• 25. Bölüm •

78.7K 1.8K 700
                                    

Kolunu belime sarıp sarıldı. Tepkisizce durdum. Onu özlemiştim. Sevgimi anlatmama gerek yok. Ama hep içimde evli olduğu için bir gerileme isteği vardı. Evet gerçek değildi bu bir engel gibi gözükmüyordu. Mutluydum. Ama 2 sene daha sürecek. Yine de kuması gibi gözükmez miydim?

Boynuma burnunu sürtüştürüp derin nefes aldı. Kokumu içine çekercesine... yanaklarımdan yaşların akmasını aldırmadım. Seviyordu beni hissedebiliyordum. Ama işte masanın üzerinde duran yüzük ona aitti. Sözleşmelide olsa sahipliyim demekti o yüzük. Kafayı yiyeceğim.

"Düşünme, bu kadar düşünme" ayrıldı derin nefes alıp kapıyı açıp çıktım. Daralmıştım. Gerçekten ruh halim bir öyle bir böyle olmuştu. Mantıklı düşünemiyordum. Sirkelenip kendime gelmek için derin nefes aldım. Mis gibi havayı içime çektikçe rahatlıyordum. Arkadan belime sarılıp çenesini omzuma koydu. "Bana bir şans ver kırdığım kalbini tek tek sarayım"

"Neden 2 yıl" dedim sinirle. Evet ilk patlamam sinirle olmuştu. Ben ağlamaklı konuşurum diye beklerken içimdeki büyüyen öfke kusuyordu.

"5 yıldı. Az kaldı"

"Az kaldı dediğin 2 yıl" diyip kollarını çekip oturdum sandalyeye. "Sözleşmeyi bozamam"

"Neden?"

"Bilmediğin konular var da ondan güzelim" diyip eğildi ve elimi tuttu. "Şimdi bilmek istiyorum" başını olumsuzca salladı "artık gizleme kendini Burak" öpüp gözlerime baktı "anlatacağım ama bugün değil"

"Ne zaman?"

"Zamanı yok. Ne zaman kendimi hazır hissedersem"

"Şimdi hazır hissetsen?" Güldü ve doğrulup önce beni kucağına aldı daha sonra sandalyeye kendisi oturdu.

"23 yaşındayım. O zamanlar içi kıpır kıpır olan bir gencim. Altımda arabam o bar senin bu bar benim dolaşıyor kimseyi umursamayan zevkleri için yaşayan bir gencim. Baba parasıda bol olunca nerden gelip nereye gittiğini umursamıyorum. Üniversiteyi bitirmişim özgürlüğümü abartıyorum. Sanki hiç özgür değilmişim gibi.

Haftada bir şirkete gitme zorunluluğum var. Babam zeki bir adam. Türkiye'nin bilinen iş adamlarındandı. Başarılı ve herkesin gözdesiydi. Karanlık tarafta el üstünde tutulurdu. Bitirmek için uğraşanlarda olurdu. Güçleri yetemeyeceği için karışamazlardı.

Haftada bir şirkette gittiğim için o günlerde de babam şirkete gelmez kumara giderdi. Yine öyle bir gün ben pek sallamıyorum işleri. Öğretmenlikte yapmıyordum tek amacım boş beleş dolaşmaktı.

Babam kumarda tuzağa düştüğünün farkına varmadan şirketin hissesini ortaya atmış. Bu zamana kadar kaybetmediği için ve karşının teklif ettiği şirket babamın hoşuna gittiği için kabul etmiş.

Tabi tuzak olduğu için kaybedildi ve babamın ortağıda ayağa kalktı. Haberim olmadan şirket nasıl satılır diye. Kabul etmedi tabiki adam. O zamanda babam şirketin değeri çok yüksek olduğu için ödeyemeyince her iki tarafada borçlu oldu. Hayatımız o an bitti çünkü ben parayla büyüyen biriydim. Para yoksa bende yoktum.

Babam aptal durumuna düşmüştü 2 gün öyle kahroldu. Herkeste tetikte bekledi. Babamın kurduğu masada da babamın yakın arkadaşı olan Necdet Bey vardı. O bu durumu öğrenmişti bize gelmişti.

Şirketi kumarbazın elinden alırım ama bir şartla dedi. Şartıda şirketin yarısı kendisinin diğer yarısıda yine bizim olacaktı. Ama üstünlük Necmette olacaktı. Necmetinde amacı büyüyüp tanınmak ve kızının hayatını kurtarmaktı.

Pardon ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin