4. BÖLÜM - Belirsizlikler

12.3K 527 57
                                    




Geleceğin belirsizliği üzerime gece gibi çöküyordu.

Avuç içlerime yaktığım mumlar eriyen damlalarıyla ellerimi yakarken, tek bir ışık huzmesiyle geçmişimden yardım istiyordum.


4. BÖLÜM - Belirsizlikler

Bana asırlar gibi gelen o saatlerce bekleyişten sonra nihayet annemi odasına çıkardıklarında ağrı kesicilerin etkisiyle uyuduğu için ben de onu rahatsız etmeyerek pencere kenarındaki koltuğun kenarına oturmuş kapkaranlık geceyi izliyordum. Hastane odasının bembeyaz duvarlarına oldukça tezat, simsiyahtı gökyüzü. İçimdeki gökyüzünün de üzerinde kara bulutların doluşmaya başladığını hissettim. Nedensizce, istemsizce.

''Merhaba, sizi kontrole geldim. Nasılız?''

Pencereye yansıyan hemşire, karanlık gökyüzü ile arama girince döndüm ona.

''İyiyiz... Yani iyi sanırım. Hala uyuyor. Bu kadar uyuması normal mi? Kardeşimi emzirmesi gerekmiyor mu?''

Saatlerce içimde biriktirdiğim soruları art arda sıralamam karşımdaki hemşireyi gülümsetti.

''Sakin olun. Böyle yaparsanız anneyi de telaşlandırırsınız. Bebeğimiz gayet iyi. Ama siz de biliyorsunuz ki biraz aceleci davrandı bu afacan. Daha gelişimini tamamlayamadığı için kuvözde kalması gerekiyor. Birazdan siz de görebileceksiniz zaten ufaklığı. Şimdi biraz da anneyle ilgilenelim.''

Bana göz kırpıp yatakta yatan anneme yöneldi. O an fark ettim, annemin gözleri penceredeydi bir yandan da bizi dinlemişti.

''Uyandınız demek. Nasıl hissediyorsunuz? Bir ağrınız var mı? Normal doğumlarda sezaryenlere göre daha çabuk toparlanıyor anneler. Siz de birkaç saate toparlanmış olursunuz merak etmeyin.''

Sımsıcak gülümsemesiyle anneme bakarken bir yandan da elini annemin omzuna koymuştu güler yüzlü hemşire. Annemse yüzünde hiçbir ifade olmadan sadece başını sallamakla yetindi. Yüzündeki kayıtsızlık kalbimin derinlerindeki bir yeri buruş buruş etti.

''Birazdan yine geleceğim. Sizin son ölçümlerinizi de yapıp ufaklığı görmeniz için yardım edeceğim. Siz şimdi güzelce dinlenin.''

Bir anneme bir de bana gülümseyip odadan ayrıldı hemşire. Ben de oturduğum koltuktan kalkıp annemin yatağının yanına oturdum ümitle.

''Anne?''

Gözlerini pencereden ayırmadan cevap verdi ''Efendim kızım?''

''Sen... Gerçekten iyi misin? Uyuyorsun diye rahatsız etmek istememiştim. Ama uyumuyordun değil mi?''

''Hayır... Uyumuyordum.''

Kuruyan dudaklarımı yalayıp, ''Peki iyi misin?'' diye tekrarladım.

Sonunda gözlerini pencereden ayırıp benim gözlerime çevirdiğinde yüzünde resmedilen tüm bu yorgunluk, uykusuzluk ve perişanlık izlerini tek bir fırça darbemle yok etmek istedim.

Buruk bir şekilde gülümsedi.

''İyiyim güzel kızım... İyiyim.''

Kısa bir süre bakıştıktan sonra yutkunup yerimde kıpırdandım. ''Saatler önce bir bebek doğurdun. Ben de gelmiş burada neler diyorum ya... Hemşire haklı dinlenmelisin anne. Hem kardeşimin yanına da dinç gidelim ki o da bizi görünce keyiflensin hemencecik çıksın o kuvözden. Acaba gözleri ne renktir, ya da saçları ama benc...''

''Hera...'' benim tüm heyecanıma kıyasla oldukça donuk çıkan sesiyle kesti sözümü. Tüm kelimelerimi bir bir yutarken gözlerindeki buğuda kendi yansımamı gördüm.

BEBEK (Kitap Oldu!)Where stories live. Discover now