⍣7⍣

1.6K 203 70
                                    

Taehyung

"Hoseok hyuuung!" diye bağırmalarımı duymuş küçük ayakları ve kısa bacaklarıyla ne kadar hızlı koşabilirse o kadar hızlı koşmuş ve tepesinde ağladığım elma ağacının altına gelmişti.

"Hoseok hyung korkuyorum, aşağı indir beni" diye ağlıyordum.

"Ahh, Tae nasıl çıktın sen o ağaca" dedi nefes nefese. "Amcam bana ezberlemem için yıldız haritasını bırakıp şehre indi, bekle ne yapabileceğimi düşüneyim" dedi korkmuş bir şekilde.

O dokuz yaşındaydı bense sekiz. Çok yaramaz bir çocuktum. Yerimde duramıyordum. Babam sürekli yaraladığım dizlerimi sarmaktan yorulmuştu ama ben hala yaramazlıklarımdan yorulmamıştım.

"Bekle, yanına geliyorum." dedi ve tırmanmaya başladı. Benim kadar hızlı tırmanamamıştı ama yavaş değildi. Üstüne oturduğum dala oturdu ve kollarını bana sardı.

"Korkma, Taetae. Hyungun seni kurtaracak" dedi gururlu ses tonuyla. Benim gibi yaramaz bir çocuğun hyungu olmaktan neden bu kadar gurur duyuyordu anlayamıyordum.

Beni kollarının arasından çıkardı ve baş parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi. "Şimdi beni iyi izle, Tae. İlk önce şu çıkıntıya basacaksın. Basarken ellerinle şuraya tutun. O kadar da yüksek değil, inebilirsin" dedi ve bana anlata anlata aşağıya indi.

Dediği yere basmaya çalışıyordum ama o kadar korkuyordum ki.

"O-olmuyor hyung" dedim ve ağlamaya devam ettim.

"Peki öyleyse, şöyle yapalım" dedi ve ağaca iyice yanaştı.

"Atla, seni tutacağım" dedi, benim hyungum olmaktan gurur duyduğunu gösteren gülümsemesi vardı dudaklarında.

"Ya, tutamazsan" dedim şüpheyle.

"Hyunguna güven" dedi. Canı sıkılmıştı şüpheli halime.

Onu daha fazla üzmek istemedim ve üstüne atladım. Dokuz yaşında bir çocuğun sadece kendinden bir yaş küçük üstüne atlayan başka bir çocuğu tutmasını beklemek komik olurdu.

O altta ben üstte yere yığıldık. Acı dolu bir inleme döküldü dudaklarından.

"Hyung, hyung! İyi misin? " dedim korkuyla. Hiçbir yerime bir şey olmamıştı. Üstüne düştüğüm kişi yumuşacıktı.

Derin bir nefes aldı ve "İyiyim iyiyim kaplancık" "Sen Hoseok hyungunu ne sanıyorsun, bak kurtardım seni" dedi gülümseyerek.

"Sen benim kahramanımsın, hyung~" dedim sırnaşarak ve yüzüne küçük sulu öpücükler bırakmaya başladım. Üstünden kalkmam için beni itiyor bir yandan da gülüyordu. Beni üstünden itmeyi başarınca öpücüklerim ile ıslanmış yüzünü kıyafetinin koluna sildi. Ve

"Öyle miyim gerçekten? Gerçekten kahramanın mıyım" dedi heyecanla.

"Öylesin hyung, sen çok güçlü bir kahramansın. Sen hyungların en iyisisin" dedim ve üstüne yeniden atladım.

destiny ಇ taekook ✔️Where stories live. Discover now