81 (Tatlı kaşığı)

4.2K 418 570
                                    

SONAT SEPETÇİ

"Yine nereye gidiyorsunuz siz?!"

Babam olacak herifin bağırmasıyla Onat duraksarken aldırmadan kapıya doğru yürümeye başlamıştım. Bu gece kafamı dağıtmam lazımdı. Birde onunla uğraşamazdım.

"Sonat! Sana diyorum?!"

Oflayarak ona dönerken "Ne var?!" diye homurdandım. Bir rahat vermiyordu. 

"Şirketin iflas eşiğinde olduğunu farkında mısın?! Daha tutumlu davranmamız gerekiyor! Özellikle de senin!"

Kaşlarım çatılmıştı. "Neden özellikle de benim?" 

"Kredi kartı ekstresi en kabarık gelen sensin. Onat neredeyse hiç harcama yapmıyor. Ama senin zıkkımların yetiyor bana! İçkin, sigaran bitmiyor ki bir türlü..."

 Bu ne kadar umurumdaydı ki?

Gözlerimi devirerek cevap vermeden dışarı çıktım. Uğraşamazdım. İkizim de arkamdan geliyordu. Aramız her ne kadar tam anlamıyla düzelmemiş olsa da tek benim arabam olduğundan mecbur kalıyordu bir nevi. Zaten ne kadar uzatabilirdi ki? 

"Babamın haklı olduğunu biliyorsun değil mi Sonat?"

"Sana göre tek haksız olan benim zaten."

Başını iki yana sallayarak oflarken arabaya bindi. Bense şoför koltuğuna geçtim. On sekizime girer girmez ilk işim ehliyet almak olmuştu. Ve sonra araç tabii ki de. Gerçi ailemle her kavgamızda verdiklerini geri almakla tehdit ediliyordum ama. Böyle bir şey yapamazlardı nasıl olsa. İzin vermezdim ki. 

Bar yakındı. Parti dediğimiz şey okuldan birinin doğum günü kutlamasıydı işte. Çok lüks bir mekandı. Umarım Efsun, yanında o Efe denen piçi de getirmezdi. Öğrendiğini duymuştum her şeyi. Buna rağmen affederse net geri zekalı demektir. Hepimizin arasını bozmuştu şerefsiz sonuçta.

"Geçerken Oya'yı da almamız gerek."

Başımı sallayarak onaylarken az ileride durdum. Birkaç dakika sonra o da gelmişti. Aynı site içerisinde oturuyorduk hepimiz. Zaten o yüzden yakın arkadaştık. Site çok büyük olduğundan sadece Efsun'ların villası biraz uzakta kalıyordu. Bizimkiyse şansıma Suna'larla karşı karşıyaydı. Onu yıllardır seviyordum. Uğur'la sevgili olduklarını öğrendiğimde çıldırmıştım neredeyse. Çünkü benim en iyi dostumla birlikteydi. Onları yan yana gördükçe deliriyor, kontrolümü kaybediyordum. Eğer Uğur'dan önce davransaydım Suna benim olurdu. Bunu biliyordum. Ama çok geç kalmamıştım ki. Eninde sonunda bırakacaktı onu. Bana gelecekti. Her ne kadar istemiyorum dese de isteyecekti.

Gözümü karartmıştım.

Kimse umurumda değildi. Ben sadece sevdiğim kızın peşindeydim.

O Ece denen aptala bunu anlatmaya çalışsam da inat ediyordu. Arkamdan ayrılmaması sinirlerimi bozsa da onunla dalga geçmek zevkliydi. Bu gün mekana gelirse eğer, nasıl insan içine çıkabildiğini soracaktım ona. 

Tam anlamıyla salaklığı suratına vurmuş gibiydi.

Çok çirkindi.

"Sonat baştan uyarıyorum. Sakın orada olay çıkarma."

"Bu aralar canımı sıkıyorsunuz. İkinizde..." diyerek dikiz aynasından Oya'ya baktım. Birde o ezikle arkadaş olmuştu. Onat'ın sevgilisinden ne bekliyordum ki? İkizim gibi salaktı işte.

"Sen herkesin canını sıkıyorsun. Farkında mısın acaba?"

Dudağımın kenarı alayla kıvrılırken cevap vermedim. Az sonra barın önüne gelmiştik. Arabadan indiğimizde anahtarı valeye attım. O park ederdi. Önden ilerlemeye başlarken "Biliyor musun, bu günde tam formumdayım Onat." diyerek bir şey söylemesine izin vermeden içeri girmiştim. 

itiraf sayfası. [yarı texting]Where stories live. Discover now