123

1.3K 136 131
                                    

Bölüm uzun açıkcası. Zaten hızlı gelecek diğerleri de. Bende fazla konuşmamı uzatmak istemiyorum. Kızıyorsunuz bana sürekli beni takip edin dediğim için. Ama üzülüyorum ya. Vallahi bakın. Düşmesin en azından. Ne olacak ki? Ekleyiverin işte. Mutlu edersiniz bir insanı. Yedek hesabım tamam da kendi hesabım düşmeye başladı bu defa dbjdbxhsbx

Bence beni kırmazsınız.

Hem final ve devamında neler olacağıyla ilgili önemli duyuruları da kendi hesabımdan paylaşıyorum he. Söyleyeyim yani. Belki, söz vermiyorum bakın çünkü tutamayabilirim. Daha önce tutamamıştım. Özür dilerim onun için. Ama profilimi takip edenler arasından birkaç kişiye finali ithaf edeceğim.

Bende sizin az da olsa sevinmenizi istiyorum. Finali kendisine ithaf etmemi isteyen herkes profilimi takip ettikten sonra burada kendini belli ederse yine söylüyorum söz vermiyorum ama finali onlara ithaf edebilirim. Önemli bir şey olmadığını bende biliyorum da maksat hem benim takipçi sayım artsın hem de finali kendilerine ithaf ettiğim kişiler mutlu olsunlar. Sizi ne kadar çok sevdiğimi zaten adınız kadar iyi bilmeniz gerekiyor artık. ❤ 👇

Bu bölümün YORUM SINIRI 100'dür. Keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz :)


EYLEM YAMAN

Kalbim gümbür gümbür atıyordu.

Öyle ki sesi metrelerce öteden bile duyulabilirdi.

Sonat bana sevgili olalım dedikten sonra hiçbir şey diyemeden hemen taksiye binmiştim. Evimin uzak olduğunu söyledim. Sonat'da on dakika sonra falan yazmıştı işte. Sürekli görüldü atmama kuduruyordu. Ama yüreğime indirmesini de iyi biliyordu. Ne yapayım yani. Nasıl cevap vereceğimi bilemiyordum bazen.

Kalakalıyordum öylece.

Yarım saat sonra falan taksi evimizin önünde durunca ücreti ödeyip aşağı indim. Elim sarılıydı. Umarım bunu görünce Erdem yine o sakinliğini koruyabilirdi. Biz sonunda sevgili olmuştuk ve artık başka sorunlarla uğraşmak istemiyordum.

Çantamdan diğer elimle anahtarımı çıkardıktan sonra sessizce kapıya taktım. Amacım kimseye görünmeden, yakalanmadan içeri girmekti. Babamın duymaması gerekiyordu. Yoksa bunca şeyi öğrendiğinde Sonat'la beraber olmama asla izin vermezdi.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde ayağımdaki topukluları ses çıkarmasın diye çıkarıp kenara ittirdiğimde hemencecik merdivenlere yönelecektim ki "Hoşgeldin güzelim." Diyen Erdem'in sesiyle hafifçe yutkundum. Arkamdaydı. Elimi saklamaya çalışarak ona döndüğümde "Hoşbuldum. Benim çok uykum geldi ya. Hemen çıkayım odama." Diye işin içinden yırtmayı amaçlamıştım.

"Elini göster."

"Ne?

"Çıkar o elini arkandan."

"Niye ya?"

Bir anda kolumdan tutarak elimi çektiğinde gördüğü sargı beziyle kaşları çatılırken kurumuş kanı farkettiğindeyse "Ne oldu buna?!" Diye sordu sert sesiyle. "Ne yaptı lan o it?!"

"Vallahi onun bir suçu yok. Yemin ederim."

"Eylem anlat hemen!"

Öyle bir bağırmıştı ki panikle "Sessiz ol." Dedim etrafa bakarken. "Duyacaklar."

"Duysunlar zaten. Yeter artık! Bu kadarı da fazla!"

"Ya bir sakin olur musun?! Sonat'ın suçu yok. Ben... Ben ondan çıktım, eve gelmek için taksiye binecektim. Sonra ayağım takıldı ve düştüm. Yerdeki cam kırıklarına battı elim. Çok kanadığını görünce de hastaneye gitmek zorunda kaldım. Onunla alakası yok yani."

itiraf sayfası. [yarı texting]Where stories live. Discover now