11. BÖLÜM - Karanlık

9K 427 82
                                    

Gerçekler, bir başkasından duyana kadar yalan olarak saklanır içimizde. 

*

11. BÖLÜM - Karanlık

Tüm korkumun, telaşımın, endişemin uçup gittiği o kısacık anda aklım da yakın geçmişte gezintiye çıkmıştı. Hastanedeki ilk yakınlaşmamız geldi aklıma. Boynuma doğru eğilişi, sımsıcak nefesi ve dudakları arasından dökülen ismim...

Kalbimin sesini bastıran kafamın içindeki Hera, hızla yerinde doğrulup bana hiç de memnun olmayan bir şekilde baktı.

Ellerim iki yanımda açık kımıldamadan beklerken Uraz çoktan o uzun kollarıyla yere eğilip kağıdı alıp dizlerimin üzerine koymuştu. Kağıdı bir daha düşmemesi için iki elimle sıkıca tuttum.

''Hava çok sıcak diye camları açtım ama sıkı tutamayacaksan elindekileri, kapayayım. Seni sınava yetiştiriyoruz evet ama belgeni çıkaracak açık bir yer bulamayabiliriz bu saatte ona göre.''

Sesindeki babacan tona istemsizce ben de onunla beraber güldüm.

''Çok da önemli o belge biliyorsun... İyi ki bir şey olmadı. Sağ olsun benim belgemi kardeşim uçak yapıp camdan aşağı uçurmuştu... Seni de şimdi böyle görünce aklıma o an geldi. Senin kağıdın da uçak olup uçmasın camdan diye yapıştım birden yani... Kusura bakma...''

Konuşmasının başındaki gülümsemesi hafifçe silinmiş yerine benden onay bekler gibi bir ifade belirmişti yüzünde.

''Uçak mı yaptı? Ee sen ne yaptın, alabildin mi geri?''

Meraklı sorum karşısında istediği onayı almış olacak ki gülümsemesi daha da büyürken anlatmaya devam etti.

''Hayır tabii ki... Zaten o zaman böyle yollar da bomboş değildi. Önümüz arkamız vızır vızır araba kaynıyor. Bir görsen... Sanırsın tüm ülke girecek sınava... Neyse işte hemen okulun yakınlarındaki bir kırtasiyeden yenisini çıkarıp girmiştim sınava. Ama eve gelince de benden baya çekti Umut... Uçak olup uçan bu sefer o olmuştu.''

Bu küçük anıya dakikalarca kahkahalarla güldük. Gülmeye susamış iki insan gibi... Dakikalarca hiç durmadan güldük.

''Off... Gözüm yaşardı... Ben de böyle mi olacağım acaba kardeşimle? Gerçi benimki daha çok ufak ama... Sizin aranızda kaç yaş fark vardı şeyle... Ay ismini unuttum.''

İki elimi de ağzımın üzerine kapayarak unuttuğum için utandığımı göstermeye çalışıyordum ama o buna hiç takılmadı.

''Sorun değil. Bir kere söyledim adını zaten. Adı Umut. Aramızda da beş yaş var. Ve hiç sanmıyorum bizim gibi olacağınızı. En azından sen olmazsın... Çünkü ona hem çok iyi bir abla hem de çok iyi bir anne olacaksın...''

Son söylediklerini gözlerini gözlerime dikmiş bir şekilde söylediğinden midir bilmiyorum ama ürperdiğimi hissettim. Gülümsemem soldu, kaşlarım çatılmaya başladı yine. Hem bir abla, hem anne olacaktım demek... Aramızdaki yaş farkından dolayı zaten biliyordum yanında annesi gibi duracağımı. Ama bunu birinin dile getirmesi farklı gelmişti sanırım bana. 

Böyle olurdu hep. 

Gerçekler, bir başkasından duyana kadar yalan olarak saklanırdı içimizde. Duymadıkça inanmak istemezdik.

Kaşlarımı çatılı, başım cama dayalı bir şekilde arabada giderken yine aklımdan sınavın uçup gittiğini fark ettim. Sınavın yapılacağı okula gidilen yol için çoktan geçtiğimiz bir yan yola girmemiz gerekiyordu. Ama Uraz hiçbir yola sapmadan önündeki upuzun yolda arabayı sürmeye devam ediyordu.

BEBEK (Kitap Oldu!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin