• 18. Bölüm •

84.1K 1.9K 641
                                    

Evimin önüne gelince durdu ve çatık kaşlarıyla yüzüme baktı. "Teşekkür ederim" diyip yanağına buse kondurup çekildim. Başını ağır bir şekilde sallayıp soğuk bakışlarıyla kalbimi sızlattı. Sanırım kırılmıştı. Ama şu an bir şey demek istemiyordum. Çünkü tam ne diyeceğimi bilmiyordum. Buruk bir gülümseme yapıp indim arabadan.

Eve girip hızla yukarıya çıktım. Üzerimi değişip kısa bir duşa girdim. Okul kokusundan nefret ediyordum. Her okul bitiminde direk üzerimdeki o okul yorgunluğunu ve kokusunu atmak istiyordum.

Durulanıp kırmızı havluya sarılıp çıktım. Yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Başağı arayıp bekledim (Londra'daki yakın arkadaşı)

"Ece kuşuum" diye açıp neşeli sesiyle gülümsedim

"Ne yapıyorsun canım"

"Ne yapayım ders çalıştım birazdan da okula geçerim sen?"

"Bende okuldan yeni geldim" diyip derin bir nefes aldım "sana anlatmam gerekenler var başak"

"Noldu minnoşum, Burak ile mi ilgili yoksa?" Diyip kıkırdadı. Gülümsedim "Kağanı dövdü" diyince çığlık atıp "omg nasıl? Ohaaaa ya sırf eniştemin adamlığını görmek için Türkiye'ye gelebilirim" güldüm. Telefonu biraz uzaklaştırdım. Çünkü çığlığı çok yüksekti.

"Orospu çocuğu Kağan süper olmuş helal olsun"

"İyi oldu ama-"

"Hiiiii deme! Bir şey yaptı değil mi şerefsiz! Bir bitmedi belası şerefsizin!"

"Hayır hayır bir şey yapmadı daha, sadece ben garip hissediyorum Başak"

"Nasıl garip kuşum"

"Kağanın ağzı yüzü her yeri patlamıştı. Korkunç bir haldeydi. Sanki biraz daha dövseler ölecek gibi bir hal"

"Kağana mı acıdın ece" diye kızınca hızla "hayır neden acıyayım beter olsun, ama Burak'ın bu hale getirmesi beni korkuttu"

"Hımmm" diyip düşünmeye daldı. Hep böyle yapardı. Birkaç dakika sesi çıkmadı. "Daha tam tanımadığın için korkuyorsun anlıyorum kardeşim"

"Evet, ama bu onu sevmediğim güvenmediğim anlamına gelmiyor. Geçen gece babam şehir dışına çıktı. Ağladım biliyorsun o hallerimi. Yanıma geldi. Anlatamadığım biriktirdiklerimi ona döktüm. Ve o kadar rahat hissettim ki. Bağlanıyorum ona hissediyorum. Ama bağlandığım insan nasıl biri iyi olduğu kadar gerçektende iyi mi"

"Anladım. Çok iyi anladım kardeşim. Peki ne yapmış kağana dövmekten başka"

"Okul bitti hepimiz çıkınca bahçeye. Kağan bahçenin ortasında kocaman karton tutuyordu. Üzerinde de özür dilerim ece yazıyordu. Burak yazmış çünkü sorunca yazımı beğendin mi diye dalga geçti bu bir şey değil. Ama o yüzünün hali-"

"Bu bir şey değil mi? Kızım kağandan bahsediyoruz! Nasıl kabullenmiş o halde bahçenin ortasında durmayı! Nasıl o kartonu tutmuş herkesin gözünün önünde!"

İçimdekileri anlatıyordu şu an. Yakınınızı iyi seçin arkadaşlar. Sizin söyleyemediklerinizi söyleyip mantıklı hareket etmenizi sağlar yakın arkadaşlar

"Nasıl oldu bilmiyorum. Kafam çok karışık"

"Peki Burak'a ne dedin?"

"Tam bir şey diyemedim. Eve bırakmasını istedim sadece. Sağlıklı düşünebilmek için"

"İyi yapmışsın."

"Mesela ben okuldan atılmasını sordum. Birilerini aradı. Kağan öter mi falan diye sordu. Ötmez biz yine de bekleyeceğiz falan dedi"

Pardon ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin