Chapter 20

187 70 22
                                    

Elimdeki soğuk sudan kocaman yudumlar alırken elimle kendime hava yapmaya çalıştım

Hiç beklemediğimiz bir zamanda güneş açmıştı ve etraf sıcaktan patlıyordu

Ve takıma girmek isteyen oyuncular bu sıcakta ölesiye koşuyorlardı resmen, daha 3. turlarındaydılar buna rağmen çoktan terlemiş, yorulmuşlardı

"Pes etmek isteyen varsa gitsin!" Diye bağırdım, her turlarında bunu söylüyordum çünkü ciddi anlamda zorlanıyorlardı. 7 kişi birden durarak gözlerimin içine baktı

"Pes mi ediyorsunuz?"

Hep bir ağızdan 'evet' dediler ve aralarında Baekhyun'da vardı, müdür duyarsa çok kötü fırça atabilirdi

"Bu 6 kişi sınıfına Baekhyun hariç diğerleri gitsin."

Diğerleri hala koşuya devam ederken Baekhyun'un anlamsız bakışlarını es geçtim. Baban müdürdü yani sana daha nasıl torpil yapabilirdim ki?

"Tempolu koşusunu beğendim. Yanıma otur ve benimle beraber koşanları izle."

"Bunun gerçek bir bahane olduğuna inanmıyorum."

"Nasıl düşünürsen"

"O zaman bende koşuyorum."

"Çok koşmak istiyorsan sana 10 tur daha fazla verebilirim."

"Benim için sorun yok."

"Cesaretliyiz ha sevdim, hadi şimdi koş"

Gülümseyerek yanımdan ayrıldı ve tekrar koşmaya başladı. Ben ise hala teker teker hepsini analiz etmeye çalışıyordum

"Koşmak için engeli olan var mı?" Diye sordum eğer öyle bir şey de engeli olmasına rağmen koşturursam ceza yerdim. Hem basketbol koşuyla da ilgiliydi biraz o kadar sahayı bir top için koşuyorduk

"Sizler de sınıfınıza"

"Koşma engelimiz var fakat yine de oynayabiliriz basketbol"

"Doktor raporun var mı?"

"Hayır fakat basketbolda gerçekten iyiyiz."

"Ikimiz de klüplerde oynadık."

"Madem öyle yanıma gelin, koşu bittikten sonra sizi test edeceğim."

"Teşekkürler."

Ve bundan sonra ise zaten kimse konuşmamıştı aslında biraz acımıştım onlara, sanırım ben olsam şimdiye bayılırdım.

Çoktan 10.turlarını bitirmişlerdi ve nefesi başka yerlerinden alıyorlardı resmen

"Durun!" diyerek bağırdım, bu kadar işkence yeter gibiydi

"Namjoon hariç herkes spor salonuna o 5 tur daha koşacak."

Sinirle baktı bana, kim bilir içinden bana neler diyordu?

"Ben Namjoon'un başında bekleyeceğim sizde spor salonunda biraz antreman yapın. Geldiğimde sizi oturur bir şekilde görürsem takıma almam."

Biraz abarttığımı düşünebilirdiniz fakat basketbol takımı bizim için çok önemliydi, başka okullarla yarışıyor hatta bazen olduğumuz bölgeyi bile temsil etme hakkına sahip oluyorduk. Bizim için gerçekten avantajtı, okulumuz spora değer veriyordu bu yüzden hatta okula milli sporcu bile getirmişti onunla başkan olduğum için özel konuşmuştum ve biraz da bana tüyolar vermişti, iyi bir nba basketbol oyuncusuydu

Namjoon gözlerimin içine baktı, tamam belki fazla abartmıştım ona karşı ama sikeyim ki gıcık kapıyordum rahat edemeden bırakmazdım

"Kırmızı halı sermemi felan mı bekliyorsun? Devam et."

"Sana bunu ödeteceğim Hana, yemin olsun ki"

"Bunu o zaman konuşuruz canısı"

Tekrar yine aynı yerime geçerek telefonumla oynamaya başladım. Erkek basketbol takım seçmesinden sonra futbol antremanı vardı, ona ben girmeyecektim fakat başlarında duracaktım.

Benim branşım sadece basketboldu

Sıcağın kavurucu sıcağıyla tekrar dudaklarımı yaladım ıslatmak amacıyla,o kadar fazla su içmiştim ama yine de o harereti alamamıştı

Oturduğum yerde sıcaktan terliyordum

Düşünmeye başladım, Namjoon'u

Gerçekten haksızlık mı yapıyordum? Amacım sadece küçük bir ders vermek istememdi bana bulaşmaması adına

Basketbola ilk girdigim zaman bende çok haksızlık görmüştüm, genellikle vip'leri alırlardı takıma ve ben o zaman hayli zorlanmıştım

Daha ilk turu bitiren Namjoon'a döndü bakışlarım tempolu adımlarla sık nefeslerin arasından koşuyordu

Nedensizce yaptığı her hareketine kadar ayrıntılı bir biçimde izledim. Tamam, yeter bu kadar koşma diyemedim, belki de görüntüsünün güzelliğindendir

Düşüncelerim beni o kadar kendine hapsetmişti ki soyut bir düşüncenin aksine aklım Namjoon'da idi

Bitirdiği turlarının ardından önüme geldi, teneffüs birazdan çalacaktı en azından 10 dakika boyunca dinlenebilirdi

"Başka bir şey yoksa salona gidiyorum."

"Namjoon yanıma gel"

Anlamaz gözlerle biraz daha yaklaştı

Neden şu an gereksiz bir biçimde gözüme tatlı geliyordu?

Bu aptaldan hoşlanmamam gerekir!

Kendine gel Choi Hana!

Sarıldım, o ne olduğunu kavrayamadan kollarımı boynuna geçirdim. Vicdanım susmayarak kendini belli ediyordu, belki ona sarılırsam geçerdi

"Özür dilerim,fazla ileri gittim."

Hafifçe güldü, gamzeleri çıkmadı bu sefer ama güldü, bana bakarak hemde

Ellerini belime koydu, dokunması garibime gitmişti fakat rahatsız etmiyordu

"Merak etme sevgilim, ben iyiyim"

Ve ardından yanağıma kondurduğu minik buseyle olduğum yerde kalakaldım

Az önce ben ona sarılmıştım ve o da beni öpmüş müydü?!

İğrenç!

Hayır aksine yanağında hissettiğin o küçük et parçasından mutlusun

Mutluydum

Tall✔ Where stories live. Discover now