79

4K 407 402
                                    

"Efsun kollarım koptu!"

Sinirle homurdandığım esnada bana attığı sert bakışlarla dudaklarımı birbirine bastırırken "Aslında çok güzel elbiseler seçtin demek istemiştim aşkım." Diye mırıldandım. "Yani hepsi mükemmel. Senin gibi."

Gözleri şaşkınlıkla irileştirken "Az önce kısa giydim diye kavga çıkaran sen değil miydin Efe?!"diye sordu. Hay ben böyle işin... Hıncını çıkarıyordu. Ulan saatlerdir it gibi dolaşıyorduk. Ayaklarım kopmuştu anasını satayım! Birde her gördüğü mağazaya girip en mini şeylere yapışmıyor muydu?! Delirtmişti beni.

Ama sesimi çıkaramıyordum.

Ne yaparsa yapsın razıyım. Yeter ki tribi uzatmasın.

"Güzelim seçtiğin kıyafetleri beğenmiş olmam dışarıda giyeceğin anlamına gelmiyor ki." Dediğimde o kaşlarını çatarken devam ettim. "Ama benim yanımda istediğin kadar giyebilirsin."

"Akşam clube giderken giyeceğim Efe."

"Bu akşam gitmeyeceksin dedim Efsun!"

Bir anda sert çıkışımla ağzı aralandı. Tam bir şey söyleyecekti ki vazgeçip elimden poşetleri çekti ve önümden hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Si....!

"Dur... Bebeğim yemin ederim bağırmak istemedim. Efsun, bekle beni. Nereye gidiyorsun?!"

Ona yetişirken kolundan tutarak kendime çevirdim. "Ne var?!"

"Sonat'da gelecek bara..."

"O benim arkadaşım Efe."

"Bende sevgilinim. Ne var dinlesende gitmesen?"

Oflayarak başını iki yana salladı. "Hayır, gideceğim. Ama sende benimle geleceksin."

"Hayatta olmaz."

"Tamam o zaman." deyip yeniden önden ilerleyecekti ki yine engel oldum. Mecburen kabul edecektim. Yalnız başına nasıl o piçle aynı ortamda bırakabilirdim ki?!

"Eğer birisi laf falan atarsa olacaklardan ben sorumlu değilim."

Zafer kazanmışcasına sevinirken ellerindekileri yere atıp boynuma atladı. Çocuk gibiydi. Sarılmasına karşılık verirken gülümseyerek kollarımı beline doladım ve saçını öptüm. Bundan çok hoşlanıyordu. Bense çıldırıyordum birisi saçıma elleyince.

"O zaman eve gidelim. Yemek falan yeriz."

"Son zamanlarda sizden çıkmıyorum. Sanırım annen bundan çok hoşlanmıyor güzelim."

"Şey... O zaman size gidelim."

Onu kendimden hafifçe uzaklaştırırken "Bize mi?" Diye sordum şaşkınlıka. Beğenmediği o eve?!

"Evet, gelemez miyim size? Allah Allah... Sana mı soracağım ya. Feride teyze sever beni."

"Tövbe tövbe... Başına taş mı düştü kız? İyi tamam gidelim."

Efsun'lara yakın olduğu için arabayla gelmemiştik AVM'ye. "Yalnız otobüse bineceğiz ha."

Başını salladı rahat bir ifadeyle. Sanki her gün onunla ulaşım yapıyormuş da, alışmış gibi. Birazdan çıldıracağını biliyordum. Çünkü tıklım tıklım geçiyordu buradan toplu taşımalar.

Poşetlerini yeniden aldığımda koluma girdi o da. Taşıttıkları yetmezmiş gibi birde onu taşıyordum anasını satayım. Durak yakındı neyse ki. Ve otobüste şansımıza duraktaydı. "Koş Efsun!"

itiraf sayfası. [yarı texting]Where stories live. Discover now