30.Bölüm

4.9K 171 11
                                    

1 hafta 3 gündür Görkem'i görmüyordum. Hastaneden çıktıktan sonra iki kez evine ziyarete gitmiştim ama ben gidince yerinde durmuyor, sürekli benimle ilgilenmeye çalışıyordu.

Sanki hasta olan o değil de benmişim gibi..

Bir de Görkem daha iyileşmeden Tuğba'yı anlatmak istemiyordum. Ona söylememek için kendimi zor tutuyordum. O yüzden Görkem iyileşene kadar onu görmeme kararı almıştım.

Hâlâ Tuğba'nın böyle bir şey yaptığına inanamıyordum. Sürekli aklımda o vardı.

Kafam patlayacak kadar onu düşünüyor fakat yine de bir şey bulamıyordum.

Nasıl olur da onca zaman hiçbir şey anlamazdım. Kendime kızgınlığım çok büyüktü.

Arkadaşlarımız da olanları öğrenince benim için üzülmüş ve Tuğba'ya çok kızmışlardı.

Cenazesine ben katılmamış olsam da diğerlerini zorla göndermiştim. Ona dargın da olsam, son yolculuğunda yalnız olmasını istemiyordum.

Ölüler, yalnızlığı hissederdi değil mi? Giderken arkasında bıraktığı insanları görebilirdi değil mi?  Tuğba'nın, öldüğüne kimsenin üzülmediğini düşünmesini istemiyordum.

Bana bıraktığı mektupta onu iyi hatırlamamı istediğini söylemişti. Bu ne kadar mümkündü bilmiyordum ama ben kötü hatırlasam da diğerlerinin iyi hatırlamasını sağlamaya çalışıyordum.

Deren ve Melis ise ne kadar ısrar etsem de Tuğba'nın cenazesine katılmayı reddetmişlerdi.

Aramızda en çok etkilenen kişinin Deren olduğunu gözlerinden anlayabiliyordum.

Tuğba ile benden önce de arkadaşlığı vardı.

Tuğba'nın vefatı canını çok acıtıyor ve bana yaptıkları için de ona nefret besliyordu.

Sevgi ve nefret. Birbirine zıt iki duygu, bir araya gelince nasıl da güçlü bir zehire dönüşüyordu.

İnsan ruhunun, bir arada iken kaldıramayacağı iki duygu da onda vardı.

Sevdiğimiz, çok sevdiğimiz insanlar, bizi onlardan nefret etmeye mecbur bırakmasa olmaz mıydı?

Düşüncelerimden sıyrılıp, aynada son kez kendime baktım.

Belime kadar uzanan siyah dalgalı saçlarımı at kuyruğu yapmıştım. Dizlerimin üzerindeki, zümrüt, kadife elbisem ile hoş görünüyordum.

Dedemin eski bir dostu bizi yemeğe davet etmişti. Halamlar ve amcamlar da orada olacaktı.

Oraya gitmek için isteksiz olsam da dedemin, Görkem ve beni yakaladığı günden beri hiçbir şeye itiraz etmiyordum.

O konuyu hiç konuşmamıştık ve bunun için de dedeme minnettardım.
••••••••
Arabadan inince Burak abim ve Deren yanıma geldi. Burak abimin bir koluna Deren diğer koluna ben girdim.

En önde dedem ve babaannem kol kola ilerliyordu. Yengem gelmediği için halam amcamın koluna girmişti.

En arkada ise Burak abim, ben ve Deren yürüyorduk.

Dedem zile basınca çok geçmeden kapı açıldı.

Dedem yaşlarında, saçları ağarmış, hafif göbekli bir adam, yanında ise kendi yaşlarında olduğunu düşündüğüm, siyah saçlı, kahverengi gözlere sahip alımlı bir kadın vardı.

Yaşlı çift bizi kibarca içeriye davet edince dedem arkadaşına sarıldı.

Babaannem ve adamın eşi de, uzun zamandır görüşmediklerini belli ederek samimi tavırla kucaklaştılar.

CÜDA Where stories live. Discover now