Her yerin iki çıkışı vardır..

5K 334 53
                                    

Bugün her zaman olan tuhaf rüyamın yanında bir rüya daha gördüm. Yine aynı bakış açısıydı belli ki. Ben bir kapının önünde dikiliyordum. Kapı kilitli değildi, istersem açabilirdim ama açmadım. Uzaktan kapıya bakan kendimi gördüm. Daha sonrası belli.

Tüm gece aynada kendimi izledim. Gözle görülür gülümsemem yine yerindeydi ve uyandım. Rain'in sesi geldi kulaklarıma, ağlıyordu sanki. Yataktan kalkarak sesin geldiği yöne ilerledim. Rain banyoda yere çökmüş ağlıyordu.

''Rain.. sen iyi misin?'' beni görünce kafasını kaldırdı. Göz yaşlarını elleriyle sildi. ''Gece bir rüya gördüm.. kendimi çok kötü hissettim Maria. Ben kötü birisi olmalıyım.''

''Saçmalama sen iyi birisin. Özel değilse rüyanı benimle paylaşabilirsin.'' başta duraksadığı zaman tereddüt ettiğini anladım. ''Amcamı gördüm. Öleli uzun bir zaman oldu, hiçbir zaman ziyeretine gitmedim anlıyor musun? Sence hala iyi biri miyim?''

''Tabi ki öylesin. Gitmemenin bir sebebi var mı? Yoksa..''

''Yok. Her gün gidebilirdim ama gitmedim. Hiçbir açıklamam yok, sonunda rüyama gireceğini bilmeliydim.'' elimi destek vermek için omzuna koydum.

''Nereden bilecektin ki topla kendini.'' onu içeri götürdükten sonra geri dönerek elimi yüzümü yıkadım. Hazırlandıktan sonra Rain ile birlikte odadan çıktık. Sabah olduğundan daha iyi görünüyordu. Aynı benim bir olayı yaşarken korkup da sonradan alıştığımı sanmam gibi.

O sınıfına geçtikten sonra kendi sınıfıma döndüm. Sırama oturduğum gibi kapı çizimini buldum. Belki bir değişiklik olmuştur diye. Ama tek gördüğüm kapı çiziminin hafif silinmiş olmasıydı. Yarın tamamen yok olacağını tahmin etmem ile bir kağıda gördüğümü çizmem bir oldu.

O resmi kaybetmek benim için çok şeye bedel olabilirdi. Ders başladıktan sonra Chris gelmedi. Birkaç ders geçtikten sonra dün söyledikleri aklımda dönüyordu. Ona bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştım. Gerçekten bu olabilir miydi, hatta ölebilir miydi?

Zaman bir türlü geçmek bilmedi. Çıkışta Billie ile buluşacaktım ama daha öncesinde Chris'e bakmak için odasına gitmeli miydim? Belki de bir şey olmamıştı ama olmuşsa bakmadığım için kendimi suçlu hissedecektim.

Sınıfta aradığım kızın olmamasının da etkisi ile son derse kalmadım. Burada oturmak bana hiçbir şey kazandırmıyordu. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım. Daha önce duvarları göstermek için odasına gittiğimden yolu biliyordum.

Ama merdivenler çık çık bitmiyordu sanki. Merdiven boşluğundan baktığım zaman yalnızca iki kat çıkmış olduğumu görüyordum. Ama en az on kat çıkmış kadar yorulmuştum. Ayrıca fazlasıyla mediven çıktığımı da biliyordum. Bir kat daha çıktıktan sonra bir şeylerin ters gittiğinden kesinlikle emindim.

Bunu doğrulamak için merdiven boşluğa döndüm ki bir adım geri giderek merdivene düştüm. Sonu görülmeyecek kadar yukarıdaydım.. Merdivenlerin ucu görünmüyordu. Oysa bu kadar çok kat bile yoktu!

Yine o hayallerden birisi olmalıydı. En kötüsü de beni kendime getirecek kimse olmayışıydı. Kim bilir normalde hangi kattaydım. Burada kaç saat geçireceğimi bile bilmiyordum, on dakika gibi gelen bir sürede iki saat harcadığımı biliyordum.

Kontrol amaçlı merdiven boşluğuna uzandım. Eskisi gibi sonsuzluğa uzanıyordu. Kafamı kaldırdığım zaman ensemde bir nefes hissettim. Bir adım gitmek istediğimde ise arkamda dikilen biri olması buna engel oluyordu.

Daha sonra dengemi kaybederek demirliklere tutundum. Bu sefer arkamdaki şeyin elini ensemde hissediyordum. Elleri belime kaydı, sınrasında ise merdiven boşluğuna itildim. Çığlık atarak kendime geldim. 

İlk katta öyleye oturuyordum. Hızla ayağa kalktığım gibi yere düştüm. Bileğim zonkluyordu. Gerçekten bir mesafeden aşağı düşmüş olabileceğimi düşündüm. Billie! Kim bilir ne kadar beklemişti beni.

Tek ayağım üzerinde seke seke kütüphaneye geldim. Billie yoktu. Beni bekledikten sonra uzun bir süre gelmediğimden gitmiş olmalıydı. ''Maria!''

Arkamı dönmem ile Billie'yi görmem bir oldu. Belki de beni görünce geri dönmüştü. ''Çok bekletmedim değil mi seni?''

Bekletmek mi.. Ben onu beklettiğimi sanıyordum oysa. ''Ha-hhayır asıl ben seni bekletmiş olmaktan korkuyordum.''

''Gelsene şöyle.'' peşinden giderek oturduğu masada yanına geçtim. ''Sen odamdan ayrıldığından beri bir sürü araştırma yapıyorum. Daha önce de bu tür şeyler yaşadığı halde hayatta kalan insanlar olmuş.''

''Ah, bu iyi bir şey.'' bunu bende biliyordum ama Billie'yi bu işten soğutmamak için belli etmedim. ''Bir şey buldum. İsmi gökdelen olan bir kayıt varmış. Ona ulaşamadım ama bu okul ile ilgili bir şeyler içeriyormuş.''

''Bir kayıt mı? Bu çok.. tuhaf. Bir okul için tüm bunlar tuhaf.'' başını sallayarak bana onay verdi. ''Evet öyle, sen neler anlatacaktın?''

Başıma gelen bazı olaylardan ve rüyalarımdan söz ettim. ''En son az önce başıma geldi. Merdiven boşluğuna düşüyordum. Kendime geldiğimde ise bileğimi acırken buldum.''

''Her olayın ardından yaşamış olabileceğine dair bir şey buluyorsu öyle mi?'' başımı evet gibi salladım. ''Daha önce de bacağımda aynı gördüğüm şeyde olduğu gibi bir yara vardı.''

''Ama o kadar yüksekten düşüp de sadece bileğini burkmuş olamazsın ya.''

''Evet biliyorum, bu da anlam veremediğim kısmı.'' düşünür gibi duraksadı. ''Belki de bir doktor kontrolüne gitmelisin. Ona sadece düştüğü ve bileğini burktuğunu anlatırsın.''

''Bilmiyorum.. her bileğini burkan doktora gidecek olsaydı şimdi nasıl olurdu bilmiyorum.'' Billie sıkıldığını belli edecek bir şekilde iç çekti.

''Güven bana, görünmek sana zarar vermeyecek.'' bu saatten sonra muayene odasına gidecek olursam asla asıl saate yetişemezdim. ''Yarın uğramaya çalışacağım.''

''İhmal etme.'' başıma gelen birkaç olaydan daha bahsettikten sonra kalktık. Eğer saat geliyor olmasa daha çok konuşabilirdik ama buna uygun ortam yoktu. Odama geldikten sonra çantamı bir kenara bıraktım.

Gözüme ilk çarpan şey ayna oldu. Son zamanlarda normal bir ayna gibi olmasının aksine tekrar korkutucu olmaya başlıyordu. Rae gözlerimin baktığı yöne doğru döndü. Bu sırada gözlerimi ayırmam gerektiğini biliyordum çünkü Rae ters bir şey söyleyebilirdi.

Fakat gözlerimi ayırmak istemiyordum. Sanki ayna beni kendisine kilitlemişti. Geçen gün tiyatro salonunda olduğu gibi.. Rae aynadan bana döndüğü sırada her şeyin farkındaydım. Beni izliyordu. Aynanın buğulandığı sırada gözlerimi kırpıştırabildim.

Yine de henüz ayıramıyordum. Rae tekrar aynaya döndükten sonra önüme gelerek beni kendisine çevirdi. ''Maria! Şöyle tuhaf davranmayı keser misin? Benim bile ürpermeme neden oluyorsun.''

Gözlerimi ovuşturmaya başladım. ''Rae inan bana gözlerim oraya kilitlenmişti. Asla bir aynayı bu kadar uzun süre izlemekten zevk almıyorum.''

''Lütfen benim çevremde böyle davranma. Başka yerlerdeki davranışların umrumda bile değil.'' önümden çekildiği sıraya aynaya döndüm. Tiyatro salonunda olduğu gibi tekrar aynı etkiyi yapmayacağını biliyordum.

Arkamdan siyah bir gölge geçer gibi oldu. Tuhaf bir ses çıkarsam da Rae'nin tuhaf bakışları korkma şansı sunmuyordu bana. Yatağımın başına geçerek normal durmaya çalıştım. İlgisini dağıttığım sırada rahatlamıştım.

Rain ve Rita ile aynı ortamda bulunmak Rae ile olduğundan daha kolaydı. Rita'nın burada olmasına rağmen Rain'i görememem tuhaftı. Rae'nin bildiğinden şüphem yoktu ama ona soramazdım. Bir süre sonra kapının açılması ile Rain içeri girdi.

''Rain, neredeydin?'' bana baktıktan sonra içeri girdi. ''Odama dönerken ufak bir kaza geçirdim bu saate kadar muayene odasındaydım.''

''Geçmiş olsun.'' Rain'in dinlendiği sırada bu tesadüfleri düşünüyordum. Benimkine benzer olaylar yaşıyordu ve bu çok.. tuhaftı.

Bunu onunla konuşacaktım, en kısa zamanda..

Yatılı Okul 2Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang