⍣17⍣

1.2K 176 274
                                    

YN:Telefonuma bulaşan nalet virüs sonucu kaybettiğim 1200 parçalık şarkı koleksiyonumun 400 parçası için bir dakikalık saygı duruşu lütfen 😢

Taehyung

"Jungkook!Dur!Nereye gidiyorsun?!?" durmamış ormanın içine dalmıştı. Peşinden gitmek için hamle yapmıştım ki

"Taehyung-shi!"

Bana doğru koşarak gelen Hai-yun'u gördüm.

"Neler oluyor, iyi misiniz? Canınız yanmış olmalı,üzgünüm ama arkadaşınız biraz kaba" dedi nefes nefese.

"Bir dakika müsaade edin lütfen" dedim gittiği yere doğru koşarken, etrafa bakındım ama çoktan gözden kaybolmuştu. Yerdeki taşa tekme atarken sinirle bağırdım

"Aish, Jeon Jungkook! Hangi cehenneme gittin?"

Çok moralim bozulmuştu. İçimde bir anda büyüyen öfke ateşinden geriye sadece pişmanlığım kaldı. Ne olursa olsun Jungkook'u çok seviyorum ve onu asla kaybetmek istemem, o benim için çok değerli. Gözlerindeki nefret dolu bakışı unutamıyorum. Neden bana öyle baktın Kookie? Neden bana öyle baktın...

Sağ elimi en yakındaki ağaca dayamış başımı yere eğmiş kendime gelmeye çalışıyorum ama kalbim kırık, kafam karışık...

"Kookie..." dedim fısıltıyla. Bir yandan da sol elimle yüzümü sıvazlıyordum. Yanıma gelen Hai-yun'la kafamı yerden kaldırdım.

"Onunla konuşmalıyım" dedim titreyen sesimle. "Çok boşladım onu bugün, kırılmış gözüküyordu"

"Gitmiş mi?" dedi, ormanın içinde gözlerini gezdirirken.

"Gitmiş..."

"Endişelenme,akşama gelecektir. Akşam konuşursunuz" dedi koluma girip stresten titreyen bedenime destek olduktan sonra

"Şimdi gidip çardağa oturalım, biraz soluklan. Çok kötü gözüküyorsun" onun yönlendirmesiyle yürüyordum. Jungkook'un nemli nemli parlayan gözleri aklımdan çıkmıyordu.

"O da kötü gözüküyordu" dedim fısıltıyla. "Umarım akşam olmadan gelir. Aksi halde kaybolabilir ya da böcek korkusu depreşebilir..."

"Annesi misin sen onun?" dedi hafifçe kıkırdarken. "Koskoca adam başının çaresine bakar, endişelenme bu kadar. Hem akşama mutlaka gelecektir, dediğin gibi ufacık böceklerden korkan biriyse ne yapacak ormanın ortasında"

Çardağa ulaştığımızda yavaşça oturdum. Çok boş hissediyorum. Ellerim ayaklarım tutmuyor sanki. İlk defa birbirimize böyle ses yükselttik. İlk defa bana nefretle baktı. Sesi kulaklarımda yankılanıyor

"Neden bana böyle yapıyorsun?"

Ne yapıyorum sana dağ tavşanım? Çok mu kırdım istemeden kalbini? Gözlerindeki yıldızlar benim yüzümden sönmez değil mi, Kookie? Korkuyorum...

Uzun süre sessizce oturduk. Sessizliğime dayanamamış olacak ki bir süre sonra Hai-yun konuştu

"Bir şeyler mi içsek? Hem sen de biraz kendine gelirsin. Ne bu böyle kocasıyla ilk defa kavga etmiş yeni evli kızlar gibi" dedi alayla gülerken.

destiny ಇ taekook ✔️Where stories live. Discover now