⍣14⍣

1.4K 183 163
                                    

Medya: V-Scenery (üç nokta koyduğum yerde medyayı açabilirsiniz)
YN:Bayram temizliğine elini kaptıran kolunu kurtaramıyormuş, öyle diyorlar

꧁꧂

Taehyung

"Taehyung-ah ,Jungkook sana çok değer veriyor farkındasın, değil mi?"

"Ben de ona çok değer veriyorum, efendim."

"Lütfen üzülmesine izin verme. O çok hassas bir çocuk. Biraz haylazdır filan ama iyi niyetlidir. Ben yıllarca babasına hizmet ettim. Kendisi beni bu ticaret macerasına kadar tanımazdı bile ama ben onun büyüyüşüne şahit oldum. Kimseye böyle kıymet verdiğini görmedim. Seni seviyor."dedi Ji-mong gergince. Konuşurken yüzüme bakmıyor sürekli bakışlarını kaçırıyordu. Artık klasikleşmiş olan doğa yürüyüşlerimizden birine çıkmıştık ama Ji-mong yürüyüş boyunca çok gergindi. Bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibi...

"Ben de onu seviyorum"

"Gerçekten mi? Ahh bunu duyduğuma çok sevindim Taehyung-ah! !!" Kıkırdadım

"Neden bu kadar şaşırdığınızı anlamadım. O benim en yakın arkadaşım, tabi ki seveceğim."

"Ah, sen o anlamda... Neyse Taehyung-ah gitmeliyim, halletmem gereken bazı işlerim vardı benim, unutmuşum" Ji-mong yanımdan kaçar gibi giderken şaşkınlıkla arkasından baktım. Neyi var bu adamın?

Kervanın son durağı olan Buhara'ya geleli bir kaç gün oluyor. Çadırlarımızı topladık, bir handa konaklıyoruz. Burada uzun süre kalacağımızı söyledi Ji-mong. Burada son satışlarımızı yapacağız. Son satışlar kritikmiş. Satışlardan sonra biraz kurutulmuş meyve ve buranın meşhur ipek halılarından alıp geri dönüş yoluna çıkacağız. Ji-mong'un dediğine göre son on beş yılın en iyi satışını yapmışız.

"Senin ve Kook'un ayağı uğurlu geldi" diyor sık sık. Lakin ben asıl maharetin benim dağ tavşanımda olduğunu biliyorum. Ji-mong

"Şımarır şimdi köftehor" diye bir aferini çok görüyor Kookie'ye ama Jungkook kazıkçı, üçkağıtçı tüccarları öyle bir dize getiriyor ki.

"Bu işin içinde bir bit yeniği var" deyip alt dudağını dişlemeye başlamışsa kurtuluşunuz yok demektir. Saç baş giriştiği teyzeleri mi ararsınız, sakalını yolduğu amcaları mı? Hakkımızı savunurken gözü dönüyor.

"Sen şimdi eksik tarttın ama benim evde çocuklarım aç be abla" diye konuşmaya başladıysa daha fena. Tüm pazar göz yaşları içinde kalana kadar susmuyor. Bu konuşmanın sonunda tüm esnafı birbirine ve ortalarına aldıkları Jungkook'a sarılıp ağlarken buluyorum. Gülüp de ortamı bozmamak için yumruk yaptığım elimi ısırmam gerekiyor. Ve sanırım bundan sonra hayatıma elimde diş izleriyle devam edeceğim.

Ben ise han sahibinden izin alarak hanın bahçesine evden ayrılırken yanıma aldığım çiçek tohumlarını ektim.Onlarla ilgileniyorum.Dağ tavşanımla gül fideleri de aldık çarşıdan ve çiçeklerin yanına diktik. Ah tabi bir de başımın tatlı belaları Arundati ve Mongsuk var. Arundati çok uslu bana hiç sıkıntı çıkarmıyor,günlük temizliği ve beslenmesiyle ilgileniyorum.Ama ne yazık ki Mongsuk için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Jungkook ile birbirlerini yiyorlar. Jungkook'un yanındayken bana karşı aşırı korumacı davranıyor. Hoseokie hyungum kendi yerine vekaleten onu gönderdiğini söylemişti. Sanırım ne demek istediğini şimdi anladım. Bu Mongsuk'ta tıpkı Hoseok hyungum gibi aşırı kıskanç. Bazen düşünüyorum Jungkook ve Hoseok hyungum tanışsa nasıl olurdu diye. Sonra hemen kafamı iki yana sallayıp kafama üşüşen kanlı senaryoları defediyorum.

destiny ಇ taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin