Sonsuzluğa uzanan..

6K 328 39
                                    

''Sadece bir nottan daha fazlası orduğunu biliyorum.'' Ricky elinde döndürmekte olduğu kağıdı geri bana uzattı.

''Benimle alay etmeni istemem ama bir tür bulmaca gibi geldi bana.'' bulmaca, bu okulda bir bulmaca olma ihtimali o kadar da imkansız değildi. Tabi birisine okulumda gizemli bulmacalar var dersem ne kadar tuhaf olurdu bilemiyorum.

''Aynanın kenarlarında bir şey mi var diyorsun?'' kafasını önce ileri geri sonra iki yana salladı. ''Bir şe var ama aynanın kenarında değil. Orası sadece bulmacaya son vereceğimiz yer.''

''Mantıklı geliyor. Senin bu fikrinin doğruluğunu sorgulamalı mıyız, yoksa emin misin?'' omuzlarını silkti. ''Sence emin gibi mi görünüyorum? Sadece bu okulun geçmişi ile ilgili bazı araştırmalar yaptım biliyorsun. Daha önce de bulmacalardan bahseden öğrenciler olmuş.''

''Eğer okulun ilk yılından beri burada olan bir öğrenci olsaydı belki de biraz bilgi sahibi olmamızı sağlardı.''

''O yılın en küçük öğrencileri bile mezun olduğu için bu ihtimali düşünemiyoruz.'' okul beş yıl önce açılmıştı. O zaman en aşağıdaki sınıflarda olan öğrenciler bile geçen sene mezun olmuşlardı. Belki de bir yıl önce doğmalıydım.

''Benden uzun zamandır buradasın. Üst sınıflardan tanıdığın yok muydu hiç?'' kafasını iki yana salladı. ''Hepsi tuhaf insanlardı, konuşabileceğin türden değil.''

''O halde bu renkler neyi ifade ediyor olabilir? Sonuncusu ise bir renk olduğu halde insan şeklinde ve elmas diye nitelendirilmişken.''

''Bilmiyorum, bu kağıt sende kalsın. Bir kopyasını kendim için çizip üzerinde düşüneceğim.'' Cebinden çıkarttığı kağıt ve kalem ile kısa sürede bir kopya çizdi.

''Yarına kadar bir gelişme kaydedeceğimizi sanıyorum, şimdi derse gidelim.'' Ricky ile vedalaştıktan sonra sınıfın yolunu tuttum. Sırama çantamı yerleştirdiğim sırada arkamda beliren Chris'i gördüm.

''Ah, beni korkuttun.'' bir şey söylemeden yanıma oturdu. ''Söylesene neyin var?'' kafasını diğer yana çevirse de pes ederek bana döndü. Uykusuz kaldığını anlayabilmiştim.

''Her şey ilk defa yolunda gidiyordu belki de. Ölümden endişe duymadığım tek zamanları yaşıyordum. Ama dün.. sana tiyatro salonuna gitmeni söylediğimden beri hep olduğundan daha kötüsünü yaşıyorum.''

Gerçekten bana söylediği iki kelime bunu yaşatabilir miydi? ''Ama bu çok saçma, kim bana söylediğin şeyleri duymuş olabilir ki! Üstelik bir şey kazandırmadı bile bu bana.''

''Bilemezsin Maria, burada birkaç hafta geçirerek olayı anlayamazsın, okula adapte olamazsın.'' Anlamıyordum. ''Burada ters giden bir şeyler olduğunun farkındayım tamam mı? Her şeyi kavradım artık.''

''Senin yaşadığın olayları bir şey sanıyorsun değil mi? Hatta neden diğerleri değil de sen diye isyan ediyor olmalısın. Bazılarımız daha kötü durumda Maria. Bunu görmüyor musun?'' elbette görüyordum, öldürülen o insanalardan kötü durumda olduğumu iddia edemezdim. Ama ölmek.. bu acıları çekmekten iyi olabilirdi de.

''Görüyorum, ama bilmiyorum. Sen benim uğraştığım şeylerin neler olduğunu bilmiyorsun.'' alayla güldü. ''Benden kötü durumda olduğunu sanmıyorum.''

Chris'in arkasından yükselen hafif bir duman görür gibi oldum. Gözlerimi kısarak baktığım sırada ise görünürlerde yoktu. Hayal görmüş olabileceğim fikri ile Chris'e döndüm ve yerinde gördüğüm şey yüzünden küçük bir çığlık atmak zorunda kaldım.

''Maria, hey. İyi misin?'' gözlerimi zar zor araladıktan sonra karşımda Chris'in durduğunu gördüm. Ağlamak istiyordum ama Rae'nin sözleri kulaklarımdaydı. Her şeye ağlayan bir odaya arkadaşı..

''İyi değilim, senin anlayabileceğini sanmıorum tamam mı? Şimdi sessiz kalmak istiyorum.'' önüme dönerek anlam veremediğim dersi dinlemeye çalıştım. Arada sırada gözlerimi sınıfta dolaştırırken buluyordum kendimi.

Bir şey görmek umudu ile duvarları okuyordum. Ally ve Billie'nin öleceğini bu sayede öğrenmiştim sonuçta. Duvarda yazıların aksine çizilmiş küçük bir resime rastlayınca duraksadım. Bir kapıya benziyordu.

Kolu vardı çünkü, kolu olan şey bir kapıdan başka ne olabilirdi ki? Bir yazı arasam da bu resim ile birleşen hiçbir şey yoktu. Kapının çarpma sesi sonrasında kendime geldim. Sınıfın kapısı kapatılmıştı ve tüm sınıf boşalmıştı.

Ders saatinin sonuna gelecek kadar düşünmüş müydüm gerçekten? Ayağa kalkarak çantamı aldım. Kapıya doğru ilerlerken gözlerim sıraların altlarındaydı. Kapıya geldiğim sırada kolunun başka bir şekilde olduğunu gördüm. Oysa daha sabah açmıştım burayı.

Kapının kolunu tuttuğum gibi elimde kaldı. Eğilip çıkan kolun yerinden dışarıya baktım. Dolaplar hemen karşıda görünüyordu. Belki de biraz zorlamam gerekecekti. Ayağa kalktığım sırada gölgeyi gördüm. Birisi kapının diğer tarafında dikiliyordu..

Yüzünü göremesem bile kim olduğunu ayırt etmeme yarayacak bir şey görmek umudu ile tekrar deliğe eğildim. Bana bakan kanlı gözü görmem ile çığlık atıp geriye düşmem bir oldu. Kollarımın arasına başımı alarak ağlamaya başladım.

Ne kadar böyle kaldım bilmiyorum, sonunda bir el beni kendime getirdi. ''Maria, ne işin var burada?'' 

''Billie? Sen burada ne yapıyorsun?''

''Sana da söylediğim gibi araştırma yapıyordum ve öğrendiğim bazı şeyleri sana söylemeye geldim. Ancak oda arkadaşların dönmediğini söylediler.'' ondan destek alarak ayağa kalktım. ''Ben düşündüğün kadar başkalarını düşünen birisi değilim Billie.''

''Neler oluyor?'' derin bir iç çektim. Onun ve başkalarının ölmemesi için çabaladığımı sanıyordu oysa ben bu korku dolu şeylerden kurtulmaya çalışıyordum.

''Ben bir çok şeyle uğraşıyorum. Garip rüyalar, bulmacalar, kitaplar. Bazı şeyler görüyorum aynı ruh diye tanımlanacak türden. Kendimi kurtarmak istiyoyorum anlıyor musun? İyi birisi değilim kendimi düşünüyorum.''

Belki de bencil olduğum düşüncesi ile beni burada bırakıp gidecekti. Ben olsam ve Ricky bana yardım etmesini bu şekilde açıklasa belki de onunla asla konuşmazdım. ''Maria.. gerçekten seni suçlamamı beklemiyorsun değil mi? Kendin ile birlikte başkalarını da düşündüğünün farkındayım.''

''Nasıl biterbu bilmiyorum. Alıştım sanıyorum, rüyalarımdan korkmuyorum bile bazen. Ama görüyorum, yine anlıyorum ki hiçbir şeye alışmamışım.'' Billie koluma girerek sınıftan çıkmama yardımcı oldu.

Ona göre yalnız kalmamam gerekiyordu ama az önce de olduğu gibi kalabalık bir ortamda bile bunu yaşıyordum. Odamın önüne kadar geldik. ''Billie.. ne bulduğunu sormayı unuttum çok üzgünüm.''

''Önemli değil, dert etme sen sonra da söylerim.'' gülümsedim. ''Yarın özellikle bu konuyu konuşalım tamam mı? Benim de bulduklarımı seninle paylaşmam gerekecek.''

''Tabi, çıkışta kütüphanede olurum.'' Billie yanımdan ayrıldıktan sonra odama döndüm. Başıma gelenleri kimseye anlatamazdım. Onlar için zaten büyük bir korkaktım.

''Bu sefer geç kalmadın Maria, alışıyorsun ha?'' alışmak.. bana fazla uzaktı. ''Evet, sanırım alışıyorum. Şu ana kadar alışmamış olmam tuhaf.'' Rain içten bir gülümseme gönderdi.

''Okulun normal olduğuna da alışırsın umarım.'' Rae'nin kendi kendine söylendiğini duymadığı sanmıştı ama duymuştum. Gözlerimi devirdiğim sırada Rain ile göz göze geldik. Boşver gibi elini salladı.

Üzerimi değiştirip çantamı bıraktıktan sonra ödev yapacağım bahanesi ile kitabı açtım. Bulmacalar ile ilgili bir şey bulmayı amaçlıyordum. Pes etmek üzereyken bulduğum yazı dikkatimi toplamamı sağladı.

Garip şekiller kağıdı. 

Bunun bir bulmaca olduğu anlamam için ismini okumam bile yetmişti. Demek Ricky haklıydı,bu okulda bulmaca olması tuhaf karşılanacak bir durum değildi. Kitabın bu kağıt ile ilgili olan kısımlarını okumaya başladım.

Şimdiki hedefim ise siyah saçlı kız ile ilgili bir şeyler bulmaktı. Biliyordum.. o kız bu kitapta yer alacak kadar önemliydi.

Yatılı Okul 2Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum