⍣26⍣

1K 110 105
                                    

Acayip gecikti, üzgünüm🙈 hikayenin son demleri olduğu için yazmakta zorlanıyorum. Yakında veda edeceğiz sanırım

꧁꧂

Jungkook

Hyunglarla piknik yaptığımız günden sonra hızlı bir hazırlık sürecine girdik. Ji-mong geri dönüşümüz için oldukça heyecanlı. Övünmek gibi olsun, sonuçta benim gibi süper zeka ve ultra yakışıklı biri sayesinde kazancımız çok yüksek.
Babamdan alacağı övgüler için şimdiden içi içine sığmıyor.

Tüm hazırlıklar büyük bir özenle tamamlandıktan sonra Ji-mong iki gün içinde hareket edileceğini tüm kervana duyurdu. Bu haberi duyunca Tae ve ben hyungları bulmak için pazara gitmeye karar verdik ve pazara giden inişli çıkışlı yolda yürümeye başladık

"Kookie dönüş için endişeliyim" diyen sevgilime çevirdim bakışlarımı. Koluma girmiş ve başını omzuma yaslamıştı. Omzuma dökülen yumuşak saçları o kadar güzel gözüküyordu ki.

"Neden ki çiçeğim?" dedim merakla

"Çiçek mi?" tatlı kıkırtısını duymama izin verdi. Ama bana sunduğu güzel gülüşü kısa sürdü. Ruh halindeki ve mimiklerindeki değişime an be an şahit olmamla şaşırmamı engelleyemedim, gülen yüzü bir anda asıldı. Kaşları çatılmış,alt dudağı hafifçe sarkmıştı "Ailenin yanına dönersek asla bir geleceğimiz olmayacak biliyorsun değil mi?" sıkıntıyla derin bir nefes aldı "Böyle bir ilişkiyi kabul etmeleri imkansız,döner dönmez evlendirirler seni" uzun kirpiklerle döşeli gözlerini gözlerime dikti

"O zaman... biz de dönmeyiz" parmaklarımı parmaklarının arasından geçirdim ve ellerimizi kenetledim. Güven vermek istercesine elini hafifçe sıktım ve genişçe gülümsedim. Bakışlarına çöken kasvet bir anda dağıldı

"Nasıl?" dedi heyecanını gizlemeye çalışarak ama sürekli hareket eden göz bebekleri onu ele veriyordu

"Ben düşüneceğim bir şeyler, sen canını sıkma." işaret parmaklarımı dudağının kenarlarına bastırdım ve dudak kenarlarının yukarı doğru kıvrılmasını sağladım

"Peki o zaman..." parmaklarımın zorlamasıyla hafifçe gülümsedi. Güven verici bakışlarım işe yaramış olacak ki bir süre sonra zorlama gülümsemesi kocaman ve samimi bir gülüşe dönüştü
"Pazara kadar yarışmaya var mısın o halde?" cümlesini bitirir bitirmez hızla koşmaya başladı

"Hey, Kim Taehyung!" peşinden yetişmeye çalıştım ama gerçekten hızlıydı. Bir ağacın arkasına saklandığını görünce koşuşumu yavaşlattım ve sakince yanına ilerledim. Sırtını ağaca yaslamış nefesleniyordu. Çevik bir hareketle, koşudan dolayı kızarmış yanağından ufak bir öpücük çaldım.

"Yah, oyun bozanlık yapma" omzumdan hafifçe ittirdi. "Ben kazandıysam benim istediğim olur"

"Tamam" dedim büyük bir teslimiyetle "Ne yapacaksın?"

"Vuracağım" sinsice gülümsedi. Baş parmağı ve orta parmağını birleştirdi. Gerdirdiği orta parmağını kulak kepçeme yaklaştırdı.

"Çok acıtır ama..." sızlanmamı umursamayan Tae'ye son bir kez merhamet dilenircesine baktım ve gözlerimi kapattım. Dişlerimi sıkarak canım kulağıma alacağım ağır darbeyi beklerken yanağıma kelebek bir öpücük kondu ve pazara doğru çekiştirilmeye başlandım.

destiny ಇ taekook ✔️Where stories live. Discover now