wanderlust 'tk

12

|Kırılmayan tabular.

“Ben bilmiyorum o iyi olacak mı?”

“İyi olur mu bilmem fakat en kısa sürede kasabadan gönderilecek.”

“Onu buradan gönderemezsiniz.”

Ye Jin, meraklı bir ifadeyle suratına bakarken sonunda dudakları arasından ismi dökülmüştü.

“B-ben Kim Taehyung'un eşiyim.”

“Ne?”

Şaşkınlıkla elindeki kupa yere düşerken saniyeler boyunca yalnızca beyaz tenlinin suratına bakmıştı. Ne düşüneceğini bilmiyordu. Böylesi masum bir ifadeyle ağlamaktan bitap düşmüş bu çocuk nasıl böyle bir şey yapabilirdi?

Belki de Damson'un eski eşiyle iş birliği içerisinde.

Suskunuluğunu uzun bir süre bozmamaya niyetli bir şekilde gözlerini etrafta gezdirirken içindeki tarifsiz kuşkuyla genç çocuğun karşısına oturmuştu.

Jeongguk avuçlarını yüzüne kapatarak dizlerini kendine çekmiş bir şekilde gözyaşlarını tutmazken, Ye Jin yavaşça yanına yaklaşarak elini  beyaz tenlinin omzuna atıp kendi göğsüne çekmişti.

“Jeongguk, Jeongguk ismin öyle değil mi? Bak, bir çaresine bakacağız tamam mı? Daha fazla ağlamanı istemiyorum fakat benim a-aklım almıyor. Taehyung böyle biri değildi, bir kez bile eşine bağırdığını hatırlamıyorum...”

“Eğer o da bunu yaptığını kabul ederse, direkt konseye bildireceğim. Bu süreçte güçlü durmak zorundasın, zira kolay olmayacak. Taehyung bunun öfkesini senden çıkarmak isteyebilir, seni koruyacağım.”

Jeongguk, sonu gelmez bir endişeyle titrerken ilk kez bu yaptığından dolayı pişman hissediyordu, Taehyung onu yaşatmayacaktı fakat artık tüm bu olanları geriye almak imkansızdı. Sonuna dek, kendisine belirlenmiş o kaderi bekleyecekti. Belki de, hiç ummadığı bir şey olacak ve bu işin içinden rahatlıkla sıyrılacaktı. Oynadığı kumar büyük bir bedele sebep olacaktı.

“Ah, bir misafirimiz var galiba?”

Duyduğu samimiyetten yoksun tınıyla başını genç alfanın omzundan kaldırırken gördüğü bedenle sessizce olacakları beklemeye devam etmişti.

Alfa, tıpkı dediği gibi her şeyden habersiz arkasından gelmişti. Şifacıyı tanıyor olmalıydı. Hajoon, rolüne incelikle bürünmüş bir şekilde karşısına geçerek otururken şifacı hızla ayağa kalkarak kapıyı kilitleyip perdeleri çekmişti.

“Hey, neler oluyor?”

Hajoon... Taehyung'un yerine göz diken alfa.

“Olanlara inanamayacaksın ama karşında Jeongguk var...”

“Ne? Deltanın eşi Kim Jeongguk?”

Alfa, şaşkın bakışlarıyla kendisine bakmaya devam eden gence başını sallayarak birkaç adımda yeniden eski yerine geçmişti.

Jeongguk, Hajoon'un oyunculuğuna karşın içten içe şaşkınlık geçirirken yalnızca başını eğerek sessizce konuşmaları dinlemişti.

“Sanırım Taehyung olanlardan sonra aklını kaybetti, acilen tedavi edilmesi gerek bir yönetici olacak zihniyete sahip değil... Bunu konuşmamız ve en sessiz şekilde olayı kapatmamız gerek. Belki de Damson ile konuşmalıyım.”

Beyaz tenli duyduğu cümleyle gözleri irice açılırken ayağa kalkarak şifacının ellerini elleri arasına alıp dolmuş gözleriyle konuşmaya başlamıştı. Hajoon, onun bu usta yeteneğine karşın içten içe gülmek istiyordu. Kesinlikle bu genç adam bir cinsiyetsizden daha fazlasıydı.