• 17. bölüm •

89.9K 2.2K 848
                                    

Medya Ece 💙

Burak derse girince bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Gergindi. Ve bu benim yüzümdendi. Kağandan korkuyordum. Korkmasam ona yapacağımı bilirdim.

"Hocam gelmiyorsunuz sandık kusura bakmayın baya sevindik" diyen Ömer'e baktı bir şey demeyip elindeki telefonu ve kalemleri masaya bırakıp "açın defterleri" diye sinirli tınısıyla konuşunca sınıftaki ses kesildi. Atakan arkadan beni dürtünce döndüm

"Aşağıda piç Kağan'la noluyordu" diye sessizce sorunca yaklaştım. "Yine rahatsız ediyordu Burak Hoca da görünce kızdı Kağan'ıda biliyorsun"

"Desene Burak Hoca başına bela almış" üzgünlüğümün üzerine daha da üzüldüm. Bu doğruydu. Şu anda kendimi çok kötü hissediyordum.

"Önüne dön ece" diyince hızla önüme döndüm. Çatık kaşlarına baktım. Ve başımı eğdim. O da dersi anlatmaya başladı.

•••

Ders bitince zil sesine uyanan batu başını kaldırdı. "Ecoş günaydın" diye bağırınca dudağımı kıvırdım. Şu an hiç keyfim yoktu. Burak'da batuya ters ters bakıp "benimle geliyorsun" diyip gözlerime baktı. Başımı salladım. Ayağa kalktım "günaydın" diyip yanından geçerken "nereye?" Diye sordu.

"Anlatırım"

"Şimdi anlatıyorsun" diyip ayağa kalktı. Burak durdu batu'ya baktı. Bir şey diyecekken "Atakan anlatır acelemiz var" başını salladı. Burak'a ters ters bakınca hızla sınıftan çıktım. Herkes birbirine düşman kesiliyordu. Daha ne kadar dayanacağım bilemiyorum. Batu Burak'a Burak Batu'ya niye yani niye!

En aşağı kata gelince soyunma odasının kapısını açıp girdik. Kapıyı kilitleyip bana döndü. Üzgün gözlerle yüzüne bakıp ne diyeceğimi bilemedim. "Anlat" diyince başımı olumsuzca salladım. "Anlatacaksın" diye sinirle fısıldayınca elimi saçlarımdan geçirip iç çektim. "Zorla öptü" diyip gözlerimi sımsıkı yumdum. Sadece bunu söyleyecektim. Diğerini söylemeyecektim. Dişlerini gıcırdatınca gözlerimi açıp baktım. "Onu tanımıyorsun Burak, her türlü pisliği yapabilir lütfen uzak dur"

Tehlikeli bir gülüş yapıp yaklaştı "beni tanımıyorsun küçüğüm"

"Sana zarar vermesinden korkuyorum"

"Kılıma bile dokunamaz"  sarılıp göğüsüne yaslandım. Güvende hissettiğim güçlü kollar arasında olmaktan mutluydum. Ama ona bir zarar gelirse kendimi asla affedemezdim.

•••

Öğle arasına girince telefonum titredi elime aldım.

Burak: arabadayım

Melisa yanıma gelince dudağımı dişledim. Al işte gene mi ekecektim kızı.

"Ya ece çok özür dilerim ama koray gelmiş-" devam etmesine izin vermeden

"Ay ne özürü saçmalama siz takılın" diyip rahat bir nefes aldım

"Sende gelmek istermisin? Korayın arkadaşlarıda olacakmış"

"Teşekkür ederim ben eve gider biraz dinlenirim hem daha iyi olur"

"Tamam o zaman, görüşürüz" diyip yanağımdan öpünce gülümsedim. Oh iyi oldu valla. İkisinide yine ekemezdim. Sonra iki taraftanda trip yemek ay allah korusun asla çekilmezdi. Ki Burak'la olmak istiyordum.

Arabaya binince telefonla konuştuğu için sessiz oldum. Kemerimi bağlayıp telefonumu çıkardım. Batu Melisayla alışverişe gideceğimi biliyordu. O yüzdende aramamıştı. Daha onlara ne olduğunu öğrenememiştim de.

Pardon ÖğretmenimWhere stories live. Discover now