Her şekilde ölürsün.

4.7K 351 81
                                    

Öncelikle bir şey söylemek istiyorum. Bölümlere artık 12-36 arasında yorum geliyor ve neden böyle olduğunu anlamış değilim. Eskiden 100ü rahat geçerdi. Yeniden eski ilgiyi verirseniz sevinirim ve ona oranla daha sık bölüm atarım, teşekkürler.

Tedavi odasından içeri girdiğimde etrafın bu kadar ışıklandırılmış olması gözlerimi kısmama neden oldu. Hastane ortamını vermek için bu  kadar çok beyaz kullanılmasına anlam verebilirdim ama ışıklar.. bir süre sonra gözlerimin alışacağından emindim.

Gitmem gereken odayı aramaya koyuldum. Bir süre sonra bulmuş kapısının önünde bekliyordum. Duvarlar kadar parlak beyaz giysili bir kadın dışarı çıktı. ''Merhaba, ne için gelmiştin?''

''Dün.. merdivenlerden düştüm ve bileğimi incittim. O yüzden buradayım.'' işareti ile içeriye girdim. Eskiden olduğu kontrollerdeki gibi birkaç basit aşamadan geçtikten sonra yeniden kapının önündeydim. Tahmin ettiğim gibi her şey yolundaydı.

Billie'nin endişelenmesi olmasa gelmeyi düşünmüyordum da. Önünden geçerken üzerinde doğumhane yazan bir odanın önünde durdum. Okulda ha? Daha önemli düşünecek şeylerim olduğu fikri ile oradan ayrıldım. 

Ricky kapının önünde beni bekliyordu. Kollarımı iki yana açtım. ''Dediğim gibi her şey yolunda. Billie boşuna telaşlandırmış.''

''Olsun kontrole gelmiş oldun.'' Ricky önden ben arkadan yürümeye başladık. ''Okulda doğumhane var. Bu ne derece normal bilmiyorum ama ilgimi çekti.''

''Doğumhane mi? Burada üçüncü yılım olmasına rağmen farkında değildim.'' belki de böyle gereksiz ayrıntılar ile uğraşan tek ben vardım. ''Unut gitsin, sana duvarda gördüğüm kapı motifiden bahsedecektim.''

''Hangi duvarda?''

''Okul duvarı. Derste etrafıma bakınırken yanımda gördüm fakat ertesi gün silik bir hal almıştı. Bir daha onu bulamamak düşüncesi ile bir kağıda çizdim..'' kağıdı cebimden çıkartarak uzattım. ''..işte.''

Katlanmış kağıdı açarak inceledi. Yüzünün değişik şekilleri aldığını izliyordum. ''Bu.. üzerinde yazılar yazan kağıttaki kapıları işaret ediyor olmalı. Daha önce bu kapıyı gördüm, sen de öyle.''

Kaşlarımı çattım. ''Ben de mi? Nasıl mümkün olabilir bu?'' benden kopyasını çizdiği kağıdı çıkartarak yanımızda bulunan herhangi bir düzlüğe açtı. Benim çizdiğimi ise yanına koydu.

''Bak üzerinde yazan renklere dikkat et. Mor, kızmızı, sarı. Üstelik üç renkte bir kapıyı işaret ediyor. O halde kulübenin-''

''Ricky lütfen! Oraya bir daha gitmem, gidemem.'' kağıtların üzerindeki kapılarda parmağını gezdirdi. ''Doğru tahmin ediyorsam girmemiz gerekmeyecek. Kapı kollarını işaret ediyor bu oklar.''

''Yine de bilmiyorum.. pek mantıklı bir karar olmayabilir.''

''Okulda ruhlar olduğuna karar vermek de pek mantıklı değil sanki.'' karşı çıktım. ''Ben okul ruhlu demedim bir kere!''

''Ruhlu olduğunu düşündüğünün farkındayım Maria.'' yüzümdeki kızgın ifade silindi. ''Nereden farkındasın?''

''Çünkü bende öyle düşünüyorum.'' ister istemez gülümsedim. ''O halde seninle geleceğim. Gidebiliriz.''

Kulübenin yolunu tuttuk. Yine dersleri astığımı söylememe gerek yok sanırım. Aslında sınıfta olup Chris'i görmek istiyordum ama sabahtan beri her şeyin yolunda gitmesi beni ondan uzak durmaya itiyordu. Kulübenin kapısı her zaman olduğu gibi açıktı.

Ricky önden girdi. Tereddüt ediyordum ama başka çarem olmadığı için yavaşça arkasından girdim. Yerdeki kapıyı açarak inmeye başladık. Bana kalsa kapıların önünden bile geri dönerdim ama Ricky buraya kadar gelmişken dönmek olmaz diyecek türden birisi.

Yatılı Okul 2Where stories live. Discover now