120

1.9K 173 232
                                    

Uzun süre atamadığım bölümlerin telafisi olarak texting olmayan, upuzun, bol Sonat ve Eylem dolu, güzel bir bölüm yazdım.

Baştan söyleyeyim. Harbiden şok olacaksınız. Asla beklemediğiniz davranışlarla karşılaşacaksınız..

Tabii bu durumda epey bir yorum ve oyu da hak ediyoruz.

En azından bu bölüm için.

YORUM SINIRI: 400

Geçmenizi bekliyorum. Çünkü cidden keyif alacaksınız. Her neyse daha fazla uzatmayayım. Hepinizi çok seviyorum. Lütfen destekleri esirgemeyelim ❤

YEDEK HESABIM: aleynaozgul2

EYLEM YAMAN

Açıkcası Sonat'ın evine gelmeyi geçtim suratına bakmak bile istemiyordum en başta. Beni kendinden soğutmak için öyle bir numaraya kalktığını düşünüyordum. Fakat yapmadığını söylemişti. Evet, her dediği doğru olan biri kesinlikle değildi ama kendini ifade etme gereği duyarak, benim yanlış anladığımı bastıra bastıra dile getirmesinden belliydi bu işte parmağının olmadığı. Eğer peşini bırakmam için böyle planlar yapacak olsaydı neden evine çağırsındı ki? Üstelik rahatsız olmamam için Serkan'ı göndereceğine ve alkolle sigara kullanmayacağına dair söz vermişti. Benimse Erdem'den izin almam çok zor olmuştu tabii. Neyse ki ikna edebilmiştim. Ama eninde sonunda babama tüm bu olanlardan bahsedeceğine emindim. Çünkü çok uzun zamandır her istediğime tamam demek zorunda kalıyordu. Üstelik Sonat'a güvenmemesine rağmen. Onun ne kadar tehlikeli olduğunu bile bile sırf üzülmeyeyim diye ne dersem önce karşı çıkıyor sonra mecburen kabul ediyordu. Efe ise benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile. Aramız iyice açılmıştı. O meseleyi de çözecektim. Zaten sabrım tükenmek üzereydi.

Kapıyı çalarken içimden başıma bari bu gece bir şey gelmesin diyerek dua ediyordum. Söz konusu sevdiğim çocuktu. Ve onun sağı solu belli olmuyordu. Bu da beni delirtiyordu. Tam çok güvendiğim bir anda tüm güvenimi kırmayı çok iyi başarabilirdi.

"Hoşgeldin." Diyerek kapıyı açtığında bambaşka bir enerji vardı üzerinde. İlk defa böyleydi yani. Fiziksel olarak yorgun gözükse de gülümseyerek içeri girmemi söylediğinde şaşırma sırası bana geçmişti.

"Evi toplamışsın."

Salon kapının girişinden gözüküyordu. Ve etrafta yoğun çamaşır suyu kokusu vardı. İlk defa temizlenmişti sanki burası.

"Yaptım işte bir şeyler." Derken kapıyı kapattıktan sonra önden salona girmişti. Bende arkasından. Hiçbir yerde pislik kalmamıştı. Ben geleceğim diye bu kadar iş yapması hoşuma gitmişti açıkacası.

"Direk yer misin pizzaları? Yoksa sonra mı getireyim?"

"Şimdi aç değilim."

"Peki o zaman. Ne izleyelim?"

"Sen seç." Derken koltuklardan birine oturmuştum. Televizyonun olduğu ünitenin çekmecesinden filmlerin olduğu kutuyu çıkardıktan sonra "Romantik seversin kesin." Dediğinde omuz silktim. "Korku da izleyebiliyorum."

"Kesin saçma olanlarındandır."

"En ürperticisini açabilirsin."

Kendimden emin konuşmama karşılık "Perdeleri çekip, ışıkları falan da kapatalım o zaman. Karanlık daha uygun..." Diyerek dediklerini yaptığında biraz garip olmuştu yani. Tamam, korkmazdım da. Olurda korkarsam artık hep dalga geçerdi benimle.

itiraf sayfası. [yarı texting]Where stories live. Discover now