87

3.2K 292 146
                                    

EFE ERDEK

"Ona her şeyi anlatacaksın Eylem!" Dediğimde sinirle kaşlarını çatarak bana bakmaya başlamıştı. Ne yapmamı bekliyordu ki? En yakın arkadaşımla birlikte kardeşimde aynı ite aşıktı anasını satayım. Sanki dünyada başka erkek yoktu. Ve ikiside saplantılı derecede seviyordu. Sonat'sa sadece Suna'yı istiyordu. İş iyice içinden çıkılamayacak kadar karmaşık bir hâl almıştı.

"Ece'in üzülmesini mi istiyorsun?!"

"Senden duyunca mı daha çok üzülecek yoksa Sonat anlatınca mı?!"

Eylem sıkıntılı bir nefes verirken "Peki sonrasında nasıl bir tepki verecek?" Diye söylendi kendi kendine. "Bakmaz bir daha yüzüme."

"Haklı."

"Efe!"

Omuz silkerek dik dik ona bakmaya başladığımda düşen yüzüyle birlikte kafasını öne eğdi. Tam anlamıyla kızamıyordum bile. Hepimiz aynı mallığı yapmıştık çünkü! Gidip en aşık olunmayacak kişilere kaptırmıştık gönlümüzü. Neyse ki ben bir şekilde halletmiştim kendi meselemi. Efsun'un değişmesini ve hatalarını farkına varsmasını sağlamıştım. Şimdi birlikte çok mutluyduk. Ama aynı şey Sonat için geçerli değildi. Onun düzelme ihtimali yok denecek kadar azdı. Artık umudum kalmamıştı. Benim aklını başına getiremediğim adamı onların aşkı mı akıllandıracaktı?!

"Pişt. Üzülme be. Halledeceğiz işte bir şekilde."

Cevap vermeyerek labaratuvardaki boş sıralardan birine oturduğunda "Efe, yemin ederim bir anda oldu." Demişti sadece. Oflayarak yanına geçerken kolumu omzuna atarak sarıldım ona. Ağlamasını istemiyordum. Geçirdiğim o zor zamanlarda yanımda en çok duran kişiydi sonuçta. Depresyonu bile birlikte atlatmıştık lan. Hep beni mutlu etmek istemişti. Gerçi şimdiki kafam olsa değil depresyona girmek, üzülmezdim bile. Sorguluyordum mesela kendimi. Aptalmıştım yani. Keşke o zaman sevdiğim kızın iyi birisi olması için uğraşsaymışım. Neden kendimi yıprattım ki boşuna?

Hep ergenliktendi bunlar.

Neyse çok şükür atlattım.

Ama şimdi de bunlarla uğraşıyorum. Ne yaparsın? Biri öz kardeşim, diğeri de öz kardeşim gibi.

Ve ikisi de piçin tekine aşık.

Hay ben böyle işin...

"Tamam Eylem. Onu sevdiğin için özür dilemeyi düşünmüyorsun herhalde. Gönül ota da Sonat'a da konuyormuş işte."

Kıkırdayarak "Bok mu demek istedin?" Dediğinde omzunu cimcikledim. "Ne o laf ettirmeyecek misin yoksa şerefsize birde?!"

"Ah! Acıdı salak!"

Geri çekilip kollarımı birbirine dolarken "İyi oldu... Neyse sırnaşma kedi gibi. Sevgilim kıskanır görürse." diye homurdandım.

"Bana diyene bak. Hanımcı oldun sende iyice."

"Tabii kızım ne sandın?! Ben sizin gibi aşığım aşığım diyerek koşmadım Efsun'un peşinden. Aksine bir yol arayıp uğraştım anasını satayım. Hem yanlışlarını farkına vardırttım. Hemde zar zor kalbini kazandım. Tabii çıkmam şimdi sözünden. Kaybetmeyi göze alır mıyım hiç?"

"Peki ben nasıl kendime aşık edeceğim Sonat'ı?"

"Ne bileyim lan. Çöpçatan mıyım?! Hem bence boşuna didinme hiç sen. Ondan adam olmaz."

Derin bir nefes alırken "Aslında..." diye mırıldandı. "Onu böyle yapan bir sebep olduğuna eminim."

"Nedeni falan yok. Ruh hastasının teki."

"Var." Diye inat ettiğinde kaşlarımı kaldırırken "Ya... Neymiş peki?!" Diye sordum alayla.

"Ailesi ol-"

"Hep öyle olur zaten."

"Ya Efe! Dinlesene beni bir!"

Gözlerimi devirme isteğimi bastıramazken ayağa kalktım. Herhalde bu saçmalıkları duyacağımı düşünmediniz değil mi?

"Biliyor musun Eylem, Sonat ve ailesi şeyimde bile değil. Herkese merhamet etsem, ona yine etmem. Anladığı dilden konuşacağım bundan sonra. İyi davrandığımızda ne değişti?! Düzgünce uyarınca adam oldu mu sanki?! O hep önemsemiyor ya, bende önemsemeyeceğim artık. Sende yarına kadar anlatıyorsun Ece'ye her şeyi bir şekilde."

"Neden acele ettiriyorsun Efe?!"

Sorduğu soruyla birlikte dudağımın kenarı kıvrılırken "Aklımda bir şey var çünkü." Dedim sırıtarak. O bana anlamamışcasına bakarken ekledim daha sonra.

"Hemde bu defa Sonat'ın bile umursayacağı bir şey."

Eylem ve Efe'nin arkadaşlığı hakkında ne düşünüyorsunuz? 👇

itiraf sayfası. [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin