⍣5⍣

1.9K 241 170
                                    

Satır arası yorum yaparsanız çok çok çok mutlu olurum

Taehyung

Kafasını kaldırmadan ve gözlerini yüzükten ayırmadan" Hmm"ladı. Gözlerini ayırmadığını görünce bir kere daha baktım yüzüğe. Aklıma gelen şeyle gözlerim hızla açıldı.

"Hyung, y-yoksa y-yoksa bu yüzük..."


꧁꧂

"Ta-tanrım Hoseok hyung, ciddi olamazsın" dedim ağlamaklı sesimle. "O yüzüğün içinde zehir mi var, kendini mi öldüreceksin hyung?!?" sesim istemsizce yükselmişti. Zar zor bastırdığım göz yaşlarım yeniden göz çukurlarımdaki yerini almıştı.

"Tanrım Tae, böyle yapma!" dedi Hoseok hyung beni iyice sararken. "Babana gelen genç bana da geldi, beni bulmaları çok yakın. Baban eceliyle öldü, bu onun için büyük bir kurtuluş hoş bir lütuftu aslında. Ölümüm onların elinden olsun istemiyorum Tae! O meydanda bağırtılarımdan zevk alacak, dünyadan bir şeytanın eksildiğini düşünecek insanların arasında yanarak ölmek istemiyorum, ne olur anla beni! "

" Hyung "dedim zar zor çıkan sesimle" Seni bir daha göremeyecek miyim? "

" Bak Tae "dedi. Sesi çok ciddi çıkmıştı." Yıldızım sönüyor. Ölüm günümü değiştiremem ama şeklini değiştirebilirim tam olarak hangi gün bilmiyorum ama çok yaklaştı. O yüzden bu yüzüğü yanımda taşıyorum. Anladın mı beni? Şimdi odaklanmamız gereken konu benim sona ulaşmış kaderim değil senin ulaşman gereken kaderin. "

" Hem Tae, cenneti unutuyorsun, oraya layık mıyım emin değilim ama beraber olma ihtimalimiz hala var. Bir daha görüşememeken bahsetme lütfen. Tanrıya olan inancını kaybetme"

"Hadi be oğlum, bırak sulugözlüğü. İyi olacaksın. Seni kurtaracağım minik kaplancık "

Her şey üst üste gelmişti ve ben bunları kaldıramıyordum. Hala Hoseok hyungu kurtarabilmeyi delicesine ümit ediyordum ama o kurtulmak imkansızmış gibi konuşuyordu.

" Ah bu arada, geçen gece amcamı bahçenizdeki gül fidanının dibine gömdüm Taetae, huzur içinde uyuyor" dedi gülümseyerek.

"Son bir soru? " dedim yüzünü avuçlarımın içine alarak.

"Sor bakalım meraklı" dedi gözlerini devirerek.

"Hiç yolu yok mu hyung?" dedim. "İmkansız mı gerçekten?" "Kurtulman yani..."

"Evet Tae, imkansız. Oradan bakınca bile isteye kendini öldürmeye çalışan biri gibi mi gözüküyorum. Bir yolu olsa her halde denerdim" dedi gözlerimin içine korkusuzca ve güven verici bir şekilde bakarak. İki yanağından öpüp tekrar boynuna sarıldım. "Seni seviyorum. Hoseokie hyung"

"Agucuk bugucuk, küçük Tae'miz cazibeme dayanamayıp bana aşık mı oldu yoksa?!"

"Allah aşkına hyung, ne küçük Tae'si"

"Aşık olduğunu kabul ediyorsun yani, hm" dedi beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme bakarken, kahkahasını zor tuttuğunu görebiliyordum.

"Yah, hyung" diye sitem ettim.

"Tamam tamam kaplancık şaka yapıyordum" dedi ve saçlarımı karıştırdı. Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi yerinden fırladı.

destiny ಇ taekook ✔️Where stories live. Discover now