Melezler ve Ölümlü Lisesi (14) [İtalya/Milano]

1.1K 83 81
                                    

-Medya, hımm, hayal gücünüzü konuşturun sadece-

Nico

''Bana bütün Pailo boyunca o gömleği giydirdiğine inanamıyorum Nico!'' dedi Miranda sinirle ayağını yere vurup otobüsten inerken.

''Hııı yani şimdi mutlu musun eski pis Michael Jackson baskılı siyah tişörtünü giydin diye?'' diye sordu Nico umursamaz bir sesle.

''Yani eline ne geçti ha? Ne geçti eline? Ben onu giydim diye eline ne geçtiiiiii?'' diye çığırdı Miranda.

''Bana ne bana ne iyi saklansaydın o zaman!'' dedi Nico omuzlarını silkerken.

''Bazen ikinizin de birer bebekten farksız olduğunuzu düşünüyorum'' dedi Leanna gözlerini devirip. ''Olgunlaşım biraz...''

''Hey, bana bakın!'' dedi o sırada otobüsten inmekte olan Leo. Burun deliklerine birer pipet takmış hantal hantal yürüyordu. ''Buz Devri'ndeki mamut oldum!'' dedi neşeyle ve Leanna ve Miranda'nın yanına geldi.

''Unutun'' dedi Leanna Leo'ya bakarken. ''Son söylediğim şeyi unutun millet'' dedi ve elini anlına vurdu.

''Heeey ne oldu şimdi?'' dedi Leo, tadı kaçmıştı.

''Sen çok ateşli bir mamutsun'' dedi Leanna ve kahkaha attı. ''Bilimsel, gerçek anlam olarak da ateşli...'' 

    Bunun üzerine Leo gözlerini devirdi ama yine de sırıttı. Burnuna soktuğu pipetleri çıkardı ve tam o sırada uyku sersemi bir şekilde otobüsten inmekte olan Connor'un eline tutuşturdu. Connor yarımyamalak bir teşekkür ederek pipetlerden birini hiç bakmadan meyve suyu kutusuna sapladı ve bir köşede onu içmeye başladı. Aynı anda gruptaki tüm kızlar koro halinde ''Iyyy!'' dediler. 

''Evet, Bayan Bell'in dediğine göre üç saat sonra Itanna Oteli'nde buluşacakmışız. Bu gece burada kalıp yarın New York'a dönüyoruz millet'' dedi otobüsten atlayıp sırtını gerdiren Annabeth.

''O oteli biliyorum'' diye fısıldadı Nico, Miranda'ya doğru eğilip.

''Ne?''

''Piazza Duca d'Aosta Caddesi'nde. Hmm, şimdi nereye gitsek acaba?''

   Miranda kocaman açtığı gözleriyle Nico'ya baktı. Nico onun kızardığını gayet iyi görebiliyordu. Miranda Bana ne dercesine omuz silkti. Aslında Nico'yla bütün gezi boyunca birçok şey yapmışlardı. Bowling oynamışlar, buzda kaymışlar (Miranda on iki, Nico da onu kurtarmaya çalışırken on beş kere yere düşmüştü) lunaparka gitmişler, hatta ikiside rock müzik sevmesine rağmen bir jazz kulübüne gidip oradan içki çalmışlardı. Sonra gecenin bir yarısı, okuldaki öğrencilerle birlikte otelde olmaları gerekirken onlar kaldırıma oturup içkilerini yudumlamışlar ve İtalya'nın manzarasını izlemişlerdi. Nico Miranda'ya şarkı söylemişti, çünkü o sırada sarhoştu yoksa o sesle buna cesaret edemezdi. Tüm gezi boyunca bunları yapmışlardı işte. Milano'da farklı olabilecek ne vardı ki?

     Nico, Miranda'yla birlikte hiç romantik çiftlerin yaptığı gibi başbaşa yemeğe falan çıkıp dans etmediklerini düşündü. Onların romantizim anlayışı jazz kulübünden Jack Daniels çalmaktı sanırım. Bunu ne Miranda ne de kendisi sevdiği için romantizmi ilişkilerinden uzak tutuyorlardı. İkisinin de bünyesi vıcık vıcık aşka dayanıklı değildi pek. Nico bu şekilde düşünürken Miranda'nın elinden tuttu ve taksi durağına gidip bir taksiyi çevirdi. İkisi de arka koltuğa geçip yayıldılar ve Piazza Duca d'Aosta Caddesi'ne doğru yola çıktılar. 

    Yaklaşık on beş dakika sonra taksi onları istedikleri yere bırakınca Miranda karşı taraftaki pizzacıyı gösterdi. İtalya'nın her yanı pizzacıyla doluydu.

''Karnım aç...'' dedi Miranda, sesi gerçekten güçsüz çıkıyordu.

   Bunun üzerine pizzacıya gidip güzel bir yemek yediler. Yemek yemek, bir saatlerini almıştı ve açıkçası Miranda otele gidip dinlenmeyi istemiyordu. Bu yüzden Nico'yu çekiştirerek cadde boyu yürüdü ve küçük bir sinema görünce çok mutlu oldu. Film İtalyanca olsa bile Miranda bir psikoloji - gerilim filmine girmek istedi.

    Bunun üzerine bilet alıp filme girdiler ve Miranda film boyunca hiçbir şey anlamadığı için Nico'nun omzunda uyukladı. Filmden çıktıklarında Nico son derece huzursuz ve paranoyaktı. Bir yerden garip bir hışırtı duyduğu anda Miranda'nın elini daha da sıkıyordu. Miranda onun bu halina gülmeden edemedi. 

''Farklı bir otele gidelim'' dedi Nico derin bir nefes alıp. Hala Piazza Duca d'Aosta Caddesi'ndeydiler. Pek uzağa gitmemişlerdi. 

''Neden ki?'' dedi Miranda.

''Milano'da çok farklı bir şey yapacağız'' dedi Nico sırıtarak.

''Sen...''

-Bence bunun devamını @mikkemmel_gorl ve @Psikopat-Demigod çok iyi yazabilir, onlara sorun -_-

Hermes'in Kızı || Röportaj KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin