Brust ve Pam

284 18 34
                                    

Evvet arkadaşlar, bununla beraber bir kitap daha yazmak istiyorum. Bu yüzden kitap önerileri istiyorum. O yüzden haydi yorumlara arkadaşlar.

Brust'un Gözünden

Brake gitmişti ve biz de Brooke ile onu yanlız bırakma kararı aldık. Aslında genelde akıllı biri olmasına rağmen bu konular yüzünden iyice delirdi. Dersler, ödevler, aşk, okul.... OKUL!

Ben: OKUL! Brooke koş okula geç kaldık!
Brooke: Neeee?

İkimiz de koşuyorduk. Okula geç kalamazdık. Yoksa Canavar Dolly (Doli) bizi gebertir.

Ben: Oh sonunda geldik.
Brooke: Sa-sa-saat saat kaç?

Hala nefes nefeseydik ama neyse ki okuldaydık. Saatime doğru yönelecektim ki önümüzdeki kapı birden açıldı.

Bayan Dolly: Vay vay vay! Yeşil maymun, ağlak mavi ve..... Sizin kırmızı olanınız nerede?!
Ben: O biraz hasta bugün gelemeyecek de!
Brooke: Aslı....

Son anda Brooke'un ağzını kapattım. Brooke iyi biriydi ama ne yazık ki çok dobraydı.

Ben: Haklısın Brooke haklısın. Bayan Dolly adı gibi bize Tanrı hediyesi. Şu gözler, şu yüz, şu....
Bayan Dolly: Laubalilik istemez! Tam 1 dakika geç kaldınız. O yüzden okul çıkışı cezaya kalacaksınız.

Tek kelime etmeden Brooke'un ağzını kapatarak oradan ayrıldım.

Brooke: Bunu neden yaptın.
Ben: Neredeyse Brake'i ifşa edecektin!
Brooke: Çok ön yargılısın! Ben de ceza kağıdı vardı.
Ben: Yalan!
Brooke: Hayır bak!
Ben: Tamam tamam sana inanıyorum. Asıl inanamadığım şey 1 dakika geç kalmak ile ceza yazmak! Bence bu kadın klon! Hani bir koyun vardı ya klonlamışlardı adını da Dolly koymuşlardı. Ne yazık ki anlamını yanlış çevirmişler. Çünkü bu kadın Tanrı hediyesi olamaz.
Brooke: Sana katılacaktım ama bu kadını klonlamış olamazlar. Çünkü bu kadının dünya da eşi benzeri yok. Bunun kadar kötü bir kadın yok başka yerde ya!
Ben: Hahahahah.

Gülüşerek derse girdik. Sıkıcı bir dersten sonra ise teneffüse çıktık. Ben futbol sahasına indim ve 1 ders boyunca süren maçın son dakikalarını izlemeye koyuldum. Maça o kadar dalmıştım ki omzuma gelen bir el ile irkilmiştim.

Ben: Pam (Pem)!
Pam: Seni korkuttum mu?
Ben: Beni mi asla ama şaşırtmayı başardın.
Pam: Hahaha! Te-teşekkür ederim.

Pam adı gibi sevimli bir kızdı. Bana da galiba biraz aşıktı. Yanımda kekeliyor ve beni gördüğü anda o kahverengi gözlerini aşağı indiriyordu. Tabi ki tatlı tatlı kızarmayı da ihmal etmiyordu. Fakat ben ona pek bir şey hisstemiyordum. Ona arkadaş gözüyle bakıyordum. Onun duygularıyla oynamak istemiyordum ama bunu nasıl kibarca, onu üzmeden yapacağımı da bilmiyordum.

Ben: Eeeee ne istemiştin?
Pam: Ne ben mi? Şey için gelmiştim, şey....

Bir an arkasına dönmüştü. Baktığı yöne doğru kafamı çevirdim. Anlaşılan en iyi arkadaşıyla bir plan içindelerdi.

Ben: Pam oturur musun?

Arkasına bir daha baktı.

Ben: Pam lütfen oturur musun?
Pam: Şey tamam!

Oturdu ve sahadan ayrılan gençlere bakıyordu. Birden bana döndü.

Pam: Eeeee ne diyecektin?
Ben: İlk ben sormuştum. O yüzden sen cevapla!

Yüzü kızarmış, birkaç kelime etmeye hazırlanıyordu ama ağzından sözcükler dökülmüyordu. Bana baktı yalvarırcasına. Sanki benim yapmamı beklermiş gibi bana bakıyordu o kahverengi gözleriyle!

Ben: Seni seviyorum!

Birden ayağa kalktım ne yapmıştım ben. Sonra koştum olabildiğince uzağa. Brooke'u aradım. Belki bana bir fikir verirdi. Fazla aramama gerek kalmamıştı. Çünkü birkaç dakika sonra karşımda belirdi.

Ben: Dostum yardım et! Hiç yapmamam gereken bir şey yaptım.
Brooke: Biliyorum, Biliyorum!
Ben: Nereden biliyorsun?
Brooke: Boşver onu da! Sen hani Pam'i sevmiyordun!
Ben: Bilmiyorum Brooke bilmiyorum. Birden ağzımdan çıkıverdi işte! Bana öyle bir baktı ki sanki hipnotize olmuştum.
Brooke: Hipnotize değil dostum. Aşık olmuşsun!
Ben: Ne?

DEVAM
EDECEK

Kitap önerileri yapmayı unutmayın. Bu arada ona sadece arasıra yazacağım ona göre önerirsek sevinirim.

Brake'in ÖyküsüWo Geschichten leben. Entdecke jetzt