24

8.5K 698 308
                                    

Onat SEPETÇİ

Allah'ım söz veriyorum bu gün Sonat'tan kurtulabilirsem bir daha cool olmak için onun tişörtlerini çalmayacağım. Suna'nun rujlarıyla uyurken Uğur'un yüzünü boyamayacağım. Özkan'ın sırasına yapıştırıcı sürmeyeceğim. Ve ayrıca ona sinirlendiğim için girdiğim Özden'e yeni koca arayışından çıkacağım. Ama ne olur canım (!) ikizim Youtube'da ki clickbaitlere özendikten sonra, gerçeğini üzerimde uygulamaya karar verip de dilimi saç maşası ile yakmaya kalkmasın.

"Nerede lan o piç?!"

Hass.....!

Sınıfa bağırarak giren Sonat'la birlikte hızla masamın üzerine çıktım. Resmen burnundan soluyordu. Çay kaşığının istediğini yapmamalıydım... Fakat götüm 'Hayır.' demeyi yememişti ona. Tırsmıştım anasını satayım. Yaptıklarını görmüştük sonuçta.

"Sen nasıl benim ifşalarımı bastırıp da okulun panolarına asarsın lan?!"

Öyle bir gürlemişti ki zemin sallandı zannettim anasını satayım. Vallahi kötü bir niyetim yoktu ama. Havası söndüğü için kızmıştı bir anda. Yalnız var ya... Çok komikti be. Aklıma geldikçe gülüyorum hala.

"Öncelikle sakin ol kar-"

"Onat! Beni yormadan, gel buraya."

Pekala... Daha fazla sinirlendirmemeliydim sanırım. Dudağımı dişleyerek aşağı indim. Gözlerimi sıkı sıkıya yummuştum. Bari çok morartmasaydı. Sonra izleri geçmiyordu uzun süre. Efsun'un fondötenlerini dızlamak zorunda kalıyordum bende.

"Var ya..."

Yüzüme beklediğim yumruğu indirmediği için sağ gözümü hafifçe araladım. Kıyamamıştı işte. Kimin ikizi be.

"Sakın gözükme bana!"

Of ya! Vursaydı daha iyiydi ya. Şimdi daha beter bir şekilde burnumdan getirecekti. Oflayarak sınıftan çıkan ikizime bakarken masanın üstünde duran telefonuma gelen mesaja kaydı gözlerim.

caykasigi: Aferin lan.

caykasigi: Gözüme giriyorsun.

dokuzatdegilonat: Senin yüzünden canı sıkıldı.

dokuzatdegilonat: Ona ihanet etmiş gibi oldum. Üzüldü galiba buna.

dokuzatdegilonat: Aramızı bozdun!

caykasigi: Ne güzel...

caykasigi: Amacıma ulaştım o zaman.

caykasigi: Darısı diğerlerinin de başına.

Sıkıntılı bir nefes verdim. Bizimle ne derdi vardı bu çocuğun?! Şeytan tüyü taşıyordu sanki. Görmesek bile mesajlarındaki ürkütücülüğü hissedebiliyorduk. Küçük numaralar yaparak, büyük şeylere sebep oluyordu. Ve git gide oyunlarını arttırıyordu. Aptal kafam! Uymamalıydım hiç.

**********

Öğle arasına girdiğimizde bahçedeki banklarda oturuyorduk. Herkesin suratı beş karıştı. Sonat'sa çok kötü bakıyordu bana. Sinirlendiği zamanlarda olduğu gibi yine damarları belirginleşmişti. Çay kaşığına ağza gelmeyecek küfürleri saydırıp duruyordu. Hak etmediğini söyleyemezdim. Ama biraz abartıyordu yani.

"Ya tamam, asıp durmayın yüzünüzü. Ondan da kurtulacağız bir şekilde."

Sonat çatık kaşlarıyla Efsun'a döndü. "Kurtulacağız derken? Birileri onun kölesi olmaya başlamış bile."

Beni kast ediyordu. Suçluluk hissiyle başımı öne eğdim. O esnada sevgilimin parmaklarını hissetmiştim elimde. Her zaman yanımda olurdu. Ne yaparsam yapayım... Çok seviyordum onu. "Tamam ya, üzerine gitmeyin daha fazla."

"Sen karışma!"

"Bağırma ona!"

Dayanamamıştım sonunda. Büyütmüştü yani! Ne olmuştu ki bir iki fotoğrafını millete gösterdiysem?! Sanırsın başka bir şey yaptım...

"Kes sesini Onat! Bu kadar salak olmak zorunda değilsin. Seni kandırdı işte. Bize karşı kullanıyor."

"Ben onun oyuncağı değilim, tamam mı?!"

Dudağının kenarı alayla kıvrıldı yukarıya doğru. Bu sırıtış hiç iyi değildi. Yine kalbimi kıracak bir şey söyleyeceği belliydi. Aslında sanırım çay kaşığına hak verdiğim yer de burasıydı. Düşünmeden konuşup, insanları üzüyorlardı. Ve bende bu huylarından nefret ediyordum. Ama yine de ikizim ve arkadaşlarımdı. Mecburen bir şey söyleyemiyordum.

"Sen de, yanındaki sevgilinde, geri zekalının teki Onat!"


Profilimi takip etmeyi unutmayın <3

İnstagram Hesabım: aleynaozgul1

itiraf sayfası. [yarı texting]Where stories live. Discover now