkaha sesi yükselmişti.

"Nankör pislik! Bir omlet ile bir çaya kanacağımı mı sanıyorsun?" Kuzey sırıtarak arkasını döndü.

Zeliş'in o sırada gözüne mutfak tezgahının hali çarpmıştı. Kuzey, kahvaltı hazırlayayım derken mutfak, mutfak olmaktan çıkmıştı.

"Evet?"

"Doğru." Mutfak ve salonda ayrı kahkahalar birbirini takip ederken Kuzey elini yıkamak için geri dönmüştü.

"Bari bir simit, poğaça falan alsaydın Kuzey. Dün o kadar konuşuyordun." Zeliş dirseğini pencere pervazına dayadı ve çenesine destek verdi.

"Evde tek kalma diye çıkmadım, hayatım."

"Çay ve omlet küser diye de başka bir şey yapmadın herhalde, değil mi?"

"Yine aşırı zekisin, bebeğim. O güzel beyninden öperim sulu sulu." Kuzey hazırladığı salatayı da masaya yerleştirirken çay-omlet ikilisine son vermişti.

"Bak," Eliyle masayı gösterdi. "Çay, omlet, salata üçlüsü!" Zeliş gözlerini devirerek ayrıldı pencere kenarından ve banyoya ilerlerken ufacık evde adım seslerine karışan cevabı duyuldu.

"Salata olmasa açlıktan ölürdüm Reis, sağol."

Kuzey elini yıkayıp kuruladıktan sonra çayları dolduracağı sırada kapı çalmıştı.

"Çayı doldurana kadar bekleyeceksin ulan," İkinci bardağa geçtiği sırada devam etti. "Hatta dur o kadar bastın o zile, gidip üç-beş bardak daha doldurayım."

"Kapı çalıyor kapı!" Zeliş'in sesini duyduğu anda işini bıraktı ve sırıtarak kapıya ilerledi.

Kapının yanında ne pencere vardı ne de ufak bir deliği. Bu yüzden bir kez daha hayıflandı.

"Düşmanım gelse haberim olmadan kapıyı açacağım, sıçayım ben böyle i-..."

"Selam, Bir Numaralı Karakoçan!"

Duyduğu sesle kapıyı tekrar kapatmak istedi ama kız kardeşinin üzerine atlaması ile bu düşüncesi silinip gitti.

Hâlâ tek bir cevap vermemişti kız kardeşine ve yanlarına gelen Zeliş ile birlikte kız kardeşi bu kez ona sarılmıştı.

Bir süre sonra kendine gelip kapıyı kapattı ve üzgün surat ifadesi ile karşısındaki, yıllar sonra bile değerlenmeyecek tabloya baktı.

"Çay, omlet, salata üçlüsü yeterdi bu eve ya! Düşman mısın kızım sen?"

***

Umarım saçma bir bölüm olmamıştır, mizah yapamıyorum hiç :/

Bir sonraki bölüm de Mercan-Eymen ikilisi olacak. Bu dörtlüyü yazmaya bayılıyorum! *-*

Kız kardeş hakkında ne düşünüyorsunuz demeyeceğim, ilerki bölümlerde kendiniz söyleyeceksiniz çünkü ;)

Düşüncelerinizi alalım?

-sarı

mayıs kasırgası - yarı textingМесто, где живут истории. Откройте их для себя