• 12. Bölüm •

95.8K 2.4K 514
                                    


Gözlerimi araladım ve başımdaki ağrıyla yüzümü buruşturdum ne olmuştu bana "uyandı hocam işe yaradı" kulağıma pınar ablanın (temizlikçi) sesi gelmesiyle tekrar açtım gözlerimi "pınar abla" diyip aradım ama çifte görüyordum onu "kuzum burdayım iyi misin" başımı olumlu bir şekilde salladım "başım ağrıyor" anlımın üzerinde sıcak bir el hissedince tekrar açıp baktım. Gördüğüm kişiyle dişlerimi göstererek gülümsedim "hocam" Diyip tekrardan kapattım gözlerimi.

"ece aç gözlerini güzelim kendini bırakma" bacaklarımın havada olduğunu yeni yeni anlamıştım. Ben bayılmıştım! Doğru ya en son arkamdaki kişinin kağan olduğunu düşünüp korkup bayılmıştım. O kişi burak hocamıymış!

Gözlerimi açıp etrafa göz gezdirdim tek olarak gördüğüm pınar abla korkulu gözlerle bakıyordu ve başımın üstündeki burak hoca beni ayıltmaya çalışıyordu. "İyiyim" diyip endişelerini gidermek adına konuştum. "Su getirebilirmisin pınar abla" diyip ağzımın kuruluğundan zorla konuştuğumu anladım. "Hemen getiriyorum" burak hocanın gözlerine baktım neden gelmişti ki acaba?

Pınar abla suyu getirince burak hocanında yardımyla oturur pozisyona geçtim. Pınar abla içirecekken elinden alıp "ben hallederim" diyip bardağı dudaklarıma getirdi. Gülümseyip birkaç yudum aldım çekildim. "Teşekkür ederim" başını sallayıp bardağı masaya bıraktı.

"Babana haber edeyim mi ece" dedi pınar abla başımı olumsuzca salladım "işi vardır iyiyim sende işine bak pınar abla"

"Açsan yemekde hazırlarım"

"Değilim teşekkür ederim"

Başını sallayıp yukarıya çıktı. Burak hocanın bakışlarını hissediyordum ama üzerimde yoğun bir utanç duygusu vardı. Elini yüzüme yaklaştırınca anlamak için baktım yanağıma elini koyup parmağıyla göz altımı sildi. "Niye ağlıyordun" diyip yaşadığım o anların aklıma gelmesine sebeb oldu.. gözlerim istemsizce dolunca yukarı kaldırdım. "Şşş" diyip yanağımı okşadı. "Ne oldu" gözlerimi yumup yaşların akmasına izin verdim. "Bir şey olmadı"

"Yalandan hiç hoşlanmam öğrenci" o anlar yaşadıklarım aklıma geliyordu kendimi tutamayıp sesli bir şekilde ağladım. Göğüsüne yaslayıp elinide belime sarıp okşadı sakinleştirmeye çalışırcasına. Zorla öpmüştü beni ve tehdit etmişti. O kadar kötü bir şeydi ki. O korku o kadar kötüydü ki. Gece gelirse ne yapardım nasıl zapt edebilirdim. Okulda batu var diye yanıma gelmezdi. Babamın genelde eve gelmediğinide biliyordu. Ben büyüdükçe tuğba abla buraya gelmeyede çekiniyordu. Evlenselerdi çekinmezdi ama babamın güvensizliği olduğu için böyle bir ilişkileri vardı.

Yaslandığım göğüse biraz daha sığındım. Öyle güvenilirdi ki burak hocanın kolları. Bana hissettirdiği duygu çok farklıydı. Kokusunu içime çektim. Sakinleşmem için kokusu bile yetiyordu. Bunu ikinci kez ağladığım için kollarında anlayabilmiştim.

Ayağımın ucuna gelen tofitayla gülümseyip elimi uzatıp başını sevdim. Elimi yalayıp kucağıma gelmek için ön patilerini bacaklarıma koydu. Başımı kaldırıp kucağıma alarak sarıldım. Burak hocaya dönüp tofitanın patisinş uzattım "merhaba ben tofita" diyip güldüm. Dudağını kıvırıp patisini sıktı "merhaba" Oyun olduğunu anlayan tofita burak hocanın kucağına çıkıp şımarıkça sesler çıkardı. Burak hocada sevip tofitanın daha da şımarmasına sebeb oldu. Güldüm ve ayağa kalktım "yüzümü yıkayıp geliyorum hocam" dedim. Başını salladı. Banyoya geçip yüzümü yıkayıp kuruladım. Alt dudağımdaki yırtılmaya baktım. Şerefsiz kağan! Ona bu yaptığını nasıl ödetirdim bilmiyorum ama bir an önce bir şey yapmam gerekti.

Salona geçtim telefonla konuşuyordu burak hoca. Neden geldiğini hâla bilmiyordum. Telefon görüşmesinden sonra sormayı not edip mutfağa geçtim. Birkaç kraker atıp ağzıma açlığımı bastırmaya çalıştım. Sabahki kahve ve sudan başka mideme bir şey girmemişti. Ve bir şey yiyecek halimde yoktu. Dolabı açıp sütü çıkarıp iki bardak köpüklü kahve yapmaya başladım. Aslında makineye koyup bardaklarıda altına koyup bekledim. Olunca alıp salona geçtim. Bahçeye bakıyordu sesleri duyunca dönüp gülümsedi "iyi görünüyorsun" başımı salladım kahveyi uzattım alıp başını salladı. Gülümsedim "bahçeye çıkalım mı?" Diye sordum tekrar başını sallayınca kapıyı açtım. Çimlerin üzerindeki salıncağa ilerledik. Oturup birbirimize döndük

Pardon ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin