13. BÖLÜM - ''KOŞ!''

7.7K 396 171
                                    

@okyanustakiyunus 'a ithafen... Güzel kalbi için...

*****


''Korkma her şey yolunda

Gökyüzüm siyah olsa da...''


*

Yüzünde gülücükler eksik olmayanların içinde fırtınalar kopardı.

*

13. BÖLÜM - Koş!

Daha önce hiç kimseye kalbini açıp duygularını paylaşmamış benim için çok garip bir andı bu. Saatler öncesine kadar sesimi yükselttiğim, hakaretler ettiğim, yanımda olmasına tahammül bile edemediğim adamın bir cümlesi beni serseme çevirmişti.

Anlamıyordum. Gerçekten içimde olan bitenleri anlayamıyordum. Neden şu an böyle hissediyordum, neden kalakalmıştım olduğum yerde birden?

Mutlu muydum, mutsuz mu ne hissettiğimi daha doğrusu ne hissetmem gerektiğini bilemeden dudaklarımı zar zor aralayıp o cümleleri kurdum.

''Ben... Tebrik ederim. Çok sevindim.''

Kurduğum cümlenin doğru olmadığını ses tonum ele vermişti ne yazık ki. Niye titremişti ki sesim şimdi?..

Benim titreyen sesimi duyup kısa bir anlığına gözleri elinde tuttuğu kıyafetlerden benim gözlerime kaysa da bunun üzerine yorum yapmamayı seçmiş olacak ki elindeki kıyafetleri salladı hızlıca.

''Hadi hadi. Bırak tebriki, sevinmeyi. Şunları giy de çıkalım artık. Senin evine uğradığımızda geç kalmadık ama biraz daha burada oyalanırsak geç kalabiliriz. Ben aşağıda bekliyorum.''

Elindeki kıyafetleri yatağın üstüne bırakıp hızlı adımlarla kapıya doğru yöneldiği sırada seslendim ona.

''Şey... Baksana...''

Nedense ona ismiyle hitap edemiyordum. O da bunu fark etmiş olacak ki suratında alaylı bir ifadeyle çevirdi başını omzunun üzerinden.

''Benim bir adım var biliyorsun değil mi? Neyse... Evet, dinliyorum?''

''Bunları ne yapayım? Yani yanıma alırdım ama sınava gidiyorum... Hiçbir şey sokmazlar ki yanıma. Çöpe de atmak istemiyorum. Bunlar en sevdiklerim...''

Ben ellerimi iki yanıma açmış üzerimdeki tavşanlı pijamalarımı gösterirken sesim de olabildiğince üzgün ve çaresizdi.

''Ne çöpe atması? Kalsın işte burada. Ben de bir an önemli bir şey diyeceksin sandım... ''

Kapıya yönelirken bir yandan da mırıldanmaya devam ediyordu.

''Demek minik tavşanımın en sevdiği pijamasıymış...''

''Benim de bir adım var! Sensin minik tavşan falan!''

Arkasından seslensem de çoktan merdivenleri yarılamıştı bile. Her ne kadar hala daha huzursuz olsam da vakit kaybetmeden pijamalarımdan kurtulup benim için seçtiği tayt ve tişörtü geçirdim üzerime.

Bu kıyafetler başka bir kadına aitti. Başka bir kadın beğenip almıştı bunları. Başka bir kadın giymişti bunları üzerine. Başka bir kadının kokusu sinmişti bu kıyafetlere. O başka bir kadının Uraz'ın eşi olmasına hala inanamıyordum. İnanmak istemiyordum. Hal ve hareketleri o kadar rahattı ki bana karşı, onun biriyle beraber olabileceğini hiç düşünmemiştim.

BEBEK (Kitap Oldu!)Where stories live. Discover now