Babamın İzinden

393 23 13
                                    

- Aslında böyle davranmanın sebebi annem ve babam!
Sonra ikisi de birbirine baktılar. Bir süre bakıştıktan sonra bana bakarak:
- Annen ve baban mı? dediler. Sonra ben onlara cevap verdim:
- Evet! Çünkü onların aşkı çok güzel. Her gün onlara bakıp acaba benim de böyle bir ilişkim olur mu diye düşünüyorum. Sonunda da bir plan yaptım. Eğer babamın hatalarını yapmazsam ve onların izinden gidersem onların ki gibi hatta daha iyi bir aşk bile yaşayabilirim.
Yine birbirlerine baktılar şaşkınlıkla. Bir süre de durdurdular ama sonra gülmeye başladılar. Hatta Brust:
- Dostuuuuuum! Hiç gülesim yoktu. Sen gerçekten buna mı inanıyorsun! dedi. Fakat ben buna çok sinirlendim. Gözlerim o sırada kırmızıya dönmüş galiba. Çünkü birden gülmeyi kestiler ama hala gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. Ben:
- Peki siz söyleyin. Hepimizin anneleri ve babaları düşman değil miydi? dedim ve cevap veren Brust oldu:
- Evet! Bunda ne var?
Sonra yüzüme güzel bir gülümseme kondurdum ve:
- Ne mi var? Sen hiç büyük aşklar nefretle başlar sözünü duymadın mı? dedim ve bu sefer ki cevabı Brooke'den aldım:
- Yapma Brake! Unutma sen baban değilsin! Sen sensin ve babanın izinden gitmen sana aynı aşkı kazandırmaz. Hem baban o hataları yapmasaydı. Belki sen burada bile olmayabilirdin! Biz hatalarımızla varız. Galiba senin başına ergenlik çarptı!
Ben yine sinirledim ve sinirle onlara laf dalaşına girdim:
- Öyle mi Brooke! Asıl senin kafana ergenlik çarptı. Bunu size kanıtlayacağım. Göreceksiniz!
Brust biraz gülerek:
- Bunu nasıl kanıtlayacaksın? Bence Brooke haklı dostum. Babanın hatalarını yapmak istemiyordun hani! Baban gidip söylemeyerek hata yapmadı mı? dedi. Ben bir şey söyleyecektim ki ağzım açık kaldı. Acaba haklılar mıydı? İkisi de farklı bir şey söyleyip sıkıştırmıştı beni. Bu yüzden birini seçmem gerekiyordu:
- Galiba haklısın Brooke! Babam hata yapmasa ben doğmamış bile olabilirdim..
Sonra Brooke birden araya girdi:
- Sonunda akıllandın!
Ben ise söyleyeceklerime devam ettim:
- Evet akıllandım Brooke! Yapmam gereken şey babamın yaptığı hataları yapmamak değil yapmak olmalı.
Sonra aklıma bir fikir geldi ve okula doğru koşturmaya başladım.

Brooke'un Gözünden

Birden Brake koşmaya başladı. Ben ise:
- Brake Dur demek istediğim bu değil. dedim ama galiba o beni duymadı. Brust da benimle aynı şeyi düşüncek olacak ki:
- Offfffff! Bu çocuk iyice delirdi. Aşk insanın gözünü gerçekten körleştiriyor. dedi. Ben de onun dediğini onaylarcasına kafamı salladım ve:
- Haklısın Brust ama Brake'i biliyorsun! Kafasına taktığı şeyi yapmadan durmayacak! Sence ne yapmalıyız. dedim. Brust sanki bunu söyleyeceğimi biliyormuş gibi hiç düşünmeden cevap verdi:
- Senin dediğin gibi biz hatalarımızla varız! Yani hata yapmasına izin vereceğiz ki ne yaptığını anlasın.
Brust aslında öfkeli biriydi ama bazen -yani öfkesini kontrol altına alınca- bilgeleşebiliyordu. Fakat ben hala Brake için endişeleniyordum ve:
- Ama Brust, Brake bizim dostumuz! Ya kendini rezil edecek ya da yaralayacak bir hata yaparsa?! diye endişemi Brust'a aktardım. Brust da bana katıldı:
- Bunda doğru söylüyorsun işte! Gözümüz onun üzerinde olmalı. Yoksa kendini üzecek hatalar yapabilir!
Ben bir anda gülmeye başladım ve bu Brust'un dikkatini çekti:
- Sen neden bana bakıp bakıp gülüyorsun?
Ben gülmeye devam ettim ve Brust'da sormaya devam etti:
- Neden gülüyorsun? YOKSA SEN BANA MI GÜLÜYORSUN?
Ben gülmeyi bıraktım ve gözlerindeki yaşları sildim:
- Üzgünüm üstadım seni ilk kez öfkeli değilken görmüştüm ve bu da beni güldürdü.
Brust sakinleşti ve gülmeye başladı:
- Gene haklısın. Bu Brake beni de değiştirdi gitti. Umarım düzelir! Çünkü delirmiş gibi davranıyor!

DEVAM
EDECEK



Brake'in ÖyküsüWhere stories live. Discover now