mk #16

1.5K 149 66
                                    

Multimedia; Nazlı Saraç.

Kitaba birazcık ilgi vardı, o da azaldı. Halbuki uzatmak için baya konu bulmuştum, onlara da hevesim kalmadı.

Yine de kendimi yazarken rahat hissettiğim, kendimden bir şey katmama rağmen benim için fazlasıyla özel olan bu kitabı birkaç ufak şey için yarı yolda bırakmayacağım. Yanımda olanlara, olacaklara teşekkür ediyorum. 🖤

Keyifli Okumalar!

***

“Teyzenlerin de selamı var,” Ekin, annesinin kurduğu cümleye gülümsemeye çalıştı. “İyi olmana çok sevindim, oğluşum. Az kaldı geleceğim zaten ama o zamana kadar üzme, yıpratma kendini. Her şey düzelecek. Seni seviyorum.” Kurduğu teselli cümlesi gözlerinin dolmasına neden olmuştu.

Ardından birkaç veda ve sevgi cümlesi söylenip kapanırken telefon, Ekin elindeki kahve ile yarım kalan kitabına devam etmeye çalıştı.

Bulanıklaşan gözleri ile zihnine geçmiş doldu. Annesinin, babasının ağır şiddetine maruz kalıp travma sonrası stes hastalığı çıkmıştı. Bazen her şeyi tekrardan yaşıyor gibi oluyor, bazen her şeyi unutuyor, bazen kaçmak istiyordu. Bir süre önce de, Ekin'in zoruyla şehir dışına, kardeşinin yanına gitmişti. Ekin yaralandığında da haber vermemişti annesine. Söyleseydi, anında gelirdi oraya ve bir daha ayrılmazdı yanından. Bu Ekin'in işine gelmezdi, onun yalnız kalması, işini yalnız başına halletmesi gerekiyordu.

Derin bir nefes aldı ve kış güneşiyle birlikte gökyüzünde dans eden rüzgarın girdiği pencereye baktı. Birkaç damla düşse de yanaklarına, umursamadı ve bu kez gözlerini kapatıp güneşi teninde hissetmek adına birkaç adım ileri gitti.

Aklına dolan Belgin'in hatıraları ile içine büyük bir heyecan sızmıştı ve karnına kramplar girmişti. Onun yaşadığından artık emindi ve bir gün kavuşacaklarını, hatta bunun çok yakında olduğunu iliklerine kadar hissediyordu. Bunun için sonuna kadar çaba sarf edecekti, ya kendisi bulacaktı ya da kendini bulduracaktı.

O sırada telefonunun mesaj sesi duyuldu odada ve irkilerek açtı gözlerini. Hiç bakmak istemese de telefonuna, az önce telefonu kapatan annesinden bir mesaj olduğunu düşündü ve elini uzatıp aldı.

Tam o sırada kapı da çalmıştı. Telefonun kilidini bir türlü giremezken ayaklanmış ve kapıya da ilerlemişti bu sırada.

Mesaj bilinmeyen bir numaradandı ve kapı hâlâ çalıyordu.

Çatık kaşları ile birlikte kapının kulbunu çoktan tutmuş ve mesajı da açmıştı o sırada.

05*: Vazgeç, yaralarımın sebeplerini cezalandırmaktan vazgeç.

“Ekin Kaya Yeşilova?” Zihninde yankılanan mesajın şaşkınlığı ve sömürülen enerjisi ile kafasını kaldırdı ve oldukça yabancı görünen genç kıza farkında olmadan kafasını salladı olumsuz anlamda.

“Ah, peki yanlış geldim sanırım. Kusura bakmayın.” Kız arkasını dönüp uzaklaşacağı sırada kendine geldi ve kızı durdurma ihtiyacı duydu Ekin. Ancak aklından çıkmıyordu mesaj.

“Pardon, ben dalmışım. Evet benim?”

Kız duraksayıp arkasına döndü ve gülümseyerek yüzünün kenarına düşen saç tutamını kulağının ardına sıkıştırdı. Ardından, kuracağı cümleden olsa gerek, yas tutan aile bireyine layık birinin suratı gibi düştü yüz ifadesi.

“Ben Mayıs'ın kuzeniyim.”

***

Düşüncelerinizi alalım?

-sarı

mayıs kasırgası - yarı textingWhere stories live. Discover now