33 🖤🥊

4.2K 452 223
                                    

Saçma bir şekilde yaptığım edit bölüme konmuyor

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Saçma bir şekilde yaptığım edit bölüme konmuyor. Hata verip duruyordu. Bende bölüm sonuna bunu koyacaktım, bu seferlik böyle olsun dedim
Edit, medyada var. ❤️

🥊

Bir sırrı saklamanın sözünü vermek kolaydır. Ama sırlar sonsuza kadar gizli kalmaz. Ne olursa olsun, günün birinde illa ki ortaya çıkar. İyi veya kötü olması fark etmez.

Sırlar, tehlikelidir. Ve Bella bunun farkında değildi.

Bellatrix, Tony'nin çalışma odasına ilerlerken Pepper ile dün yaptıkları konuşmayı düşünüyordu. Kendini daha iyi hissediyordu, ve artık ona anlatacaktı. Sabah Tony uzun süredir çalışmadığını söyleyerek gitmiş ve saatlerce oradan çıkmamıştı.

Kapıdan içeri girdiğinde Tony'nin sandalyesinde oturduğunu gördü. Bir elini yumruk yaparak çenesine yaslamış, diğer elinde de bir telefon tutarak ona bakıyordu.

"Tony?"

Stark bakışlarını telefondan çekerek Bella'ya baktı.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Bellatrix. Elinde tuttuğu telefon ona ait değildi, daha önce görmemişti.

"Düşünüyorum." dedi Tony. "Bu elimdeki telefonu bana Steve vermişti. Herhangi bir şey olduğunda aramam için. Ona hiç ihtiyacım olmadı, olur mu da bilmiyorum. Ama sanırım..." bakışlarını tekrar telefona çevirdi "... ona bir teşekkür borcum var."

Bellatrix gergince ona doğru yürüdü.

"Ne teşekkürü?" diye sordu korkuyla.

"Friday, oynat." diye emretti Tony. Odada yankılanmaya başlayan ses kaydıyla Bella gözlerini kapattı.

"Çünkü.. beni oradan kurtaran kişiler Steve Rogers ve diğerleriydi."

"Steve Rogers ve diğerleriydi."

"Steve Rogers ve diğerleriydi."

Aynı ses arka arkaya tekrarlanırken Bellatrix gözlerini geri açarak Tony'nin kızgın bakışlarıyla karşılaştı. Daha önceden Friday ile ikisinin ses kayıtlarıyla ilgili bir konuşma yaptıklarını hatırlıyordu. Ama bu tamamen aklından uçup gitmişti.

"Ne zaman söyleyecektin?"

"Bende tam.. sana anlatmaya gelmiştim." dedi Bella zorlukla.

Tony ayağa kalktı ve kollarını göğsünde birleştirdi.

"Neden gizledin?"

"Öyle istediler..."

Tony sinirle güldü. Tabii ki de arkadaşlarının sevdiği kadını kurtarmasına kızgın değildi. Aksine, yan yana olmadıkları halde hâlâ birbirlerini kollamalarına sevinmişti. Ama bunu belli edemezdi.

Bellatrix'in böyle bir şeyi ondan saklamasına inanamıyordu. Tüm siniri bunaydı işte.

"Sende öylece onları dinledin mi?!" diye bağırdı aniden. Bella, onun sinirleneceğini elbette biliyordu. Kendini buna hazırlamıştı.

"İyi değildim biliyorsun. Kafamı toplamam gerekiyordu." dedi.

"Sana defalarca sordum! Bana yalan söyledin! Onlardan ne farkın kaldı şimdi?! Söylesene!" diye bağırmaya devam etti Tony.

Bellatrix, elini ona doğru uzattı ama Tony geri çekildi.

"Onlar yüzünden ne hallere düştüğümü en iyi sen biliyorsun. Bu saklanacak küçük bir şey değil!"

"Sen.. haklısın. Saklamamam gerekirdi." dedi Bellatrix.

"Evet, evet haklıyım. Her zaman olduğu gibi." dedi Tony tüm ciddiyeti ile. Bella onun sesinde bir alaycılık aradı ama yoktu.

"Bak.. her ayrıntısını anlatacağım.."

"Hayır. Dinlemek istemiyorum." diye sözünü kesti Tony. "Hiçbir şey bilmek istemiyorum artık. Anlatmak için biraz geç kaldın." dedi ve Bella'nın yanından geçerek kapıya doğru ilerledi. Bellatrix onun arkasından giderek kolunu tuttu ama Tony hızlıca çekti.

"Kalbini kırmak istemiyorum Bellatrix. Biraz yalnız kalmam gerekiyor." deyip oradan çıktı.

Bella bu sefer onu durdurmadı. Şu an onun ne kadar sinirli olduğunu anlayabiliyordu. Daha fazla üstüne gidemezdi.

Tony önüne gelen ilk arabaya binerek üsten çıkıp gitmişti. Bellatrix onun kısa sürede döneceğini düşünerek oturup beklemeye başlamıştı. Ama geri dönmedi. Saat gece yarısına yaklaşırken, Friday bile onun nerede olduğunu bilmiyordu.

Bellatrix oturduğu koltuktan sıkıntıyla kalkıp etrafta dolaşmaya başladı. Ayakları onu spor salonunun önüne getirdiğinde durdu. Kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde kapıda dikildi. Ring tam karşısında duruyordu. Yavaşça içeri bir adım attı. Ellerini serbest bırakarak iki yanında salladı ve yürüdü.

Ringin tam önünde durduğunda elini kalın ipe doğru uzattı. Dokunduğunda sanki elektrik çarpacakmış gibi hissetti ama bunun sadece beyninin ona bir oyunu olduğunu düşündü.

Diğer eliyle de ipe tutundu ve kendini yukarı çekerek ringe adım attı. Tam ortasına doğru ilerlediğinde durdu ve derin bir nefes aldı. Onu korkutmasına izin vermemeye çalıştı.

İşte bu kadar.

Hiçbir şey yok.

Olumsuz tüm düşünceleri aklından çıkarmaya çalıştı. Kalbinin yine deli gibi atmaya başladığını hissettiğinde sürekli kendisine sakin olmasını söylemeye başladı.

Tony ile burada yaptıkları antrenmanları düşündü. İlk kez burada yüz yüze gelmişlerdi. Ve onu ilk kez burada öpmüştü. İstemsizce kendi kendine güldü. İşleri batırıp batırmadığını bilmiyordu. Ama şu an bildiği tek şey, sırf bu yüzden Tony ondan nefret etmezdi.

"Bellatrix?"

Kapıdan gelen ses ile hızlıca o tarafa döndü. Geldiğini duymamıştı. Ne kadar zamandır orada durduğunu da bilmiyordu.

"İyi misin?" diye sordu şaşkınlıkla Tony. Bella'nın orada duruyor olması onu telaşlandırmıştı. Kızgın olabilirdi, ama onu seviyordu.

"İyiyim." dedi Bellatrix. "Sen.. iyi misin?"

Tony bakışlarını ondan kaçırdı ve yaslandığı cam kapıdan ayrıldı. Biraz içmişti ve ayakta durmakta zorlanıyordu.

"Gidip yatacağım." diyerek sorusunu cevapsız bıraktı ve oradan ayrıldı. Ses tonu az öncekine göre soğuk çıkmıştı.

Bellatrix omuzlarını düşürdü ve yere oturdu. Sabaha kadar, ringin ortasında düşünüp durdu. Tony'nin dediği şey sürekli beyninde yankılanıp duruyordu.

"Onlardan ne farkın kaldı şimdi?"

🥊

Ring 🥊 Tony StarkTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang