⍣15⍣

1.3K 176 280
                                    

YN:Bebeklerimin çoğu bayram gezmesinde sanırım. 14. bölümü okumadıysanız önce onu okuyun karışıklık olmasın.

Jungkook

"Bu neydi şimdi?" dedim o şarkısını bitirdikten sonra. Kendime gelemiyorum, bu defa çok fena oldum. Bir dakika, bir dakika... Komşulaaaaar yetişin bana bir şeyler oluyor!!!

"Jack hyung ile kader nedir nasıl tavlanır ders 522"dedi göz kırparken.

Geldiğimizden beri ortamın ciddiyetinden rahatsız olduğunu hissediyorum ve gerçekten bu ne ciddiyet yaa! İçimdeki aşk acısı çeken Kookie, az ötede ağlar mısın? Şu an Jeon Jungkook sahalarda. Ortama biraz renk katalım.

"Söyle bakalım baştan çıkarıcı şarkı söyleme sanatı dersimi iyi almış mıyım?" dedi oyuncu bir şekilde.

"Wow hyung-nim müthişsiniz" dedim alkışlayıp ıslık çalarken.

"Ama savunmasız, aşırı yakışıklı ve havalı Jeon Jungkook'ları bu şekilde baştan çıkarmak suçtur bilmiyor musunuz?"

"Öyle midir?" dedi kıkırdarken. Hala yerde uzanıyorduk. Hızla yerimden kalkıp dizlerinin üstüne oturdum. Ellerimi başının iki yanına yere yasladıktan sonra hırıltılı bir sesle konuştum

"Suç işlersen, cezanı çekersin"

"Ne?!?" dedi şaşkınca. Kendini toparlamasına izin vermeden gıdıklamaya başladım. Kahkahalar atıyor, nefessiz kaldığı için yüzü kızarıyordu.

"Y-yapmasa...na öleceğim seni kötü... tavşan" dedi kahkahalarının arasından.

"Cezanı çek Taetae! Bundan sonra o sivri dişlerini masum ceylan gözlü Jungkook'lardan uzak tut!" dedim ben de onunla beraber gülerken. S-sonra burnumda korkunç bir acı hissettim, burnumu tutarken kendimi geriye doğru attım.

"Sana dişlerini uzak tut demiştim!" diye bağırdım.

"Valla aklımda hiç böyle bir şey yoktu" kıkırdadı. "Sen getirdin aklıma" gülmekten nefessiz kaldığı için hızlı hızlı soluklanıyordu.

"Burun ısırmak nedir, söylesene bir!" dedim omzuna canını acıtmayacak şekilde vururken "Burun, burun... koku organı" dedim hızla burnumu siliyordum. "Tükürük kokuyor işte" dedim yüzümü buruşturarak.

"Yah, ne var? Hyungunun tükürüğünden mi iğreniyorsun?" dedi aşık olduğum gülüşlerinden biri vardı yüzünde. "Hyungumun ısırdığı yerde gül biter diyeceksin seni cahil çocuk" deyip kaşlarını çattı.

"Vurduğu yerde gül biter değil miydi o?" dedim boş bulunarak.

"Öyle miydi? İyi o zaman" dedi ve sonra bana vurmaya başladı.

İlk önce darbelerden korunmaya çalıştım ama sonunda yorgun düşüp yere yığıldım. Yanıma uzanıp kafasını göğsüme koydu. Öylece uzandık, sessizliğin sesini dinledik. Kafasını kaldırıp gülümseyerek yüzüme baktı. Kıyafetinin koluyla burnumun ucunu sildi ve tam burnumun ucuna küçük bir öpücük kondurdu.

"Hadi gidelim artık" dedi yumuşakça, eşyalarımızı topladık. Ve hana gelince odalarımıza ayrıldık.

Kafamı yastığıma koydum ve onun hayali ile gözlerimi kapattım.

destiny ಇ taekook ✔️Where stories live. Discover now