24.Bölüm

5.6K 168 9
                                    

Gözlerim ucu Görkem'e bakan namluya takılı kalmışken benim için zaman durmuştu. Bir dedeme bir de elindeki silaha öylece bakakalırken hiçbir şey yapamıyordum. Görkem’e baktığımda onun da benden farksız bir durumda olmadığını gördüm. Gözleri siyahın en koyu tonuna bulanmışken, tepkisiz gözlerle dedeme bakıyordu. Ölümden korkmuyor gibi bir hali vardı.

Görkem’i bulduğum hali feci derecede kötü hissetmeme sebep olsa da Görkem'i silahın karşısında görmek, daha da acı vericiydi. Dedemin gözleri beni bulurken, beynimin içinde çalan çanlar ile kendime geldim. "Dedee!" diye bir feryat koptu dudaklarımdan ve birdenbire güç gelen bacaklarımla dedeme doğru koşmaya başladım. Gözlerimde biriken yaşlar yanaklarıma hücum ederken, "Dede lütfen bir şey yapma. Onun bir suçu yok." dedim. Dedem çivi gibi delici gözlerle Görkem'e bakıyor, tek kelime etmiyordu. Silah hâlâ Görkem'e doğrultulmuş vaziyetteyken, dedemin tam önünde durdum.

Dedemin altları torbalanmış, gözleri gözlerimi bulduğunda, "Suçsuz bir insana zarar verirsen, seni hayatım boyunca affetmem." diye fısıldadım. Dedemin silah tuttuğu eli yavaşça aşağı inerken kollarını bedenime doladı. Sarılışına karşılık ben de ona sarıldım. "Seni çok seviyorum dede." dedim, mutlulukla. “Ben de kızım, ben de seni çok seviyorum.” dedikten sonra beni kendinden uzaklaştırıp, "İyi misin kızım?" deyince, başımı sallamakla yetindim.

Dedem bakışlarını evin kapısına çevirince, benim gözlerim de onları buldu. İri koruma, bana saldıran adamı kolundan tutmuş, sürükleyerek dışarı çıkarıyordu. Ona bakmak bile midemi bulandırırken, dedem "O soysuzu götürün. Daha sonra bizzat ben, kendisiyle ilgileneceğim." dedi, vakur sesiyle. İri koruma, adamı sürükleyerek arabaya doğru götürürken, "Ananın mekanına götürdüğün, uğruna beni bu hale getirdiğin bu sürtük senin için bu kadar değerli mi?" diye bağırınca, koruma suratına sertçe yumruk atarak onu susturmayı başardı.

Gözlerim Görkem'i bulurken,  olanları tepkisizce izlediğini gördüm. Dedem de gözlerini Görkem'e dikip, ardından yeni fark ettiğim bir kaç adama bakarken, "Evine bırakın." dedi. Dedem gözlerini yeniden Görkem'e çevirdi, "Babanın cezasını sana kesmeyeceğim ama Almira bir daha senin yüzünden zarar görecek olursa bu kadar anlayışlı olmam." dedi. Görkem, “Merak etmeyin efendim, öyle bir şey olmayacak.” dedi, ciddiyetle.

Henüz fark ettiğim gerçek ile yüzleşirken, bedenim şok dalgalarıyla buz kesmişti. Beynimde yanan ışıkla, "O, o adam Görkem'in babası mıydı?" diye sordum, dedeme. Dedem onay verircesine başını salladı. Gözlerim Görkem'i bulurken, başını önüne eğmişti. Hiç kimse ailesinin yaptıkları yüzünden utanmamalıydı. Üzerimde hala şaşkınlık hüküm sürerken, "O adamı korumam mı yaptın dede?" diye sordum.

Dedemin sert yüzü yumuşamazken, "Sen, ne biliyorsun Almira?" diye sordu. İçimde peyda olan korkuyla, başımı yere eğdim ve "Bu adam bir hafta gibi zamandır ki beni takip ediyor. Ben onu senin ayarladığın koruma olduğunu düşündüm. Buraya gelince de sen gönderdin diye düşünüp, içeri aldım." dedim, utançla. Dedem beni güvenli kollarına hapis ederken, "Senin tek bir koruman var. O da seni kurtaran adam. Hiç onun tarafından takip edildiğini gördün mü?" deyince, başımı hayır anlamında salladım. Dedem yüzünde oluşan, acı gülümsemesi ile, "Benim korumam, kendini fark ettirmez. Seni rahatsız etmemek, kısıtlamamak adına, uzaktan takip eder. Sadece bir tehdit hissettiğinde ortaya çıkar." dedi.

Kısa süren sessizliğin ardından, "Deren, hiç takip edildiğini söyledi mi?" dedi. Şaşkınlığım katlanırken, "Onun da mı koruması var?" diye sordum. Dedemin gülümsemesi genişlerken, "Aramızda kalsın ama yıllardır var. Dediğim gibi ben deneyimsiz, başarısız adamlarla çalışmam. Çocuklarımı korumak zorundayım ama bunu yaparken, onları kısıtlamadan yaparım." dedi. Dedem ile konuşmamızın ardından, gözlerimi Görkem'e çevirince, yanına gitmemek için zor duruyordum. Canımı acıtmıştı ama dudağı patlamış ve kanıyordu. Karşımda böyle durmasına katlanamıyordum.

CÜDA Where stories live. Discover now