Üzerime giydiğim şortu aşağı doğru çekiştirerek aynadan kendime baktım. Maçı izlemeye tüm okul gelmişti,gerçekten bu konuda ciddiyim
Benimle aynı boyda gibi gözüküyordu o yüzden herkes kimin yeneceğini merak ediyordu ya
Hatta hocalar bile gelmişti
Tabi hepsi beni tutuyordu,ne de olsa çalışkan biri olarak en gözde öğrencilerindendim
Bu konuda biraz egom kalksada maç yaparken bir yerimin açılırsa rezil olacağım düşüncesi ise beynimi talan ediyordu. Aklımdaki asıl endişemse ya başaramazsam ya kaybedersem?
Kendini bişey sanan,beni yeneceğini düşenen egolu manyağı yerlebir edemezsem?
Olumsuzluklar,negatiflikler beynimi eşelerken kendime geldim. İlk defa maça çıkmayacaktım bundan önce önemli kişilerin önünde basketbol maçı yapmıştık şimdi ise sadece okuldakiler vardı
Ayrıca teketek olmasıda bana göre ayrı bir avantajdı,başkası yüzünden kaybetme durumum yoktu,fazla koşmayacaktım falan filan
Güzeldi ama kaybedersem kesinlikle bunu kendine yediremezdim
"Hadi Hana 2 dakika kaldı."
"Tamam Ho Mi çıkıyorum."
Karnımdaki sızıyı düşünmemeye çalışarak sahaya çıktım. Çıkar çıkmaz büyük bir curcuna beni karşılamıştı
Bağırtılar bir yana amigo takımı bile gelmişti
Neden önemli olmayan bu maçı dünyanın en önemli maçıymış gibi önemsiyorlardı. Birde para yatırmışlardı,üzerimizden bahis oynamışlardı
Aptallıktı bu
Aptallığın önde gideni olmaktı hemde
Sahanın ortasına doğru ilerleyerek Namjoon'u göz hapsime aldım. Psikolojik baskı yapmak her zaman benim için daha iyi
O da benim karşıma geçerek topa doğru baktı. Birazdan hakem topu fırlatacak ve ilk alan topu alıp kaçacaktı.
"Başlamadan önce bir kaç şeyden bahsedeceğim."
Dikkatimi hakeme vererek duruşumu zıplamaya hazır bir şekilde ayarladım. Ben bu maçı kazanacaktım
"Aranızda cinsiyet farkı var. O yüzden senin biraz daha yavaş olmanı istiyorum. Vurmak yok,topu alır almaz hemen potaya atmak yok. Bir kaç çalım yapmak zorundasınız."
Böylelerine cidden gıcık kapıyordum. Beni bir kadın olduğum için ondan ayrı tutuyordu oysa ne farkımız vardı?
"Hayır" dedim kendimden emin bir ses tonuyla
"Bu maçta kural yok"
Sırıttığını gördüm aptalın, kazanabileceğini mi sanıyordu? Boyuna mı güveniyordu?
Hah.
Onu yeneceğim ve yüzüne yüzüne bakarak güleceğim
Evet aynı böyle yapıp onu rezil edecektim
"Hana ne diyorsa o benim kabulümdür."
"Pekala çalım konusu hariç başka kural yok. Maç 2 setten oluşacak ve 20'de biter"
İşte bu sefer ben güldüm. Okullar arası yarışmada 100'de bitirirdik ve 2 setten fazla olurdu. Yani bu maç benim için çocuk oyuncağıydı
Hakemin düdüğünü çalıp topu havaya atmasının hemen ardından zıplayıp topu ondan önce aldım.
Topu ilk sayı için sen alırsan her zaman daha avantajlı olursun
Bana doğru gelmesini bekleyerek tek elimle sektirmeye başladım. Step yaparsam topu ona kaptırmak istemiyordum
"Hadi ama saldır Namjoon"
Kışkırtmak ise diğer baskılarımdan biriydi her zaman işe yarıyordu
Gözlerimin içine bakarak güldü. O an için gamzelerine düşeceğimi düşündüm. Fakat şimdi düşmek sırası değildi,onu yenmeliydim
Bende güldüm ona karşı
Saldırmasına göre aklımda bir straleji oluşturabilirdim ya da oynayış tarzını izler ve bir sonraki hareketlerini tahmin edebilirdim ama o hareket dahi etmiyordu
Herkes bize nefessiz bir biçimde bakarken biz ise hala bakışıyorduk. Normalde olsa şimdiye kadar 4 basket atmıştım
"Baksanıza sayın seyirciler Namjoon korkmuşa benziyor!"
Bağırarak konuşmamla birlikte herkes gülmeye başladı. Psikolojik baskı 2
"Şuna bakın saldırmayı bile bilmiyor!"
Kışkırtma 2
Alaylı bir biçimde sırıttım. Ben zirvedeyken bir maç için o zirveden düşemezdim,izin vermezdim
Nefes alışverişleri değişti. Evet, istediğim oluyordu
Sinirleniyordu
Ve son hamlemi yaparak saldırmasını bekledim.
"Erkeklik gururun saldırmaya yetmiyor heralde"
Kaşlarını çatması bir yana dişlerini sıkıyordu fakat hala saldırmamıştı
İlginç.
"Beni bunlarla yenemezsin Hana"
Duymamış gibi yaptım iyice sinirine dokunmak istiyordum
Hırs gözünü boyayacaktı ve kendini kaybedecekti,bende o zaman basket atarak ona kapak yapacaktım
"Asıl kendine bakmalısın ya da belki koçuna mı demeliydim,baksana basketbol oynamak harici her şeyi öğretmiş. Söylesene benden önce daha ne kadar böyle hile yaptın?"
Yumruk olmuş elimi arkama doğru saklayarak normal bir ifadeyle yüzüne baktım. Köpek çok ileri gidiyordu!
"Ben hile yapmam Kim öyle hissettiysen"
Tekrar güldü fakat bu farklı bir gülüştü. Kendinden emin ve ne olacağını bilir gibiydi
"Sen kendin söyledin Choi bu oyunda kural yok ve ben seni kural tanımayan bu oyunda ölesiye yeneceğim."
"Ve ne var biliyor musun? Kaybetsem bile üzülmeyeceğim benim gibi biriyle sevgili olacaksın sevinmen hakkın. Ancak seninle sevgili olmamı istiyorsan bu yollara başvurmamalısın küçük kız gelip bana söyleseydin emin ol seni çok güzel reddederdim."
Sakin olmam gerekiyordu ama lanet olsun ki damarıma basarak en büyük hatayı yapıyordu.
Bir an için düşünmeyerek elimdeki topu kafasına sertçe fırlattım. Kimse benimle böyle konuşamazdı!
Namjoon'un başına toplaşmış insanları geçerek salondan ayrıldım. O adi pislik benimle bir basketbol maçı oynamayı bile haketmiyordu
Naaptın sen qiz çocuk yaralanacak koskoca lido beyimize top fırlattı sövün buna
Ama şimdi kızda haklı yani
Ay ortalık karıştı kdjsjsj
Birde hocalar vardı kız yandı üzerine sıvadi snwioaskowqo
Her neys aşkuşlarım bir sonraki bölümde görüşürük