Chapter 24

162 62 17
                                    

Medyaya aşık oldum😶😶

İyi okumalar~

"Öncelikle ısınma hareketleriyle başlayalım sonra koşu bandı."

Baş sallamakla yetindim,hayır desem ne yapacaktı sanki?

Önce ayaklarını gerdirmeye  başladı. Bende yaptığı hareketleri yaptım. Isınma felan derken 15 dakika boyunca sadece gösterdiği hareketleri yaptım,tabi benimle birlikte o da. Acaba bu hareketleri nasıl aklında tutuyordu? Ya da asıl soru zengin olmasına rağmen neden çalışıyordu ki? Hayat felsefem;paran varsa yiyeceksin ve zengin olduğum için alasıyla uyuyordum bu felsefeye.

"Ben koşu bandının ayarını ayarlayacağım sende o sıra olduğun yerde koşmaya başla."

"Kas geliştirici için bir şeyler yapsam? Belki adinoslarım çıkarsa hava felan atarım."

Kıkırdadı,yine gamzeleri gözüktü. Neden her defasında düşüyordum bilmiyorum ama onun gibisini ilk defa görüyordum. Çukur gibi derindi. Elini büskiviyle çaya bandırır gibi gamzesine bandırabilirsiniz. Öyle bir derinlikti işte

Bir kaç nefes vererek olduğum yerde koşmaya başladım. Bazı kişilerin bakışlarını üzerimde hissediyordum ama pek sorun etmiyordum sonuçta bende o kadar bakmıştım. Göz hakkı.

Zaten sonra da Namjoon koşu bandını ayarladı bende üzerine geçerek koşmaya başladım. Koşma derecesi şimdilik yürüme seviyesindeydi.

"Seviyeleri teker teker arttıracağım bir anda arttırırsam kas dokularına zarar gelebilir."

"Tamam. Bana açıklamana gerek yok bu şeylerden pek anlamıyorum. Her şeyi sana bıraktım."

Tekrardan gülümsedi. Neden sapık gibi gülüşüne bakıyordum ki? İster istemez benimde yüzümde bir gülüş ifadesi oldu. Sürekli dibimde bitmesinden sanırım mutluydum.

Dikkatimi ondan dağıtmak adına gözlerimle etrafı süzdüm hem diğer erkeklere bakıyor hem de Ho Min'i arıyordum ancak akıllı Ho Min nerdeyse Jimin'in içine düşecek bir derecede ona yakın duruyordu. Oldukları yer ise en köşeydi yani öyle kimsenin görebileceği yer değildi.

Onunla konuşmak istiyordum. Tamam ayran gönüllüydü fakat nefret ettiği kişiyle nasıl 1 gece de arada ki buzları eritebiliyordu? Mesela süslü gelse benimle sabaha kadar telefonla konuşsa o işte bir iş arardım. Neden hemen güveniyordu ki? Fakat süslü Jimin'den farklı o da var. Eğer süslü birisiyle kendi arkadaşları hariç konuşuyorsa o işte bir çıkar vardı ancak Jimin'i tam tanımadığım için onun hakkında pek bir şeyler diyemiyordum. Geriyede sadece umarım mutlu olurlar demek kalıyordu.

Ben böyle hala onlar hakkında düşünürken Namjoon beklemediğim bir anda tempoyu arttırdı ve ben nerdeyse yere yapışacaktım. "Yah! Bari haber verseydin,düşecektim az daha."

"Dikkatin burada olsun başka yerlerde değil."

"Tamam" dedim geçiştirmek için ancak hala aklım onlardaydı. Bir şekil onları halletmeliyim.

Namjoon yine bir pislik yapar diye bu sefer ciddi bir şekilde dikkatimi buraya verdim. Dediği gibi aradan zaman geçtikçe seviyeyi ilerletti.

Terlemenin yanında nefeslerimi düzene sokamıyordum. Sık ve hızlı nefeslerimle kontrolü kaybetmiş sadece bir an önce şu aleti kapatmasını bekliyordum. Ancak o başımda pişmiş kelle gibi bana bakarak sırıttığı için kapatmaya niyeti yok gibiydi.

Kafamdan alevler çıkacakmış gibi hissediyordum değil Ho Min'i Namjoon'un şu an gamzelerini düşünecek halim bile yoktu. Tanrı aşkına kim yapmıştı bu şeyi?! Öleceğim burada!

"Yeter! Artık dur." Dedim zar zor. Nefesim bir yerlerime kaçmıştı ve ayaklarımın ağrıdığı yetmiyor ayak tabanlarım bile iflasa geçmiş 'yeter artık' diyordu.

Neyse ki benim aksime vicdanlı biri ki koşu bandını kapattı. "Su" elimi onun omzuna doğru koyarak "su" dedim tekrar. Ayaklarımın ağrısından boğazımın kuruduğunu yeni fark ediyordum.

Belki size abartıyor gibi gelebilirdim fakat basketbolda genelde yavaş koştuğum için hızlı koşmaya alışık değildim. O yüzden de alışık olmayan bedenim çabuk yoruluyordu.

Kendimi anlık yere atacaktım ki Namjoon beklenmedik bir hareketle beni tuttu ve kucağına aldı. Kendimi onun kucağına bıraktım.

"Aptal" dedi fısıldamayla fakat ben duydum. Kafasına vurmak istesemde elimi kaldıracak halim yoktu. Son gücümle anlına fiske attım.

"Sensin manyak"

Gözlerim kapanmak üzereydi,rahat bir yerdeydim ve kendimi güvende hissediyordum. Sonunda kapandı ancak yinede Namjoon'u duydum.

"Şu halinle bile benimle uğraşmaya devam ediyorsun,şapşal"

Tall✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin